SETA > Yorum |
Suriye de Sürdürülebilir İstikrar İçin Meşruiyet ve Güvenlik

Suriye’de Sürdürülebilir İstikrar İçin Meşruiyet ve Güvenlik

Suriye'de yeni yönetim, devletin yeniden inşası için rasyonel bir zeminde yol yürümeye çalışıyor. Ahmet eş Şara, 29 Aralık'ta devrim sürecinde rol oynayan tüm askeri grupların katıldığı "Zafer Konferansında" Suriye Arap Cumhuriyeti'nin Geçici Cumhurbaşkanı olarak atandı.

Suriye'de yeni yönetim, devletin yeniden inşası için rasyonel bir zeminde yol yürümeye çalışıyor. Ahmet eş Şara, 29 Aralık'ta devrim sürecinde rol oynayan tüm askeri grupların katıldığı "Zafer Konferansında" Suriye Arap Cumhuriyeti'nin Geçici Cumhurbaşkanı olarak atandı.

Şara, popülist davranmıyor. Suriye'nin önündeki zorlukları biliyor. Yaptığı açıklamalardan bunu anlamak mümkün. Hem içerde hem dışarda meşruiyete önem veriyor.

İçerde, yapacaklarını kademeli olarak, çoğunluğun destekleyeceği bir çerçevede belirli bir meşruiyet zemininde yapmaya çalışıyor. Hem devrime katılanları hem de rejimle doğrudan iş birliği yapmayan kesimleri Suriye'nin geleceği için belirli bir noktada buluşturmaya çalışıyor. Atacağı adımların ne tür sonuçlara yol açacağını hesap ederek yol yürüyor.

Esad'ın düşmesinin ardından, rejimin başbakanı ile görev devrinin yapılması sembolik açıdan önemliydi. Ahmed eş Şara, devrimin hemen ardından kendini devlet başkanı ilan etmedi. Başarılabileceğine yönelik hem içerde hem de uluslararası toplumun önemli bir kesiminde belirli bir güven oluştuktan sonra, devrim sürecine katılan tüm askeri grupların konsensüsü ile cumhurbaşkanı atandı. Bu süreçle eş zamanlı olarak, rejim anayasası yürürlükten kaldırıldı. Eski ordu ve parlamento feshedildi. Baas Partisi ve ona bağlı tüm komite, komisyon, kurum ve organizasyonları geri dönemeyecek şekilde lağvedildi. HTŞ kendisi dahil, rejime karşı savaşan tüm askeri yapılar kendini feshederek, devlet çatısı altına girme kararı aldı.

Bu yapıların tamamen lağvedilmesi, sadece içerde sağlanacak birlik açısından değil, aynı zamanda, uluslararası toplum tarafından muhatap alınacak yeni kurumların inşası yönünden de gerekli.

Suriye yeni yönetimi açısından şu an için en önemli mesele, uluslararası meşruiyet. Bu durum sadece meşru kabul görülmek yönünden değil, devletlerarası ilişkiler açısından da zorunlu bir süreç. Yeni yönetimin tanınması, uluslararası anlaşma imzalaması, para basımı, yeni büyükelçiler ataması gibi devleti devlet yapan hususlar, uluslararası meşruiyetle doğrudan ilgili.

Şara, cumhurbaşkanı olarak ilan edilmesinin akabinde gerçekleştirdiği ziyaretler ve görüşmeler, uluslararası meşruiyete katkı sağlayacak nitelikte. Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani tarafından Şam'da ziyaret edildi. Şara ise ilk ziyaretini Suudi Arabistan'a yaptı. Ardından da ikinci ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirdi. Bu ziyaretler hem o ülkeler nezdinde hem de bu ülkelerin ABD başta olmak üzere birçok ülkedeki etkisi ve gücü bağlamında önem arz ediyor.

Türkiye'de içinde bazı çevreler, Şara'nın ilk ziyaretini niçin Türkiye'ye gerçekleştirmediği ile ilgili eleştiride bulundu. Söz konusu ziyaretlerin, sırlamasının Türkiye'nin teşviki ve yönlendirmesi ile yapılma ihtimalini göz ardı etmemek gerekir. Yeni yönetime destekte yük paylaşımı, bölgesel düzlemde güven oluşturma, uluslararası meşruiyet konusunda hızlı yol alma açısından yeni yönetimi destekleyen ülkelerin sayısının çeşitlenmesi önemli.

Yeni yönetimin, Türkiye ile ilgili tutumu belli. Bunu ilk günden itibaren gösterdi. Suriye'nin istikrarından fayda görecek en başta gelen ülke Türkiye. İstikrasızlığından da en fazla zarar görecek ülke olacağı gibi... Dolayısıyla Türkiye, yeni Suriye yönetimin uluslararası meşruiyetinin sağlanması, bölge ülkeleri için tehdit olarak algılanmamasına yönelik güvencelerin oluşturtulması, yaptırımların kaldırılması, toprak bütünlüğünün tesisi ve yeni yönetime birçok konuda doğrudan destek için yoğun bir çaba gösterdi. Bunu yaparken, hamilik eleştirilerini etkisizleştirecek bir söylem seti kullanmaya özen gösterdi. Dün yapılan ziyarette bu konuların yanında, Suriye içindeki terör örgütlerinin tasfiyesi, serbest ticaret ve ekonomik toparlanma, stratejik ortaklık, devletin yeniden inşası ve kapasite oluşturmasına yönelik Türkiye'nin hangi alanlarda katkı verebileceği, yeni Suriye ordusunun eğitimi, Suriye içinde Türk ordusuna sağlanacak üstler gibi birçok konu başlığının ayrıntılı bir şekilde ele alınmış olacağını tahmin etmek zor değil. Bu yazı yazıldığında, Ahmed eş Şara ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın görüşmesi devam ediyordu. Görüşmeden çıkan sonuçların analizi bir sonraki yazıya kalsın.

[Sabah, 5 Şubat 2025]