Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının (SETA) analizinde, Türkiye ve Almanya tarafından özellikle mevcut Birleşmiş Milletler (BM) düzenine yönelik bir sistem eleştirisi yapılırken adil olmayan bir temsil sorunu ve bununla ilintili memnuniyetsizliğin dile getirildiği belirtilerek, her iki ülkenin, bu bağlamda küresel düzendeki değişikliklere ve güç dengelerindeki asimetrik gelişmelere vurgu yaparak BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) bir değişim talep ettiği vurgulandı.
SETA, BMGK'ye yönelik reform çağrılarını irdeleyen, Türkiye ve Almanya'nın pozisyonlarını karşılaştırmalı olarak ele alan "BMGK Reformu: Almanya ve Türkiye'nin Karşılaştırmalı Pozisyonları" adlı analizini yayımladı.
SETA'dan yapılan açıklamaya göre, BMGK'nin genel yapısını ve başarısızlıkla sonuçlanan önemli reform önerilerini inceleyen analizi M. Erkut Ayvaz kaleme aldı.
Analizde, Almanya'nın son yıllardaki küresel etkinliği ve ekonomik gücüne paralel olarak artan BMGK daimi üyelik talebi ve yine son zamanlarda bölgesel ve küresel anlamda önem kazanan Türkiye'nin BM ve BMGK nezdindeki reform çağrıları mercek altına alındı.
Berlin ve Ankara'nın pozisyonlarını karşılaştırmalı olarak ele alan analizde, Almanya'nın talep ve beklentilerinin gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğuna dikkat çekildi. Bununla birlikte analizde, Almanya'nın taleplerinin ne ölçüde gerçekleşebilir olduğu ve buna karşın ne gibi küresel şerhlerin geçerli olduğu detaylı olarak işlendi.
Türkiye ve Almanya değişim talep ediyor
Almanya ve Türkiye'nin BMGK reformuna yönelik pozisyonlarında ciddi farklılıklar mevcut olsa da asgari çıkış noktası itibarıyla benzerlikler olduğu belirtilen analizde, şu tespitte bulunuldu:"Her iki ülke tarafından özellikle mevcut BM düzenine yönelik bir sistem eleştirisi yapılırken adil olmayan bir temsil sorunu ve bununla ilintili memnuniyetsizlik dile getirilmektedir. Bu doğrultuda dikkat çeken ortak söylem şüphesiz günümüz şartlarının İkinci Dünya Savaşı sonrası gelişen süreçten ciddi anlamda farklılaştığı yönündedir. Türkiye ve Almanya bu bağlamda günümüz küresel düzendeki değişikliklere ve güç dengelerindeki asimetrik gelişmelere vurgu yaparak bir değişim talep etmektedir."
Çalışmada, beş daimi üye haricindeki ülkelerin de artan ekonomik ve askeri güç kapasiteleriyle birlikte küresel statükonun eninde sonunda bu dinamikler vasıtasıyla değiştirilmeye ikna edileceği öne sürülürken; bu değişime BMGK daimi üyelerinin destek verme ihtimali ise düşük görüldü. Analizde bunun nedeni "Değişim daimi üyelerin kendi imtiyazlarından feragat etmelerini de beraberinde getirecektir ki, bu gereklilik mevcut durumda oldukça zor bir olasılık olarak değerlendirilmektedir." şeklinde ifade edildi.
Analiz: BMGK Reformu | Almanya ve Türkiye’nin Karşılaştırmalı Pozisyonları Çalışmayı inceleyebilir, PDF sürümünü indirebilirsiniz: https://t.co/AriEwaF8EJ | @Mercifon pic.twitter.com/cp3p0w2MCY
— SETA (@setavakfi) 27 Eylül 2019
Analizde, yine de diplomatik ve siyasi sorumluların bu konudaki çabalarını sürdürmesi ve reform için en elverişli anın takip edilmesinin elzem olduğu vurgulandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür." söylemine dikkati çekilen analizde, veto hakkına sahip beş ülkeye eleştiriler getirilerek; bu ülkelerin ulusal çıkarları doğrultusunda hareket etmeleri, BM'nin temel hedefi olan "Dünya barışı ve güvenliğini tesis etme" anlayışıyla çelişkili bir tutum olarak değerlendirildi.
[AA, 10 Ekim 2019]
Analizin tam metnine ulaşmak için aşağıdaki görseli tıklayın: