Bu soru, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın SP lideri Karamollaoğlu ile 2 saati aşan görüşmesi üzerine yeniden gündeme geldi. Karamollaoğlu, partisinin hangi ittifakta yer alacağı kararını vermek için henüz erken olduğu görüşünde. Ve gazetecilere verdiği mülakatlardan anlaşılan Millet ittifakına daha yakın dururken Cumhur ittifakına da kapıyı kapatmıyor. "Başkanlık sistemine temelden karşı olmadığını" söyleyen Karamollaoğlu, mevcut sistemdeki "denge ve denetlemenin" güçlendirilmesini Cumhur İttifakı görüşmeleri için bir nevi ön şart koşuyor.
Yine de Erdoğan ve Karamollaoğlu arasındaki diyalog zemininin güçlenmesi bekleniyor. Kuşkusuz hangi ittifaka katılacağı SP'yi, liderini, teşkilatını ve seçmenini ilgilendirir. Bu karar da hem politika uyumu hem de ne kazanılacağına bakılarak verilir. Gerçi SP, önceki iki seçimde AK Parti ile müzakerede istediğinden çok azı ile CHP ile anlaştı. Bu sebeple siyasi tercihlerin hep rasyonel zeminde oluşmadığını akılda tutarak SP için hangi tercih ne getirir değerlendirmesi yapmakta fayda görüyorum.
Her İki İttifak da Genişlemek Zorunda
Malum, mevcut seçim sistemine göre cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50+1 alma şartı SP ve benzeri oy desteğine sahip partileri ittifaklar için önemli kılıyor. Her iki ittifak da bunun farkında. 2023 seçimlerine giderken genişleme çabasındalar. Nitekim MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin son grup konuşmasında "Meclis'te denge ve denetleme göreviyle mesulüz. Biz muhalefetiz" açıklaması iki şekilde yorumlandı. İlki, AK Parti'ye önemini göstererek bir mesafe koydu.
İkincisi, yeni muhalefet partilerinin Cumhur İttifakı'na katılmasına alan açtı. Elbette 2023 seçimlerinin ne kadar kritik olduğunu gören Bahçeli'nin Cumhur İttifakı'nın genişlemesini arzu etmesi beklenir. Özellikle Bahçeli'nin CHP'nin tezkereye hayır demesi ve HDP'yi meşru aktör görme politikasına geçmesiyle milli güvenlik bağlamında bir meydan okumanın büyüdüğünü düşündüğü hatırlanırsa... CHP, HDP'yi yanına almak için bu kadar risk alırken elbette SP dahil diğer muhalefet partilerinin hepsini bir araya getirme gayretinde. "Parlamenter sisteme dönüş" hikayesinin tüm gayesi de bu partileri bir arada tutmak.
SP'nin Yeri Neresi?
SP önceki seçimde Millet İttifakı içindeydi. Meclis'teki kazancı birisi istifa eden iki milletvekili olurken partinin oyları artmadı. İttifak içi oy hareketliliğinin yüksek olduğu düşünülürse SP'nin CHP ve İP'ten oy alması neredeyse imkânsız. Bir yandan ne kadar Erdoğan karşıtı olsa bile Millî Görüş hareketinin, CHP ve İP seçmeni nezdinde tercih edilir konuma gelmesi mümkün görünmüyor. Diğer yandan CHP'nin söylem ve ittifakı içerisinde olmanın kendisi bile, SP'nin AK Parti'den ayrılabilecek muhafazakâr seçmeni çekmesini engelliyor. Kılıçdaroğlu'nun "dindarlarla helalleşme" söylemi de sadece CHP'ye muhafazakâr seçmen yanında meşruiyet katar; SP'ye bir getirisi olmaz. Sebebi basit. CHP önderliğindeki Millet İttifakı ile birlikte hareket ettiğinde oylar SP'ye doğru hareketlenmiyor, İP'e yöneliyor.
Hatta "liberal" söylemlerine rağmen aynı şey GP ve DEVA için de geçerli. Aslında Millî Görüş ideolojisi SP'yi dış politika ve milli bağımsızlık konularında Cumhur İttifakı'na yaklaştırıyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminde güncelleme konusunda anlaşılması durumunda diğer farklılaşan konular Bahçeli'nin bahsettiği "ittifak içinde olma ancak muhalefet olmayı koruma" durumu ile yönetilebilir. Yine, Cumhur İttifakı içerisinde olması durumunda SP ile AK Parti arasında oy hareketliliği yaşanabilir. Bu da hem Meclis'te daha çok sandalye hem de oyların artışı demek. SP'nin Cumhur İttifakı'na katılmasının Kürt seçmene olumlu bir sembolik mesaj göndermesi söz konusu olur. Ezcümle, CHP'nin politikalarını ve söylemlerini belirlediği Millet İttifakı içinde yer almak Millî Görüş siyasetçileri için sonradan açıklanması zor bir miras olabilir. Hem rasyonel kazanç çetelesi hem de kimlik-ideoloji tercihleri açısından...
[Sabah, 13 Kasım 2021].