AK Parti ile MHP arasında yeni anayasaya ilişkin görüşmelerin başlamasından bu yana dikkat çeken hususlardan biri, tasavvur edilen yeni sistemdeki “devletin başı" için düşünülen “isim"dir. Bu çerçevede yeni sistemin adı “cumhurbaşkanlığı" olarak zikredilse de, içerik olarak “tam başkanlık"ta karar kılınacağı yönündeki değerlendirmeler öne çıkmaktadır. Her ne kadar MHP çevrelerinden “cumhurbaşkanlığı" isminin aynı zamanda bir kavram tercihinin de yansıması olduğu ileri sürülse de, bu kavramın evrensel açıdan hangi hükûmet sistemine tekabül ettiği bir yana, isim konusunda Türkiye'de net bir çerçevenin olmadığı bir kez daha belirginleşmiştir.
Böylelikle irdelenmesi gereken hususlar şunlardır: Çağdaş “demokratik devletlerde" anayasal güvence altında kurumsallaşmış olan ve “devletin başı" (head of state) olarak tanımlanan makâm için hangi isim yaygın ve doğru bir şekilde tercih edilmektedir? İlgili ülkelerdeki isim tercihleri yanı sıra Türkiye ve Türkçe'deki kullanış şekillerinde fark var mıdır? Bu tercihlerin ilgili ülkelerin sahip oldukları “yönetim biçimi" veya “hükûmet sistemi" ile ilgisi bulunmakta mıdır?
Bu bağlamda öne çıkan kavramlar “cumhurbaşkanlığı" veya “devlet başkanlığı" olarak söylemselleştirilen bir devletin en tepe noktasındaki makâmlardır. Her ne kadar isim konusundaki yaklaşımlara yönelik Türk kamuoyunda birtakım önkabuller bulunsa da bunların gerçeklikle ilgisi sınırlıdır.
SİSTEMLERDEN DOĞRU TANIMI BULMAK
Öncelikle belirtmek gerekir ki, başkanlık sistemi, parlamenter sistem ve yarı başkanlık sistemleri birer “hükûmet sistemi" türü iken, cumhuriyet ve monarşiler birer “yönetim biçimi"ni teşkil etmektedir. Türkiye, Fransa, ABD, Almanya ve benzeri ülkeler birer “cumhuriyet"i temsil ediyorken, örneğin Birleşik Krallık, Danimarka, Hollanda, Kanada vb. ülkeler birer parlamenter “monarşi"dir.Türkiye'de yaygın olarak “cumhurbaşkanı" terimi, parlamenter veya yarı başkanlık sistemindeki “devletin başı" için kullanılmakta ve “kavramsallaştırılmakta" iken, başkanlık sistemindeki devletin başı için tercih edilen isim “devlet başkanı veya başkan"dır. Diğer taraftan Türkçe'de TDK'nın tanımladığı şekliyle “cumhurbaşkanı" için “cumhuriyetle yönetilen ülkelerde devlet başkanı, reisicumhur, cumhur reisi" açıklaması yapılmaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere, Türkiye'de yaygın olarak yalnızca parlamenter ve yarı başkanlık sisteminin geçerli olduğu “cumhuriyetlerin" en tepe noktasındaki makâm için “cumhurbaşkanı" kelimesi kabul görmektedir. Türkiye kamuoyunda başkanlık sistemlerinde devletin başı için tercih edilen isim ise “başkan" veya “devlet başkanı"dır. Örneğin “ABD Devlet Başkanı, Brezilya Devlet Başkanı, Meksika Devlet Başkanı" vb. isimler bu bağlamda öne çıkmaktadır. