SETA > Yorum |
Siyasete Dört Farklı Bakış

Siyasete Dört Farklı Bakış

Ahlaksız siyaset yapanlar sadece siyasi alanda değil hayatın her alanında ahlak ilkelerinin dışındadırlar. Davranışlarının ahlak açısından ne anlama geldiği üzerine düşünmezler. Bu pozisyondaki kişiler vicdan duygusu taşımazlar.

Ahlak üzerinden siyasete bakışta dört ayrı grup var. Bu dört farklı bakışın birbirlerine karşı konumlarını anlayabilmek için, düz bir çizgi üzerinde dört ayrı nokta işaretleyelim. Çizginin bir ucuna “ahlakçı bakışı” koyalım. Ortaya doğru “ahlaklı gerçekçiliği” yerleştirelim. Ortanın diğer tarafında ise “siyasal Makyavelizm” olsun. Çizginin diğer ucunda ise “ahlaksız siyaset” veya “siyasetteki psikopat” anlayışını koyalım.

SİYASETTE AHLAKÇI BAKIŞ

Çizginin bir ucundaki bu pozisyonda sert ve katı bir ahlak dili vardır. Siyasetin pratiğinde örneği kolay bulunabilecek ahlaki sorunlar, düşünme biçiminin merkezine koyulur. Bu örnekler üzerinden siyaset ve siyasetçiyi, düşük, küçük, ahlaksız ve aşağı görme eğilimi oluşur. Siyasal alandaki pratik zorluklar ve çelişkiler hesaba katılmaz. “İdealde olması gerekenler” dili üzerinden düşünülür. Düşünceler teorik yaklaşımlar üzerinden kurulur ama eleştiriler pratik işleyiş üzerinden yapılır.

Bu pozisyonun güçlü tarafı savunulması kolaydır. Kendini haklı ve güçlü hissetmeyi sağlar. Ahlaki bozulmaya karşı daha korunaklı olmayı mümkün kılar.

Bu pozisyonun sonuçlarından biri, hep muhalefette kalmaya mahkum olmaktır. Çünkü bu bakış açısıyla var olan şartlar içinde hareket etmek zordur. Ancak, durmayı, kendini korumayı ve ahlaki söylem üretmeyi mümkün kılar.

AHLAKLI GERÇEKLİK 

Bu pozisyonda ahlaklı olmak önemsenir. Fakat ahlak anlayışı, pratik ve reel dünya içerisinde dinamik bir şekilde yorumlanır. Yaşanan sosyal ve siyasal çevrenin analizi yapılır. Reel ve işleyen dünyaya teslim olmak hedeflenmez. Ama var olan şartlar dikkate alınır. Bu yaklaşımda iktidar mücadelesi önemsenir.

Bu pozisyonun zorluğu, teorik ahlakla pratik şartlar arasında doğru bir duruşu bulmaktaki zorluktur. Bu pozisyonda hem var olan sosyal çevreyi dönüştürme hem de sosyal çevre tarafından dönüştürülme ihtimali vardır.

Bu pozisyonun sunduğu imkan ise hem ahlak sınırları içinde kalmayı mümkün kılar, hem de reel dünyada siyaset içinde aktör olma imkanı verir. Geniş halk kitlelerinin oylarını almada en elverişli pozisyon budur. Benim gönlüm bu pozisyondan yana.

SİYASAL MAKYAVELİZM

Bu pozisyonda ahlaki bakış merkezi değildir. Önemli olan iktidarda olmaktır. Ahlak iktidarı elde etmeye veya tutmaya yarıyorsa önemlidir, iktidarda olmayı veya kalmayı zorlaştırıyorsa önemsizdir. Hatta ahlaki davranmanın zayıflığa sebep olacağı düşünülür.

Daha büyük hedefler ve idealler adına her türlü ahlak dışı eylemin yapılması meşru görülür. Kontrolsüz bir pragmatizm ve çıkarcılık vardır. “Hedefe giden her yol mubahtır” söylemi kabul görür. Birey kendi başına ve kendi için yapmayacağı şeyleri, siyasal grup adına rahatlıkla yapar hale gelebilir.

Bu pozisyonun güçlü tarafı, siyasal alanda aşırı esneklik imkanı vermesidir. Sorunu ise oldukça çatışmacı olmasıdır. Kişi ve topluluklar sürekli kazanma için acımasız mücadele ederler ve sonunda kendi mutlak karşıtlarını oluştururlar.

AHLAKSIZ SİYASET YADA SİYASETTEKİ PSİKOPAT

Bu pozisyonun ve bu pozisyondaki kişilerin hali, ahlak dışılık veya ahlak karşıtlığıdır. Bu kişiler sadece siyasi alanda değil hayatın her alanında ahlak ilkelerinin dışındadırlar. Davranışlarının ahlak açısından ne anlama geldiği üzerine düşünmezler. Bu pozisyondaki kişiler vicdan duygusu taşımazlar.

Bu pozisyon aslında siyasal başarıya engeldir. Ahlakilik insan zihninin verili unsurlarından biridir. Vicdan insanların çoğunun zihinsel derinliklerine çakılı bir yerleşikliğe sahiptir. Geniş kitleler ahlaksız, vicdansız eylemleri benimsemez, nihai noktada karşı çıkarlar.

[Star, 9 Şubat 2015]