Farkında mısınız bilmiyorum ama Türkiye siyaseti yalanlarla şekillendirilmeye çalışılıyor. Bu durum Cumhurbaşkanlığının yemek masasından Kobani’ye kadar aynı seyir izliyor. Son seçim sonuçları gösterdi ki bu yalanlar kısmen başarılı oldu. Eğer HDP/PKK çizgisinin barajı geçmesinin en önemli sebebi nedir diye sorarsanız, hiç düşünmeden “Kobani” derim. Kobani üzerinden atılan iftiralar, akıllara durgunluk verecek yalanlar maalesef Kürt seçmenin oy tercihlerine direk olarak yansıdı. Diğer bir ifadeyle HDP Kobani yalanlarıyla Kürt seçmenin oylarını tahkim etti ve AK Partili Kürtlerden oy devşirdi.
Kobani’de PKK çizgisinin tüm argümanları, kendi acziyetlerini Türkiye’ye yansıtmak suretiyle dolaşıma soktukları ve paralel örgütün de canı gönülden sarıldığı hatta zeminini hazırladığı “Türkiye’nin IŞİD’i desteklediği” yalanına dayanıyor. Paraleller Türkiye’yi “teröre destek veren” ülke olarak uluslararası toplumda mimlemek ve hükümetin meşruiyetini kaybetmesinin zeminini oluşturmak isterken, operasyon ortakları PKK ise bu yalanı zerre miskal umursamadıkları Kürt halkını siyasi olarak dönüştürme malzemesi olarak kullandılar. Aynı zamanda Kobani’yi korumada gösterdikleri acziyeti ABD’nin eteğine sarılarak kapamaya ve hazır ABD’yi arkasına almışken asıl gündemleri olan Türkiye düşmanlıklarını daha konforlu bir zeminden yapmaya başladılar.
Açık söylüyorum, Türkiye’nin IŞİD’e destek vermesi, Madagaskar’ın IŞİD’e destek vermesi kadar absürd bir iddia. IŞİD, bölgede Türkiye’nin antitezi konumunda ve IŞİD üzerinden sadece Türkiye’nin bölge politikaları dizginlenmeye çalışılmıyor aynı zamanda iç siyaseti de şekillendirilmeye çalışılıyor. Bölgede Arap Baharı karşıtları, iç siyasette de PKK, paraleller vb. IŞİD üzerinden ürettikleri yalanları Türkiye’ye karşı tepe tepe kullanıyorlar.
IŞİD, Türkiye’nin de desteklediği Suriyeli muhaliflere verdiği zararı kime vermiş? IŞİD’in kontrolü altında olan toprakların çok büyük bir kısmının muhaliflerden savaşarak alınan topraklar olduğunu biliyor musunuz? Suriye’de IŞİD’le en fazla savaşan grubun PYD değil, Suriyeli muhalifler olduğunun farkında mısınız? IŞİD’in Esed rejimiyle girdiği gizli saklı ilişkileri, Esed rejiminin IŞİD’le koordineli yürüttüğü operasyonları, iki terör odağının aralarındaki ticari ilişkileri hiç duymadınız mı? Esed rejiminin IŞİD bahanesini kullanarak ayakta kaldığını, aynı bahaneyle İran’ın Suriye ve Irak’ı işgal ettiğini hiç mi aklınıza getirmiyorsunuz? IŞİD’in Ortadoğu’daki varlığının Türkiye’nin bedel ödeyerek desteklediği Arap Baharı ivmesini sona erdirdiğini hiç düşünmüyor musunuz? IŞİD’in PKK’nın kendini meşrulaştırma aracı olduğunu ve IŞİD’le mücadele argümanı üzerinden PKK’nın sırtını ABD’ye dayayan bir yapıya dönüştüğünü hiç mi görmüyor musunuz? IŞİD üzerinden Türkiye’ye çekilen operasyonları hiç mi okumadınız, hiç mi izlemediniz?
Hal böyleyken ve IŞİD’in Türkiye’nin ne içerdeki ne de dışarıdaki herhangi bir çıkarıyla zerre miskal teması yokken bu yalanı üretmek “vatana ihanet” seviyesinde büyük suçtur. Bu yalan Türkiye’nin iç ve dış politikasına ayar vermek isteyen bir üst aklın ürünü; PKK, paralel yapı gibiler ise bu yalandan nemalanmaya çalışan taşeronlardır.
[Akşam, 26 Haziran 2015]