SETA > Yorum |
MHP ve İYİ Parti Arasında Artan Gerginliğin Anlamı

MHP ve İYİ Parti Arasında Artan Gerginliğin Anlamı

Seçimlerde İYİ Parti’nin MHP’den ve Akşener’in de kendi partisinden daha az oy alması, parti içinde devam eden tüm rahatsızlıkları seçim sonrasında gün yüzüne çıkardı.

İki parti arasında son iki haftada yaşanan gerginlik, Meral Akşener’in parti grup konuşmasında, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik ağır sözleri ile başladı.

Aslında Akşener “Saray yancısından da milliyetçi olmaz. Milliyetçiden de Saray paspası olmaz, olamaz. Ne yana çeksen o yana uzayan lastik adamlardan milliyetçi olmaz, olamaz” şeklinde hakaret içerikli eleştiriyi dile getirdiğinde, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kendisine çok daha sert bir karşılık vereceğini biliyordu.

Bilinçli olarak, bu kadar ağır sözlerle MHP liderine yüklendi. Amacı yerel seçime giderken yeni bir “milliyetçilik tartışması” başlatmaktı.

Bunun altında yatan esas sebep de İYİ Parti’nin yerel seçimlere giderken kendisini ideolojik konumlanma olarak yeniden tanımlamaya ihtiyaç duymasıydı.

Hatırlayalım.

İYİ Parti’yi kuranlar geçmişte MHP’de siyaset yapanlardan oluşsa da kuruluşunda parti kendini “milliyetçi” olarak tanımlamaktan kaçındı.

Hatta 24 Haziran seçimlerine gidildiği dönemde parti özellikle “siyasetin merkezi”nde olduğunu sürekli vurgulama ihtiyacı hissetti.

Seçim kampanyasında, geçmişte sert milliyetçi söyleme sahip olan İYİ Parti’nin önemli aktörleri kamuoyunun önüne çok çıkarılmadı.

İdeolojik konumlanmadaki muğlaklık ve kimliğinin “merkez partisi” olarak tanımlanması, bazı parti kurucuları tarafından “yeni partinin yeni bir gömlek giymesi gerekmiyor” gibi söylemlerle düşük profilli düzeyde eleştirilse de seçim sonrasına kadar bu eleştiriler yüksek sesle dile getirilmedi.

MHP teşkilatlarında görev almış ama sonradan İYİ Parti teşkilatlarını oluşturan tabanda ise bu tartışma çok daha sert yürütüldü.

Seçimlerde İYİ Parti’nin MHP’den ve Akşener’in de kendi partisinden daha az oy alması, parti içinde devam eden tüm rahatsızlıkları seçim sonrasında gün yüzüne çıkardı.

Seçimlerin ardından Akşener ve bazı parti yöneticilerine yönelik çok ağır eleştiriler yöneltildi.

Seçimlerde CHP ile yapılan ittifak, HDP’ye yönelik “HDP Kürt siyasal hareketinin temsilcisi” söyleminde olduğu gibi olumlu ve ılımlı yaklaşım ve yine “FETÖ ile mesafesizlik” partinin Afyon kampında masaya yatırıldı.

Parti içindeki bu tartışmalar ve Akşener’in genel başkanlığını önce bırakacağını açıklaması sonra tekrar seçilmesi döneminde, İYİ Parti’den yoğun istifalar yaşandı.

Parti kurucuları olan Özcan Yeniçeri ve Yusuf Halaçoğlu gibi isimlerin istifası da parti tabanından kopuşları hızlandırdı. Birçok teşkilat istifa etti.

Devlet Bahçeli’nin “pişmanlık yaşayan, hatasını anlayan her ülküdaşım ile kucaklaşmaya hazırım” açıklaması da İYİ Parti tabanından kopuşları cesaretlendirdi.

İşte tüm bu yaşananlardan dolayı Akşener, popülist içeriğe sahip ve Avrupa radikal sağının söylemlerine benzer bir yaklaşımla “yeni bir milliyetçilik tartışması” başlatarak yerel seçimlere gitmek istiyor.

Merkez parti kimliği ile ve “memnuniyetsizlerin” bir araya gelerek oluşturduğu bir partide, seçim kazanmak bir yana miting bile organize edilemeyeceğini görüyor.

Devlet Bahçeli ve MHP siyasetinin eleştirisi üzerinden milliyetçi tabana tekrar yaklaşmak istiyor.

Bunu daha çok MHP’nin Cumhur İttifakı içindeki konumunu sorunsallaştırarak yapmaya çalışıyor.

Böylece daha seküler milliyetçileri ve ulusalcı kesimi kendi partisine çekebileceğini düşünüyor.

Ayrıca bir önceki seçimde Akşener ve ekibi, ne kadar sert eleştiri yaparsa yapsın Erdoğan ve AK Parti tarafından hiç muhatap alınmamıştıAkşener, önümüzdeki yerel seçimlerde de aynısının olacağını görüyor. Dolayısıyla siyasal gündemin ön sıralarına gelmenin yolunun MHP ile sert tartışmadan geçtiğini varsayıyor.

Türkiye’de yükselen milliyetçilik, Avrupa’da yükselen radikal sağ milliyetçilikten farklı. Akşener’in milliyetçilik söylemi, daha çok Avrupa radikal sağına yakın popülist bir içeriğe sahip.

Türkiye’de milliyetçilik ise daha çok vatanseverlik bağlamında pozitif bir içerikle, “yerli ve millî” bir yaklaşım ve konumlanma üzerinden yükseliyor. Bu tür bir milliyetçilik anlayışına sahip olan seçmen ise zaten AK Parti ve MHP’ye yöneliyor. Bu anlamda Akşener’in seçimlere yönelik popülist milliyetçilik söyleminin alıcısı sınırlı olacaktır.

[Türkiye, 11 Ekim 2018].