Mısır Tahrir Meydanı’nda Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi karşıtlarının, ülkenin diğer meydanlarında da Cumhurbaşkanı’nı destekleyenlerin toplanmasıyla devam eden sıkıntılı süreç, ordunun devreye girerek Cumhurbaşkanı’nı görevden alması ve Müslüman Kardeşler üyelerine yönelik tutuklama furyası ile sonuçlandı. Bugün tartışılan konu ise Mısır’da olan bitenin bir darbe olup olmadığıdır. Bir başka soru ise Mısır’da bir darbe olduysa, bu darbenin Türkiye’deki 27 Mayıs darbesini mi yoksa 12 Eylül veya 28 Şubat darbelerini mi andırdığıdır. Literatürde yer alan ve bizdeki 28 Şubat darbesini tanımlamada yetersiz kalan darbe tanımları Mısır’da olup biteni darbe olarak tanımlamamıza yetecektir. Ve Mısır’ın 3 Temmuz darbesi ile 28 Şubat darbesi arasında önemli benzerlikler bulunmaktadır.
ORDU MEŞRU HÜKÜMETİ KORUMADI
Mısır’ın 3 Temmuz darbesi literatürde mevcut olan yetersiz tanımlar ışığında değerlendirildiğinde, taşıdığı farklı nitelikler nedeniyle bizi farklı sonuçlara götürebilir. Darbe kavramının Routledge siyaset sözlüğünde yer alan “bir hükümetin asker tarafından veya askerlerin yardımıyla şiddete başvurulmak suretiyle ani şekilde düşürülmesidir…” tanımına bakarsak, 3 Temmuz’u bir darbe olarak değerlendirmeme kolaycılığına düşebiliriz. Çünkü iddiaların aksine, Mısır’daki darbe ani olmamıştır ve şiddete başvurulmadığı iddiası ise tamamen şiddetin nasıl tanımlandığı ile alakalıdır. Mısır’da darbe bir sürece yayılmamış ise de, şiddete başvurulmamış gözükebilir. Ancak Müslüman Kardeşler’in yönetici kadrosuna yönelik tutuklama ve gözaltı kampanyasını pekâlâ şiddet uygulaması olarak değerlendirebiliriz. Mısır’daki darbe bir sivil düzensizlik anında ordunun meşru hükümeti korumaması yoluyla gerçekleştirilmiş bir darbedir. 3 Temmuz darbesi, bizdeki 28 Şubat darbe süreci gibi bir ‘veto darbesi’dir. Darbeyi destekleyenler arasında bazı Selefi kesimler olmuş olsa da, çok net bir şekilde Mısır’da Hristiyanlar, liberaller, sekülerler, Selefiler ve vesayetçilerin ittifakı altında Müslüman Kardeşler’e karşı girişilmiş bir veto darbesine girişilmiştir. 28 Şubat darbesi için dediğimiz gibi, “eğer toplumlar etkin siyasi kurumlar geliştirmeden önce halkın seçimler vasıtasıyla siyasal sisteme topluca katılmalarına izin verirlerse, askerler, istemedikleri grupların siyasi gücü ele geçirmelerini engellemek için “veto müdahalesi”nde bulunabilir.”
28 ŞUBAT İLE 3 TEMMUZ’UN FARKI
Meşruiyetine Tahrir’de darbeyi havai fişeklerle kutlayan sivillerin de katkıda bulunduğu darbeyi gerçekleştiren ordu darbeyi hiyerarşik bir düzen içerisinde gerçekleştirmiş gibi durmaktadır. Bu bakımdan medyada, Mısır’daki darbenin Türkiye’deki 27 Mayıs’a benzediği şeklindeki tartışma tam olarak doğru değildir. Farklarına rağmen Mısır’daki darbe daha çok 28 Şubat darbesini andırmaktadır. 3 Temmuz darbesi Türkiye’deki 28 Şubat darbesi gibi bir sürece yayılmıştır; Cumhurbaşkanı Mursi’ye ve İhvan Hareketi’ne yönelik olarak ‘otoriterleşme’ ‘Mısır’ı İhvanlaştırma’ suçlamaları uzunca bir süredir devam ediyordu. Bunu göz önüne alırsak, Mısır’daki darbenin Refahyol ve siyah Türklere yönelik operasyondan farkı, Başbakan merhum Erbakan’ın istifasına karşın Mursi’nin istifa etmemesidir. Bu fark, aktörleri, dış desteği ve sürece yayılması bakımından klasik darbelerin dışında gelişen darbenin klasik darbeler gibi sonuçlanmasını getirmiştir.