Almanya’da yurt dışı eğitim müesseseleri konusu Alman Dışişleri Bakanlığı uhdesinde “yurt dışı kültür ve eğitim politikaları” (auswartige kultur- und bildungspolitik) kapsamında uzun yıllara dayanan köklü bir eğitim ağına dayanmaktadır. Almanya’nın “yumuşak gücü“nün (soft power) merkezi olarak görülen yurt dışı eğitim ve kültür faaliyetleri devlet ve sivil toplum kuruluşu olan derneklerin iş birliğiyle geniş bir yelpazede faaliyet göstermektedir. Tüm bu aktörlerin ortak vizyonu doğrultusunda maddi kaynaklar elde etmelerinin sonucunda Alman devletinin kamu ve kültürel diplomasi politikalarına ciddi katkıda bulundukları birçok akademik çalışmada ele alınmıştır.1
Alman Dışişleri Bakanlığının “Alman dış politikasının üçüncü direği”2 olarak tanımladığı yurt dışı kültür ve eğitim politikalarının kurumsal anlamda temelini oluşturan Alman okullarının dünya genelindeki dağılımına ve tarihsel gelişimine bakıldığında Almanya’nın bu alanda geçmişe dayanan bir gelenek ve tecrübeye sahip olduğu gözlenmektedir. Ancak uluslararası ilişkilerin temel mantığını oluşturan mütekabiliyet prensibi konusunda Almanya Türkiye’ye yönelik aynı yaklaşımı benimsememektedir. Almanya’nın 19. yüzyılın ortasından itibaren İstanbul’daki Özel Alman Lisesi’ni işletmesi veya günümüzde Alman devleti himayesinde Türkiye’de beş okulun işletilmesi buna örnek teşkil etmektedir. Aynı şekilde Yunanistan, Japonya veya İran gibi ülkelerin yanı sıra en az yirmi ülkenin de Almanya’da okulunun bulunduğunu belirtmek gerekmektedir. Buna rağmen yakın bir zamanda gündeme gelen fakat Alman kamuoyu tarafından “Almanya’da Türk okulları” fikrine gösterilen tepkinin rasyonel bir zeminde gerçekleşmediğini söylemek mümkündür. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin Almanya’nın üç önemli şehrinde okul açmayı hedeflediği bilgisinin kamuoyuna yansımasından sonra özellikle Alman medyasında konunun alışagelmiş reflekslerle siyasallaştırıldığı ve bağlamından koparıldığı saptanmıştır. Bununla birlikte 2018’de İzmir’de...