SETA > Strateji Araştırmaları |
Türkiye Kararlı Cesur ve Dikkatli Olmak Zorunda

Türkiye Kararlı, Cesur ve Dikkatli Olmak Zorunda

Türkiye milli güvenliğine yönelik bir numaralı tehdit olan Suriye'deki PKK varlığını ortadan kaldırma konusunda 15 Temmuz darbesinden beri cesur, kararlı ama dikkatli bir politika izliyor.

Trump'ın aniden Suriye'den çekilme kararı alması sonrasında Fırat'ın doğusu ile ilgili birçok spekülasyon yapıldı.

Kimileri her zaman olduğu gibi bir tuzağa çekildiğimizi iddia ederek, Türkiye'nin aşırı ihtiyatlı ve müdahaleden olabildiğince kaçınmaya dayalı bir politika takip etmesi gerektiğini savundu.

Diğer bazı çevreler ise Rusya'nın Türkiye ile olan bütün işbirliğini göz ardı ederek Fırat'ın doğusunda bir operasyona karşı çıkacağını ve bunun sonucunda bölgeyi Esed rejiminin ele geçireceğini iddia etti.

Trump'ın çekilme kararını almasından sonra geçen süre bize durumun böyle olmadığını gösterdi.

Zira Trump tek taraflılık ve izolasyonculuğa dayalı dış politika tercihleri ile uyumlu olan bu kararı alırken aynı zamanda bir seçim vaadini de yerine getiriyordu.

Yani Trump'ın Türkiye'ye tuzak kurma gibi bir derdi yoktu.

Türkiye'ye kurulan asıl tuzak Amerika'nın himayesi ve desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde bir terör devletinin adım adım kurulması politikasının kendisiydi.

Amerika'nın Suriye'den çekilme kararı almasıyla ile birlikte Türkiye'nin önündeki asıl engel kalkmış oldu.

Diğer taraftan Amerika'nın Suriye'deki hedefleri olan DEAŞ ve İran yayılmacılığının engellenmesi konusunda Türkiye ve Rusya ile çalışmak zorunda olduğu ortada.

Bu çerçevede bundan sonra esas pazarlığın Rusya ile Türkiye ve Amerika arasında olacağı tahmin edilebilir.

Türkiye Trump'ın kararı sonrası dikkatli bir diplomasi yürütmeye başladı.

Trump'ın ani bir çekilmeden vazgeçmesi de bu çerçevede değerlendirilmeli.

Trump'ın Ulusal Güvenlik danışmanı Bolton'un Türkiye ziyareti sırasında Suriye'de Türkiye ve Amerika arasındaki koordinasyon konusu netleştirilecek.

Ruslarla yürütülen müzakerelerde de belli bir seviyeye gelindiği anlaşılıyor.

Son karar büyük ihtimalle Erdoğan ve Putin'in bir araya geleceği zirvede verilecek.

Gelinen noktada Ruslar açısından Türkiye ile işbirliğine devam etmek önemli.

Zira Rusların Suriye'deki ana hedefi Esed'i iktidarda tutmak ve askeri üslerinin güvenliğini sağlamak.

Mevcut şartlarda Ruslar bu hedeflerine büyük oranda ulaşmış durumdalar.

Ruslar Suriye'de siyasi bir çözüm ve Suriye'nin toprak bütünlüğü konularında ise Türkiye ile işbirliği yapmaya mecbur.

Zira Türkiye artık Cerablus'tan İdlib'e tam manasıyla sahada.

Bu açıdan bakıldığında Fırat'ın doğusunda Türkiye ile karşı karşıya gelmek Ruslar için gereksiz bir maliyet olurdu.

Bu noktada yeni dönemde Rusya, Türkiye ve ABD'nin PKK'dan arındırılan bölgede DEAŞ'a yönelik ortak operasyonlar yapması bile ihtimal dahilinde.

Türkiye milli güvenliğine yönelik bir numaralı tehdit olan Suriye'deki PKK varlığını ortadan kaldırma konusunda 15 Temmuz darbesinden beri cesur, kararlı ama dikkatli bir politika izliyor.

Bu noktada diğer ülkelerle müzakere ederek kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz.

Bu politikanın somut neticelerini geçmişte aldık ve almaya da devam edeceğiz.

[Fikriyat, 1 Ocak 2019].