(TRT 1’de yayınlanan 15.03.2010 tarihli Enine Boyuna programının çözümlemesidir) 20 Mart 2003’ten beri Amerikan işgali altında bulunan Irak, sancılı bir seçim süreci yaşıyor. “Yaşıyor”; çünkü 1 haftadan beri resmî seçim sonuçları alınabilmiş değil.7 Mart günü başlayan oy verme işlemi tamamlandı. Irak anayasasına göre 31 Ocak’tan önce yapılması gereken seçimler, seçim yasası üzerindeki anlaşmazlıklar nedeniyle bu tarihten iki ay sonra ancak yapılabildi.İşgal altındaki Irak’la ilgili olarak, “Toparlanmak için işgal güçlerinin ülkeyi terk etmesini bekliyor” denebilir. ABD’nin ne zaman çekileceği tartışmaları uzar giderken, SOFA antlaşmasının imzalamasından bu yana, Irak’lılar için işgalin 2011’de bitme ihtimali belirdi. Ancak bu ihtimal, Obama yönetiminin ani bir kararıyla uzaklaşabilir.
Ülkede etnik ve mezhepsel temele dayalı siyaset yapan partiler, ABD’nin çekilmesiyle önemli bir desteklerini kaybetmiş olacaklar. Bağdat’taki yönetim ise, böyle bir durumda daha güçlü ve merkezî bir karakter kazanabilecek. Bir anlamda ABD’nin çekilmesi demek Irak’ta yabancı vesayetin bitmesi demek; fakat bunun için öncelikle toplumsal ve siyasal rüştün ispat edilmesi de gerekiyor. Seçim sath-ı mailine girildikçe, etnik ve mezhepsel baskının hızlı bir biçimde yükseldiği görüldü. İlk seçimlerin yapıldığı 2005 yılından bu yana düzenli bir şekilde azalan şiddet olaylarının yoğunluğu, seçime giderken özellikle kırsal bölgelerde arttı. Zira kırsal bölgeler, etnik-sekteryan fay hatlarının çok daha kolay harekete geçtiği bir toplumsal potansiyele sahip. İşgalin hemen sonrasında şiddet olaylarından çok çekmiş olan şehir merkezleri ise, daha heterojen bir görünüm arz ediyor. Birlikte yaşam iradesinin daha güçlü olduğu şehirlerde yaşayan Iraklıların başlıca talepleri ise üç noktada toplanıyor: İşgalin bir an önce sona ermesi; günlük hayatın normale dönmesi ve ulaşım sorununun ortadan kalkması. Irak’ın bu parçalı sosyo-kültürel yapısı, siyaset sahnesine yansımış görünüyor. Seçimlerde partilerden ziyade koalisyon blokları yarışıyor. Öyle ki seçime toplam 167 partiden oluşan 12 ayrı koalisyon girdi. 19 milyon seçmenin büyük bölümü, 51 bin seçim merkezinde oy kullandı. Irak parlamentosundaki 325 sandalye için 6 bin 200 aday yarıştı. Ancak bazı koalisyon blokları, kendi içlerinde hem Sünni, hem Şii ya da hem Arap, hem Kürt gibi farklı mezhep veya etnik kökenin mensuplarını barındırıyor. Bu da aslında ülkede yükselen “Iraklılık” hissini ve şiddetten duyulan bıkkınlığı gösteriyor. Ayrıca hemen her grup tek başına iktidara gelemeyeceğini çok iyi bildiği için koalisyon blokları bir bakıma zorunluluk haline geliyor. Irak’ta seçime giren başlıca bloklar şunlar: Irak Milli İttifakı: 2005 seçimlerinde mecliste yüzde 47 oranında sandalyeye sahip Müttefik Irak İttifakı’nın devamı olan grubun öne çıkan ismi İbrahim Caferi. Kanun Düzeni İttifakı: 2005 seçimlerindeki Müttefik Irak İttifakı’nın bir başka devamı olan Şiilerin bir bölümü ile ABD'nin de desteğine sahip olan grubun liderliğini Başbakan Nuri El Maliki yapıyor. Irak’ın Birliği İttifakı: Cevad el-Bolani liderliğindeki blok, 2005 seçimlerinde mecliste yüzde 16 civarında sandalyesi bulunan Irak Mutabakat Cephesinin devamı. Irakiyye: Irak Mutabakat Cephesinin bir başka devamı olan laik koalisyon hareketinin öncülüğü