Şu an birçok Başkent’te en fazla sorulan soru, Türkiye’nin sıradaki hedefinin ne olduğu. Türkiye’nin hem kararlılığını hem de kapasitesini ortaya koyan Zeytin Dalı Harekatı, aynı zamanda Afrin sonrasında Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta askeri tasarruflarına devam edeceğine dair güçlü işaretler verdi. Menbiç, Fırat’ın doğusu, Kuzey Irak… PKK’nın varlığının bulunduğu her yer Türkiye’nin hedefinde olduğu artık anlaşıldı. Fakat muhtemel harekatların zamanlama ve kapsamını herkes merak ediyor.
İsmi sıklıkla anılan her üç bölgenin de dinamikleri farklı. Afrin’de Rusya ile yoğun müzakerelere şahit olmuştuk, zira Afrin Rusların nüfuz alanındaydı. Menbiç’te yoğunluklu olarak ABD var. Keza Fırat’ın doğusu da ABD’nin nüfuzu altında, fakat yeterince vurgulanmayan bir rejim dinamiği de var. Söz konusu Kuzey Irak olunca Irak merkezi hükümeti, IKBY ve hatta İran gibi dinamikler devreye giriyor. Türkiye elbet zamanlamasını ve kapsamını kendisi belirleyerek adımlar atacak; yine de mezkur aktörlerle yürütülen müzakereler adımların zamanlamasının ve kapsamının belirlenmesinde büyük rol oynayacak.
ABD’den “henüz bir anlaşma yok” ve “Menbiç’ten çekilmeyi düşünmüyoruz” tarzı açıklamalar gelse de ABD ve Türkiye arasında Menbiç’e dair bir diyaloğun devam ettiği açık. ABD’deki Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı değişikliğinin ertelediği bir süreç var. Afrin sonrası ABD’de yeni bir Türkiye yaklaşımının ortaya çıktığını görüyoruz. Bu sebepten asgari müştereklerde buluşulabilirse Pompeo ve Bolton’un bu yaklaşıma şerh koymayacağını düşünüyorum. Asker kökenli Pompeo, Suriye konusunda Trump’ı etkisi altına alan CENTCOM’un “PKK obsesyonunu” dengeleyebilir. Bolton içinse kilit nokta, İran. Afrin hem Türkiye’nin imkanlarını hem de PKK ile İran’ın dengelenemeyeceğini gösterdi. ABD bu gerçekliklere intibak edebilirse Menbiç konusu sulh ile çözülebilir.
Fırat’ın doğusunda iki yönlü bir seyir izleyebiliriz. Bir taraftan Türkiye sınır hattındaki terör tahkimatlarına, özellikle PKK’nın etnik temizlik yaptığı bölgelere eşzamanlı müdahalelerde bulunabilir. Diğer taraftan da ABD ile kapsamlı bir yeniden dizayn çabası ortaya koyulabilir. Bunun için Afrin’de kendisini kanıtlayan ÖSO’nun, çoğu Türkiye’de yaşayan bu bölgenin aşiretlerinin devreye girmesi gündeme gelir. Menbiç eğer uzlaşılabilirse Fırat’ın doğusu için bir model teşkil eder. Fakat buradaki rejim dinamiği de atlanmamalı. Bu bölge Suriye’nin tarım ve enerji kapasitesinin büyük çoğunluğuna sahip. Rejim bu bölgeleri kolayca bırakmak istemez. Mevcut askeri varlığını üçe beşe katlamadan ABD bu bölgede PKK ile istikrar getiremez.
Ve Kuzey Irak. Irak’taki seçimler, IKBY ile ilişkiler ve İran’ın ikircikli politikaları harekatın gidişatını etkileyecek. IKBY ile ilişkiler yeni bir düzleme oturabilir, merkezi hükümetle ilişkilerde de İran “oyun bozucu” rolüne devam edecek. Fakat Afrin sonrası terörün kaynağında yok edildiği yeni düzlemde Türkiye bu bölgeye (Sincar ve Kandil ağırlıklı olarak) müstakil operasyonlar yapmaktan da kaçınmayacak. Irak ve Suriye’de eşzamanlı operasyonlar kimseyi şaşırtmasın.
[Akşam, 26 Mart 2018].