SETA > Yorum |
EndiÅŸeli Modernlerin EleÅŸtiri Tekeli

EndiÅŸeli Modernlerin EleÅŸtiri Tekeli

Eleştiri hakkını gasp edenler öncelikle entelektüel hegemonyayı elinde bulunduranlardır. Türkiye örneğinde bunu "Cumhuriyetçi pozitivistler" ve "endişeli modernler" temsil ediyor.

EleÅŸtiri, düÅŸüncenin yakıtıdır. EleÅŸtirinin olmadığı yerde saÄŸlıklı düÅŸünce de, müzakere de olmaz. EleÅŸtiri, yaratıcı düÅŸüncenin temel ÅŸartıdır. EleÅŸtirinin gün yüzüne çıkabilmesi, özgür bir sosyal habitat gerektirir. Bu yönüyle eleÅŸtiri, özel alana deÄŸil, kamusal alana ait bir faaliyettir. EleÅŸtiri, demokratik bir siyasal sistem için de vazgeçilmez niteliktedir. Aydınlanma felsefesini kuran zihnin asli unsuru da eleÅŸtirelliktir. Ne var ki on dokuzuncu yüzyılda, Fransız devriminin yıkıntılarını yaÅŸayan Batılı entelektüeller suçu Aydınlanma felsefesine atmışlardır.

Aydınlanma filozoflarının yıkıcılığına odaklanmışlar ve onların eleÅŸtirelliÄŸini eleÅŸtirmiÅŸlerdir. Zihinlerinde bir ayrım yapmışlar ve eleÅŸtirinin iki biçimi olduÄŸunu öne sürmüÅŸlerdi: Negatif eleÅŸtiri ve pozitif eleÅŸtiri.

Bu ayrım, modern siyasal kültür içinde popülerleÅŸmiÅŸ, "yapıcı eleÅŸtiri"den yana tavır alınmıştır. Düzenin olduÄŸu yerde bunda ÅŸaşılacak bir ÅŸey de yoktur. Fakat "yapıcı eleÅŸtiri"nin kutsanması, "yaratıcı düÅŸünce" için bir tehdit oluÅŸturabilir. Bu nedenle ben "yapıcı eleÅŸtiri" sözüne oldum olası mesafeli durdum. EleÅŸtiri pekala "yıkıcı" da olabilir.

***

EleÅŸtiriyi savunmalıyız. En çok da eleÅŸtirellik pozu kesenlere karşı yapmalıyız bunu. EleÅŸtiri hakkının gaspına karşı çıkmalıyız. Bunun için de önce gasıpların kimler olduÄŸunu doÄŸru teÅŸhis etmeliyiz. OlaÄŸan ÅŸüphelilere dönüp bakmak yetmez ama. Bu hususta "AKP" ve "Tayyip" mitlerine sarılmak bizi bir yere götürmez. Slogan atmış oluruz, o kadar. Gelin, gerçek gasıplara bakalım. EleÅŸtiri hakkını gasp edenler öncelikle entelektüel hegemonyayı elinde bulunduranlardır. Türkiye örneÄŸinde bunu "Cumhuriyetçi pozitivistler" ve "endiÅŸeli modernler" temsil ediyor.

***

Toplumsal ve siyasal alanda yaÅŸanan dönüÅŸümün entelektüel alandaki karşılıkları oldukça cılız. Cumhuriyetçi pozitivistlerin ve sol liberallerin entelektüel tahtları sarsılsa da, hâlâ yıkılmadı. Ä°ktidar makamından, düÅŸünceye vesayet koymaya, eleÅŸtiri tekeli oluÅŸturmaya devam ediyorlar. Bırakın eleÅŸtiri tekelini, hakikatin tekelini de ellerinde bulunduruyorlar. Neyin eleÅŸtiri, neyin yaÄŸcılık olduÄŸunu onlar biliyorlar. Ayrımcılığın ne olup, ne olmadığı onlardan sorulur. Åžiddetin hangi ÅŸartlarda terör, hangi ÅŸartlarda direniÅŸ unsuru olduÄŸu onların inhisarında. Nefret suçu ile ifade özgürlüÄŸü arasındaki farkı onlardan iyi bilen yok. Neyin özcülük, neyin sahicilik olduÄŸuna ise sadece onlar vakıf olabilir.

Tam anlamıyla bir sembolik ÅŸiddet mekanizması iÅŸletiyorlar. Bunun nedeni, kendi konumlarını tarih ve toplum üstü görmeleri.

Bir dönemin elitleri olduklarını ve kendilerini yeni döneme uyarlayamadıkları için demode olduklarını göremiyorlar. SeçilmiÅŸ olduklarına, kentli olduklarına, modern olduklarına, dünya gördüklerine inanıyorlar. Bu ruh hali, "eleÅŸtiri"yle kurdukları iliÅŸkinin de kaynağında yer alıyor. Bu nedenle yaptıkları eleÅŸtirinin "yapıcılığı" da, "yıkıcılığı" da, "kronikliÄŸi" de "akutluÄŸu" da önemsiz hale geliyor. "Nefsani eleÅŸtiri" yapıyorlar. Sanal bir "vicdan endüstrisi" inÅŸa edip, düÅŸman gördüklerini itham ediyorlar. Buna da eleÅŸtiri diyorlar. Oysa yaptıkları, eleÅŸtiriyi kirletmekten ibaret.

Cumhuriyetçi pozitivistler ve endiÅŸeli modernler kendi entelektüel çevrelerinin yazıp çizdiklerine ve saldırmayı adet edindikleri siyasetçilerin beyanlarına odaklanmayı yeterli görüyorlar. Kendi gündemlerini ülke ve hatta dünya gündemi gibi sunmakta üstlerine yok. Çok bilmiÅŸlikten ölecekler.

Evet, eleÅŸtiriyi savunmalıyız. EleÅŸtiri hakkını savunmalıyız. GerektiÄŸinde yıkıcı eleÅŸtiriyi de savunabilmeliyiz. Nefsani eleÅŸtiriyi, birilerinin kendi konum kayıplarına baÄŸlı, mikro iktidarlara hizmet etmek için üretilmiÅŸ safsataları deÄŸil.

[Sabah, 22 Ocak 2015]