Türkiye 15 Temmuz 2016 Cuma gecesi, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu teröristlerin rol oynadığı bir askeri darbe girişimini bertaraf etti. Bu darbe girişiminin Türkiye’nin siyasi istikrarının yanı sıra ekonomik büyüme ve kalkınma hedeflerine de kastettiği aşikardır. Özellikle Türkiye’nin son 13 yıllık dönemde sergilediği ekonomik büyüme performansı, artan refah, bölge ülkeleri ile artan ekonomik ilişkiler ve dış yatırım çekme kabiliyeti göz önüne alındığında bu darbe girişiminin tamamıyla Türkiye’nin geleceğine yönelik bir tehdit olduğu açıktır. Bu açıdan darbe girişiminin çok kısa sürede bertaraf edilmesi ve hayatın bir an önce normalleştirilmesi çabası, ekonomik performansın sekteye uğratılmaması ve ilerlemesi bakımından sürecin iyi yönetilmesi gerektiği ön plana çıkmıştır. Bu bağlamda darbe girişimini izleyen dönemde, özellikle uluslararası piyasalardaki işleyişin devam etmesi, finansal sistemin stabil konumu ve ekonomi yöneticilerinin spekülatörlere fırsat vermeyen açıklamaları ile normalleşme sürecine katkı sağlamaları oldukça önem kazanmıştır.
İç piyasada istikrarın sağlandığına yönelik yapılan açıklamaların yanı sıra Merkez Bankası’nın faiz indirimine devam kararı ve ekonomi yöneticileri tarafından dış yatırımcıya verilen mesajlar sayesinde, uluslararası kuruluşların yaptığı açıklamalara rağmen darbe girişimi sonrası piyasalar rahatlamıştır. Darbe girişimi sonrası piyasada oluşan şokların iyi yönetilmesi ile birlikte kısa vadede iç ve dış piyasada istikrarsızlık bertaraf edilmiş ve alınan olağanüstü hal kararı sonrasında halkın ve yatırımcıların bu durumdan etkilenmeyeceğinin açıklanması oldukça önem arz etmektedir..