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken husus, Amerika Birleşik Devletleri'nin de her ne kadar resmî anayasal tanımlaması “ABD Cumhuriyeti" olmasa da esasen demokratik bir “cumhuriyet" olmasıdır. ABD'nin resmî devlet tanımlamasında –ABD Anayasası'nın 4. maddesindeki dolaylı imâ haricinde– cumhuriyet terimi yer almasa da ABD'nin bir cumhuriyet olduğu açıktır. TDK baz alınacak olunsa idi, ABD'deki devletin başı için de “ABD Cumhurbaşkanı" terimi kullanılması gerkirdi. Halbuki Türkiye'de ABD'nin başı “başkanlık sistemi" ile ilişkilendirilerek “ABD Başkanı" olarak isimlendirilmektedir. Diğer taraftan başkanlık sisteminin geçerli olduğu Latin Amerika ülkelerinin anayasalarının bir çoğunda “cumhuriyet" kelimesi yer almaktadır. Ancak Türkiye kamuoyu tarafından, buradaki devlet başkanları için de örneğin “Brezilya Cumhurbaşkanı", “Meksika Cumhurbaşkanı" ve benzeri tanımlamalardan ağırlıklı olarak kaçınılmaktadır. Aksine, “Brezilya Devlet Başkanı" vb. tanımlamalar akademi, medya ve siyaset kamuoyunda yaygın olarak tercih edilmektedir. Dolayısıyla Türkiye'de “başkan/devlet başkanı" tanımlaması daha çok geleneksel başkanlık sistemlerindeki devletin başı konumundaki makâm ile ilişkilendirilerek kullanılmaktadır. Böylelikle, ilgili ülke anayasalarındaki resmî ülke tanımlamalarında “cumhuriyet" kelimesinin mevcut olması halinde dahi –örneğin Brezilya Cumhuriyeti, Meksika Cumhuriyeti gibi– devletin başı için “cumhurbaşkanı" terimi tercih edilmemektedir. Aksine, “cumhurbaşkanlığı" ismi, yarı başkanlık ve parlamenter sistemler ile ilişkilendirilmektedir.
HERHANGİ BİR SINIRLAMA BULUNMUYOR
Türkiye ve Türkçe'deki bu tercihin temeli, muhtemeldir ki yarı başkanlık sisteminin çıkış noktası olan Fransa cumhurbaşkanı için Fransa anayasasında yapılmış olan “Le Président de la République", yani “Cumhuriyetin Başkanı" ifadesinden kaynaklanmaktadır. Bir diğer ihtimal, Türkçe literatürdeki “cumhurbaşkanı" tercihinin erken cumhuriyet döneminde tercih edilen “reis-i cumhur" isminin devamı olarak yorumlanabilecek eğilime dayandırılma ihtimalidir. Dolayısıyla “cumhurbaşkanı" ismindeki tercihin doğrudan bir parlamenter veya yarı başkanlık sistemine dayandırıldığı söylenemez. Bu sebeple başkanlık sistemine geçilmesi durumunda dahi “cumhurbaşkanı" isminin sürdürülmesinde herhangi bir kavramsal engel bulunmamaktadır.Sonuç olarak Türkiye diskurunda “devletin başı" için tercih edilen isim konusundaki güncel etken, TDK tarafından ileri sürüldüğü gibi bir ülkede geçerli olan –cumhuriyet, monarşi vs. gibi– “yönetim biçimi" değil, aksine, –başkanlık, parlamenter ve yarı başkanlık sistemi gibi– “hükûmet sistemleri" ile ilişkilendirilmesidir. Ancak kamuoyundaki bu söylemsel tercihin de –ABD'nin de bir cumhuriyet olduğu dikkate alındığı takdirde– doğru bir tercih olduğu söylenemez.
Tüm bu hususların dikkate alındığı takdirde, müzakereleri sürdürülen yeni sistemin adı konusunda esnek olunabilmesinde herhangi bir kavramsal sınırlandırmanın olmadığı görülmektedir. Böylelikle hükûmet sistemleri açısından “başkanlık sistemi"nin esas alınacağı yeni sistemde, yürütmenin ve devletin başı başkanlık sistemlerindeki karakteristiklere uygun bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı, yani “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı" olabilecektir.
[Yeni Şafak Düşünce Günlüğü, 2 Aralık 2016].