Yakın zamanda Ortadoğu’da patlak veren ve Arap Baharı olarak da bilinen halk devrimlerinin en kanlı ve çatışmalı örneği 2011 yılından itibaren Suriye’de yaşanmaktadır. Gün geçtikçe tırmanan iç savaşın etkisiyle, giderek artan sayıda Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Uluslararası toplumun kalıcı çözüm bulamaması ya da bu konudaki isteksizliği, sorunun derinleşmesine ve müzminleşmesine yol açtı. Sonuç olarak çok sayıda Suriyeli, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak başta Türkiye, Ürdün ve Lübnan olmak üzere komşu ülkelere sığındı.
Suriyeli sığınmacıların ev sahibi ülkelerde karşılaştıkları bir dizi sorun arasında, Suriyelilere yönelik olumsuz ve dışlayıcı algılar ve bunların üretilmesine ve de yayılmasına büyük oranda katkıda bulunan medya temsilleri bulunmaktadır. Suriyeli sığınmacıların medyada temsil ediliş şekilleri, sorunun uzamasına ve yaygınlaşmasına sebep olmaktadır.
Medyada yer alan olumsuz temsiller, halk arasında sığınmacılara yönelik görüşleri ve davranışları etkiledikleri için önemlidir. Ayrıca bu temsiller, sığınmacılar hakkında çıkarılan yasaları da etkileme gücüne sahiptir. Tüm bu nedenlerden dolayı ulusal basında “Suriyeli sığınmacı” temsillerinin incelenmesi hem sığınmacıların problemlerine bir çözüm sunulabilmesi hem de özelde sığınmacılar ve genelde tüm “farklı” ve yabancı olanlar hakkında tercih edilen ve de üretilen söylemler ile bunların oluşturmaya çalıştığı algıların anlaşılması açısından önemlidir..