28. Yılında 28 Şubat ve Yargı

28 Şubat, kendine özgü nitelikleri ile Türk siyasi tarihine "postmodern bir darbe" olarak geçti. Böyle bir adlandırmaya sebep olan ve diğer askeri müdahalelerden ayrılan yönü, askerin doğrudan bir müdahale yerine vesayet araçları üzerinden demokratik siyaseti dizayn etme çabasıydı. Bu dönemde vesayet araçlarından öne çıkanı yargıydı ve hukukun araçsallaştırılması bu müdahalede kritik bir rol oynamıştı.

Devamı
28 Yılında 28 Şubat ve Yargı
28 Şubat Bin Yıl mı Bir Gün mü

28 Şubat Bin Yıl mı Bir Gün mü?

28 Şubat Bin Yıl mı Bir Gün mü?

Devamı

28 Şubat Darbesi ve Türkiye’nin Demokratikleşme Mücadelesi

1982 Anayasası'nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yapılan tüm girişimler anayasayla sınırlandırılmaktan kurtulamadı. Oysa insan haklarını temel alan hukuk devleti kurmak öncelikle anayasanın görevidir.

Türkiye'de toplum ve bireylerin çıkarlarını düşünen herkesin açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı gibi temel hak ve hürriyetleri korumayı ve güçlendirmeyi amaçlayan tüm adımları memnuniyetle karşılayacağına şüphe yoktur.

28 Şubat Muhafazakarlara Ait Bir Konu mu?

Bu ülkede yetişmiş bütün yönetmenlerin, sanatçıların, oyuncuların, şarkıcıların, film ve dizi yapımcılarının bir kesimi değil, bütün ülkeyi temsil eder şekilde davranması elzemdir. 

Devamı
28 Şubat Muhafazakarlara Ait Bir Konu mu
Yeni Anayasada Yol Haritası

Yeni Anayasada Yol Haritası

Anayasa yapımında halktan başlanacağı ve tekrardan halka gidileceği görülüyor. Anayasa yapım literatüründe bu yöntem kum saati metaforuyla açıklanmaktadır. Kum saatinin geniş olan yukarı kısmı halkı temsil ediyor ve oradan gelen talepler ortadaki ince olan kısımda yani Mecliste metne dönüşüyor. Sonrasında tekrardan kum saatinin alttaki geniş kısmına yani halka soruluyor.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 54. sayısı çıktı.

SETA tarafından yayımlanacak bu eserde radikal bir batılılaşma sürecinden geçmiş olan Türkiye’de çeşitli alanlarda tezahür eden İslamofobi olgusunun kapsamlı bir şekilde incelenmesi amaçlanmaktadır.

Amerika kendi iç siyasi ve toplumsal meselelerine öylesine gömülmüş ki, başını kaldırıp dünyaya bakabildiği yok.

Devletin kadınların başörtüsü ile uğraşmayı bırakması, ‘kavgayı' sonlandırmıyor ve bu mücadele tam bir zaferle sonlandırıldı zannedenler, yanılıyor. Evet, bugün de bir “başörtüsü kavgası” devam ediyor ve aslında bu kavga dindar başörtülü kadınlar tarafından yürütülmüyor. Başörtülü kadınlara karşı açılmış bu kavganın sahibi: Seküler yobazlar ve dindar bağnazlar.

Somali ziyareti, yıllarca Afrika'da istediği gibi tek taraflı bir “kazan” sistemi oluşturanlar için Afrika denklemine hiç beklemedikleri Türkiye'nin dâhil olmasıyla sonuçlandı.

Somali ziyareti, yıllarca Afrika'da istediği gibi tek taraflı bir “kazan” sistemi oluşturanlar için Afrika denklemine hiç beklemedikleri Türkiye'nin dâhil olmasıyla sonuçlandı.

Türkiye'nin diplomatik başarı hanesine eklenen koca bir artının yanında gerçekçi olmak adına Türkiye ile İsrail arasındaki bölgesel vizyon çatışmaları, İsrail-Filistin sorunu vb. yapısal problemler hesaba katılmalı.