SETA > Yorum |
Kılıçdaroğlu'nun Geleceği Çözüm Süreci'ne Bağlı

Kılıçdaroğlu'nun Geleceği Çözüm Süreci'ne Bağlı

Ana muhalefet partisinin çözüm süreci özelinde Baykal stili muhalefete savrulması, bizzatihi bu siyaset tarzına bir alternatif temsil eden Kılıçdaroğlu'nun liderliğine mal olabilir.

Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye siyaset kamuoyunun bir numaralı gündem maddesi konumundaki Kürt meselesi ve barış süreci üzerinden yenilikçi-ulusalcı mücadelesine tanık olmaya devam ediyor. Son dönemde eski lider Deniz Baykal’a yaklaştığı gerekçesiyle eleştirdiğimiz(1) Genel Başkan Kılıçdaroğlu, 8 Nisan Pazartesi günü Milliyet gazetesinde yer alan mülakatında iktidar partisine tanıdıkları kredinin bittiğini duyurdu.(2) Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışını 9 Nisan Salı günü Meclis Genel Kurulu’nda yaşanan önerge tartışması izledi. Ana muhalefetin Meclis Başkanlığı’na sunduğu “Toplumsal Mutabakat Komisyonu” önergesine AK Partili vekillerin imza atması ile başlayan tartışmalar, CHP grubunun kendi önergesinden imzalarını çekmesi ile sonuçlandı.(3)

YENİLİKÇİ-ULUSALCI AYRIŞMASINDA SON DURUM

Geride kalan üç aylık sürede İmralı görüşmeleri ve çözüm süreci ile ilgili temel eleştirisini Meclis’in sürece müdahilliği üzerinden şekillendiren ana muhalefet, önerge krizinde izlediği politikayla süreci istediği şekilde yönlendirebildiğini gösterme fırsatını harcamış oldu. Aynı gün yine Meclis çatısı altında yaşanan tartışmada Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’na yönelik kullandığı “Sen Amerikan ajanısın, CHP’yi bölmeye geldin” ifadeleri, ulusalcı kanadın yenilikçiler üzerinde kesin bir üstünlük kurmaya başladığına işaret etti.(4)

Öte yandan haftanın geri kalanında ana muhalefetin gündemi, yenilikçi isimlerin çıkışları üzerinden şekillendi. Beşir Atalay-Faruk Loğoğlu görüşmesi sonrasında Başbakan Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ile süreci değerlendireceği iddiası kamuoyunda yer alırken,(5) Çarşamba günü toplanan Merkez Yönetim Kurulu ise Dilek Akagün Yılmaz’a yönelik disiplin soruşturması kararı aldı.(6) Deniz Baykal’ın grup konuşmasından itibaren ulusalcı vekillerin siyasi platform hâline getirdiği kapalı grup toplantılarına da bir süre ara verildiği ifade edildi.(7) Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç’ın Çarşamba akşamı yayınlanan Tarafsız Bölge programında parti tabanının çözümden yana olduğunu belirtmesi(8) ve daha sonra yaptığı bir açıklamada da yüzde 65 seviyesini telaffuz etmesi(9) dikkat çekici gelişmeler olarak not düşülmeli.

KILIÇDAROĞLU’NUN PARTİ İÇİNDE KAYBETTİĞİ İLK ÜST DÜZEY SEÇİM

Son olarak Pazar günü CHP Gençlik Kolları tarafından düzenlenen olağanüstü kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun fiilen desteklediği Genel Başkan Emre Doğan’ın koltuğunu kaybetmesi, CHP Genel Başkanı’nın üç yıllık iktidar döneminde kaybettiği ilk üst düzey seçim olarak yorumlanmalı ve dikkate alınmalıdır. Ana muhalefet partisinin zirvesinde ulusalcıların daha fazla söz sahibi olması, Baykal döneminde CHP’nin seçmenle sorununu bir liderlik sorunu olarak gören kesimlerin iktidara taşıdığı Kılıçdaroğlu’nu anlamsızlaştıracak. Bir başka deyişle ana muhalefet partisinin çözüm süreci özelinde Baykal stili muhalefete savrulması, bizzatihi bu siyaset tarzına bir alternatif temsil eden Kılıçdaroğlu’nun liderliğine mal olabilir.

  1.  Doğan Eşkinat, “CHP’de bir hayalet dolaşıyor”, Sabah, 6 Nisan 2013.
  2.  Fikret Bila, “Kılıçdaroğlu: Kredi bitti”, Milliyet, 8 Nisan 2013.
  3. AKP’den CHP’ye önerge çalımı, Vatan, 9 Nisan