Türkiye hızla arka arkaya yapılacak üç seçime doğru yol alıyor. 2013 yılındaki Gezi ve Dershane krizleri, ardından gelen 17-25 Aralık operasyonları ile ülke tarihinde hep tansiyonlu geçmiş seçim süreci daha da kritik hale geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve muhalefet liderlerinin üzerinde hemfikir olduğu üzere, bu seçimler geçmişte yaşananlardan daha özel bir süreci ima ediyor. Muhtemelen, alınacak sonuçlar ve bu arada yaşanacak gelişmelerin yönü, ülkenin sadece 4-5 yıl sonrasını değil, 10-50 yıllık kaderini de belirleyecek.
Ülke kritik bir kavşakta… 12 yıla damga vuran değişim sürecinin ülkeyi getirdiği bu kavşak, artık eski yapıların yamalarla iyileştirmesinden ziyade, geçmişten daha radikal bir kopuşu talep ediyor. 7 Şubat MİT krizi ve son yaşanan operasyonlar, aslında böyle bir kopuşun zamanında gerekli şekilde yaşanmamış olmasının da bir sonucu. Demokratikleşme süreci geri alınamayacak denli kurumsallaşmadan, ülkede yeni bir muhalefetin doğması mümkün olmadığı gibi, restorasyon ümitleri de her zaman canlı kalacak. Yeni anayasanın 2011 genel seçimlerinden sonra yapılamamış olması, gittikçe kutuplaşan ülkeyi rahatlatacak atmosferden mahrum kalınmasına yol açtı ve söz konusu krizleri beraberinde getirdi.
7 Şubat ve 17 Aralık momentlerinde, 12 yıllık reformlara karşı olan eski aktörlere bu yeni grup dahil oldu ve seçimlerin hedef alındığı sert bir mücadelenin ortasına düşüldü. Seçimlerde ortaya çıkacak iradenin üzerine ipotek konamayacağına göre, seçimlerin etkilenmesi, yani kamuoyu algısının yönetilmesi gerekiyordu. Operasyonlardan sonra kaset savaşları başladı ve ülke tarihinde hiç görülmemiş bir “şeffaflaşma” yaşandı. Yolsuzluk iddiaları ve bu kılıfa büründürülmüş operasyonlar ciddiye alınmayacak gibi değildi. Hükümet ve hükümet karşıtı ittifak seçmen iradesini kendi yanlarına çekmek üzere büyük bir seferberliğe girişti. Türkiye için seçimlerin bu kadar belirleyici hale gelmesi, paradoksal olarak 12 yıllık reformların bir sonucuydu.
Hasılı, bir gerçek var ki, Türkiye’de 30 Mart sonrasında siyaset ciddi bir değişim sürecine girecek. Ve bu değişimden muhtemelen yeni Türkiye’nin yeni siyasi oluşumları ortaya çıkacak. Tüm işaretler eskinin miadının dolduğunu göstermekte.
Bu incelemede AK Parti özelinde siyasi gelişmeleri, seçimlere hangi atmosferde girdiğimizi ve seçimlerden sonra nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağımızı anlamaya çalışacağız.