Arap Körfezi’nin doğalgaz rezerviyle ünlü küçük ülkesi Katar, Arap Baharı sürecinde siyasi, ekonomik ve askeri adımlarıyla bölgesel anlamda adından çokça söz ettirmiş ve bu değişim sürecini siyasi fırsatlara dönüştürmeye çalışmıştır. Bölgede yaşanan değişim karşısında aktif bir politika izlemeye çalışan Katar, benimsediği pozisyondan dolayı diğer Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerle zaman zaman karşı karşıya gelmiştir. Arap Baharı’nı bir bölgesel açılım fırsatı olarak değerlendiren Katar’ın bu süreçte, başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere diğer KİK üyelerinden siyaseten ayrıştığını söylemek mümkündür. Körfez’de yaşanan bu ayrışma üye ülkelerin kendilerinden çok bölgedeki diğer krizlerin çözümünün uzamasında etkili olmuştur.
Elinizdeki çalışma, Arap Baharı’nın Katar’ın genel dış politika ilkelerini ve diğer Körfez ülkeleriyle olan ilişkilerini nasıl etkilediğini incelemektedir. Bu bağlamda Katar’ın dış politikada sıklıkla benimsediği ‘arabuluculuk’ pozisyonundan ayrılarak bölgesel olaylar karşısında ‘taraf’ olmaya başladığının altı çizilmiştir. Katar kriz yaşayan bölge ülkelerine yönelik kimi zaman diğer Körfez ülkeleriyle birlikte hareket ederken kimi zaman da onlardan ayrılmıştır. Körfez’in yükselen ülkesi Katar’ın izlediği aktif dış politikanın analiz edilmesi hem yeniden şekillenmekte olan bölgesel ittifakları/ihtilafları anlama hem de krizlerin seyrini görme açısından önem arz etmektedir..