Panele başkentteki STK yöneticileri, bürokratlar, akademisyenler, sivil toplum temsilcileri, basın mensupları ve davetliler katıldı.
ABD Temsilciler Meclisinin eski Demokrat üyesi ve Orta Doğu Barışı Daniel Abraham Merkezi Uzmanı Robert Wexler, panelde yaptığı konuşmada, ABD’nin çıkarları anlamında Türkiye’nin merkezi bir role sahip olduğunu söyledi.
Wexler, iki ülke arasında tarih boyunca krizler yaşandığını ancak son zamanlarda bu krizlerin yüksek seviyede seyrettiğini belirtti.
Türkiye’nin ve ABD’nin kendi çıkarları doğrultusunda bazı kararlar vermek zorunda olduğunu ifade eden Wexler, “DEAŞ, ABD için bir numaralı terör tehdidi ve ABD (YPG desteği) bir seçim yaptı, Türkiye açısından hayal edilemez bir tercihti. Türkiye de stratejik bir tercih yaptı ve belli savunma sistemlerini Rusya’dan satın aldı. Gereksinimler Türkiye açısından tabii ki anlaşılabilir. ABD halkı da ‘Nasıl olur da müttefikimiz NATO’nun hava üstünlüğüne zarar verebilecek bir tercih yapabildi’ diye düşündü.” şeklinde konuştu.
“MUAZZAM KREDİ”
Wexler, ABD Kongresinin Türkiye’ye yaptırımlar konusunda ikiye ayrılmış durumda olduğunu belirterek kendisinin Türkiye’ye yaptırımın ABD’nin çıkarına olduğunu düşünmediğini söyledi.
Siyasi manevraların kendi kendine ortaya çıkmayacağını kaydeden Wexler, “DEAŞ’ı yenmemizi sağlayan insanlar şu an Türk kuşatması altında. Türkiye-ABD olarak şu anda ilişkilerimiz zor dönemden geçiyor.” ifadesini kullandı.
Wexler, Türk-Amerikan ilişkilerinin düzelebileceğine dair tavsiyelerini de dile getirerek “Türkiye-ABD olarak geçmiş kırgınlıklar bir tarafa bırakılmalı ve geleceğe bakılmalıdır.” dedi.
“Türk halkı muazzam bir krediyi hak ediyor” diyen Wexler, bu kredinin Türkiye tarafından fark edilmediğini belirterek “Birçok Avrupa ülkesinin aksine Türkiye bir model oluşturdu. Suriyeli mülteciler bağlamında Türkiye’den öğreneceğimiz çok şey var.” değerlendirmesinde bulundu.
İLİŞKİLERDE GÜVEN
NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanvekili ve AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Çonkar da Suriye’deki iç savaş sebebiyle 12 milyon kişinin yerinden edildiğini ve bunun Türkiye başta olmak üzere Ürdün ve Lübnan’ı etkilediğini kaydetti.
Suriye’de devlet otoritesinin gücünü kaybettiğine ve Türkiye açısından Suriye’nin kuzeyinin tehdit oluşturduğuna dikkati çeken Çonkar, YPG’nin PKK’nın bir parçası olduğunu ve Suriyeli Kürtleri temsil etmediğini söyledi.
Çonkar, NATO’nun ve BM’nin bu terör örgütlerine karşı ortak bir tutum içerisine girmemesinden Türkiye’nin üzgün olduğunu belirtti.
Türkiye-ABD müttefikliğinin, ilişki kapsamının temelini oluşturması gerektiğini söyleyen Çonkar, “ABD, Türkiye’nin bu bölgedeki mücadelesine mesafeli. Türkiye barış ve istikrar için çabalarını ortaya koyuyor ancak Türkiye’nin endişelerinin temel alınmadığı perspektiflerin çözüme ulaştırması çok güç. İlişkilerde en önemli konu güvendir, insanlar arası güven ve ülkeler arası güven. Neredeyse 70 yıllık bir müttefikin Türkiye’ye karşı daha adil olması gerekiyor. Diyalog ve güvenle bu sorunlar aşılacaktır.” diye konuştu.
BÖLGEDE “KÜRESEL” GÜÇ
SETA Washington DC Koordinatörü Kadir Üstün de iki ülke ilişkilerinin “bazılarının çözülebilir, bazılarının çözümlenmeyebilir” konuları kapsayabileceğine dikkati çekti.
Medyanın yönlendirmesiyle çözümlenmemiş konuların sürekli gündemde tutulduğunu ileri süren Üstün, farklı tutum ve stratejilerin yanlış anlaşılmaya maruz bırakıldığını ve tarafların birbirine “artık güvenilir müttefik değil” penceresinden baktığını kaydetti.
Üstün, iki ülkenin de politik yaklaşımlarını tamamen değiştirmesi gerektiğini belirterek “Türkiye bölgesel güç ve küresel güç olmayı istiyor. Bölgesel konularda küresel güç olmayı arzuluyor. Türkiye emperyal bir politika gütmüyor. Reel dünyada da ABD bir küresel güç ve bu da bir gerçeklik.” dedi.
ABD’nin Türkiye sınırındaki problemleri doğru anlayamadığını düşündüğünü belirten Üstün, “Türk-Amerikan ilişkilerinde bana göre ‘ölçek problemi’ var, iletişim problemleri çözülmelidir.” ifadelerini kullandı.
[AA, 11 Aralık 2019]
.