Türkiye’nin Afrin’e başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı ile ilgili CHP’nin tek itirazı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) konusunda değil. Ama şimdilik toplumsal baskıdan dolayı harekâtı bu mesele üzerinden sorunsallaştırıyor.
CHP’nin Zeytin Dalı Harekâtı’na kısmi desteği kısa bir süre içinde değişecek. Şu anki desteğinin açıklama tonu bile, ÖSO itirazının içinde kaybolup gidiyor.
Hep beraber göreceğiz. CHP ileriki günlerde harekâtın uzun sürmesinden tutun da sahada yaşanabilecek muhtemel aksamalara kadar bazı konuları öne çıkararak, sert şekilde eleştiri yapacak ve bu kısmi desteğinin de üzerini örtmeye çalışacak.
ÖSO konusundaki iddialarını ve suçlamalarını ise daha da yükseltecek. Bunun altyapısını şimdiden oluşturdu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz’ın başlattığı ve sonradan genel başkan düzeyinde ve kurumsal olarak CHP tarafından sahiplenilen ÖSO’ya yönelik suçlamalar, ABD tarafından tekrar edilerek Türkiye aleyhine kullanılacak.
Türkiye itiraz ettiğinde de “bunu sizin ana muhalefet partiniz dile getirdi” diyecekler.
Bu sürecin ABD’de nasıl işletileceğini, Serdar Turgut geçtiğimiz günlerde ayrıntılı bir şekilde yazdı zaten.
ABD ya da başkaca uluslararası aktörlerin, CHP’nin ÖSO konusundaki iddialarını Türkiye’ye karşı kullanmasının ardından, ana muhalefet partisi CHP, “bak biz demiştik, hükûmeti bu konuda uyarmıştık” diyecekler.
Bunun örneklerini FETÖ ile mücadele süreçleri başta olmak üzere birçok konuda gördük. MİT tırlarına yönelik operasyonlarda bu tip süreçlerin nasıl işletildiğine çok yakın dönemde şahit olduk.
Türkiye’nin elini zayıflatacak malzeme içeride bir söylem olarak üretildi. Söz konusu iddialar bazı gazeteciler ve FETÖ mensupları tarafından kullanışlı hâle getirilerek yabancıların kullanımına sunuldu. Ardından da uluslararası çevrelerin Türkiye’ye yönelik suçlamaları içeride iktidara karşı kullanıldı. Burada da durum aynı olacak.
CHP de bunu biliyor. Afrin operasyonuna desteğin yüksek olmasının getirdiği toplumsal baskıdan dolayı doğrudan muhalefet edemeyeceği için böyle dolambaçlı bir yolu seçiyor.
CHP’nin Afrin harekâtını kısmi, geçici, gönülsüz desteğinin ve ÖSO’yu suçlamasının altında yatan birkaç önemli neden var:
2019 seçimleri için HDP tabanına bir mesaj vermek istiyor. Operasyonun destek anlamındaki kazanımının zaten AK Parti ve MHP’ye yaracağını varsayıyor. Dolayısıyla da sonraki dönem için Afrin harekâtı konusunda manevra yapabileceği bir alanı yedekte tutmak istiyor.
Diğer taraftan CHP içinde hem Beşar Esad rejimine destek veren gruplar, hem de HDP siyasetine yakın olan çevreler, toplumun önünde yüksek sesle dile getirmeseler de, bu operasyona en başından karşılar.
Esad rejimine destek veren CHP’liler, ÖSO’nun mevcut durumda ve sonrasında Esad rejimine karşı önemli ve güçlü bir aktör olmasını istemiyorlar. Geçiş döneminde masada yer almasının Esad sonrası dizaynda sorun olacağını düşünüyorlar.
CHP içindeki HDP siyasetine yakın olan gruplar ise hem Esad sonrası için hem de mevcut durumda PYD karşısında Suriye’de güçlü bir aktörün varlığını istemezler.
Yani, CHP’nin ÖSO’ya yönelik suçlamasının ve itirazının altında yatan esas gerekçe Türkiye merkezli bir bakış açısı değil. Daha çok Esad rejimi öncelenerek ve Esad sonrası Suriye’de kurulacak yönetimde kimlerin ağırlığının olacağı düşünülerek, şimdiden ÖSO itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Suriye’nin geleceğinin dizaynında masada ya da sahada ÖSO’nun olması istenmiyor.
Bakmayın siz Kemal Kılıçdaroğlu’nın “Ordumuzun ÖSO’nun arkasında ne işi var? Ordu ÖSO’nun arkasına neden gizlenir, hangi gerekçeyle gizlenir, biz bundan rahatsızız” şeklindeki açıklamalarına...
Daha dün “Türk askeri Fırat Kalkanı operasyonuyla onların vatanlarını koruyor, onlar sahillerimizde keyif çatıyor. Neden ülkelerinde kalıp özgürlükleri için savaşmadılar?” diyordu.
[Türkiye, 1 Şubat 2018].