Türkiye ve Katar Arasındaki İyi İlişkiler Ortadoğu da Yeni Bir

Türkiye ve Katar Arasındaki İyi İlişkiler Ortadoğu’da Yeni Bir Askeri Eksen Oluşturabilir

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Türkiye ve Katar arasındaki ilişkilerin bölgeye etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Türkiye – Katar ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşmanın Doğu Akdeniz’deki dengeler için önemi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Türkiye’nin, Libya'da siyasi ve askeri olarak gücünü hissettirmesinin Hafter'in beklentilerini boşa çıkardığını ve Trablus’u ele geçirmesini engellediğini belirtti.

Bu analizde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)-Suudi Arabistan ekseninin Ortadoğu’daki demokratik halk hareketlerine özellikle Libya’daki meşru hükümete karşı izledikleri darbeci siyaset ele alınmaktadır.

BAE'den Skandal! Türkiye Karşıtı Lobi Faaliyetlerine Milyonlar Aktarıyor

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin, Türkiye karşıtı lobicilik faaliyetleri için dev bir fon ayırdığı ortaya çıktı. BAE, FETÖ terör örgütü ile ilintili platformların da aralarında yer aldığı Türkiye karşıtı kuruluşlara milyonlarca dolar aktarıyor. Kriter Dergisi’nin Şubat sayısında bu konuda geniş bir dosyaya yer verildi.

Devamı
BAE'den Skandal Türkiye Karşıtı Lobi Faaliyetlerine Milyonlar Aktarıyor
Libya Sahasındaki Aktörler Neyi Amaçlıyor

Libya Sahasındaki Aktörler Neyi Amaçlıyor?

SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan, Libya’da sahada olan bölgesel ve küresel güçler üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, 'Eğer bu tempo devam ederse Hafter güçlerinin dağılması kaçınılmazdır. Bu durumda UMH'nin ülkenin tamamında kontrolü sağlaması imkanı doğar.' dedi.

Türkiye kendi halkının ve bölge halklarının çıkarlarını öncelediği için, Özal zamanında olduğu gibi AK Parti döneminde de bağımsız dış politikaya yönelerek Orta Doğu’da daha uzun dönemli ittifaklar arayışına girdi.

Fransa, Libya petrollerinden aslan payını almak istiyor ve ülkenin kendi nüfuzu altında bir hükûmet tarafından yönetilmesi için çalışıyor. Bu politika çerçevesinde Mısır, BAE ve Suudi Arabistan yönetimleriyle, İsrail tarafından da desteklenen bir ittifak yaptı. Zamanla Yunanistan’ın da katıldığı bu ittifakın öncelikli hedefi, General Hafter’in desteklenmesi yoluyla Türkiye, Katar ve İtalya gibi rakiplerin Libya’dan uzak tutulması idi.

"Yakın markaj" tanımlamasını Milli Savunma Bakanı Akar ve Genelkurmay Başkanı Güler'in Trablus'a yaptığı ziyaret dahil son dönemdeki karşılıklı diplomasi trafiği için kullandı.

Türkiye’nin dış politikada seçmiş olduğu bağımsız ve kendi halkının çıkarını önceleyen yol bazı küresel ve bölgesel aktörlerle kendisini karşı karşıya getiriyor.

Libya krizinde etkili olan aktörler arasında, Kovid-19 salgınının etkisine rağmen daha önce hiç olmadığı kadar yoğun ikili ve çok taraflı diplomatik görüşmeler yaşanıyor.

Bölgemizde Türkiye'nin etkisini sınırlandırmak için var gücüyle çabalayanların başında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) geliyor. Abu Dabi, Kahire'yi Libya'daki iç savaşa sokmak için Türkiye karşıtı bir kampanyanın yürütücüsü. Darbeci Sisi'yi teşvik etmek amacıyla Türkiye karşıtlığı üzerinden bir "pan-Arabist milliyetçilik" üretmeye çalışıyor. "Türk işgali," "Bab-ı Ali ve kolonici dil" ya da "Arap iç işlerine karışmaktan vazgeçme" söylemleri bu çabanın ürünü. Ancak Vatiyye Üssü'ne yapılan son saldırıdan sonra BAE'nin yıkıcı faaliyetleri Ankara'da gündemin başköşesine oturdu. Daha önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun BAE'ye yaptığı uyarıyı geçtiğimiz günlerde Savunma Bakanı Akar'ın ifadeleriyle yeni bir aşamaya geçti: "Doğru zaman ve doğru yerde hesabını soracağız."

Türkiye, tepkisel ve tek-yanlı olmayan bir anlayışla çok-boyutlu, çok-taraflı, karşılıklı kazanç karşılıklı bağımlılık ilkelerine dayalı ve barış için savaşa da hazır halde olduğunu dost ve düşmana göstermiştir.

19. yılını kutlayan AK Parti'nin Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetinde geride kalan tecrübesinin muhasebesini yaparak 100. yılda Türkiye'yi bölgesinde 'büyük strateji'ye sahip bir aktör haline dönüştürme sorumluluğu bulunmaktadır.

İçeride yaşadığı sorunlar Macron’un gündemi iç politikadan dışarıya çekmek için adımlar atmasına ve Fransız dış politikasının zaten müdahaleci ve agresif olan çizgisini daha da belirginleştirmesine yol açtı.

Kapasite inşası etkin ve bağımsız bir dış politika vizyonuyla buluştuğunda Türkiye giderek risklerden korkan değil fırsatların peşinden giden, en temelde ise ulusal çıkarlarından taviz vermeyen bir ülke haline gelmekte.

Uzmanlar, ABD Başkanı Trump'ın kasım ayından önce Suudi Arabistan’ı İsrail ile normalleşmeye ikna etmeye çalışacağını, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın ise tahta çıkması karşılığında ABD ile pazarlık yapabileceğini belirtti.