Beklenilenin aksine Ä°ngiltere’de oylanan Brexit’ten “AB’den ayrılma” oyu çıktı. Ä°ngiliz anket ÅŸirketleri yine yanılmış oldu. Gerçi sonuçlar açıklanana kadar, hatta PerÅŸembe gecesine kadar herkes, ucu ucuna da olsa AB’de kalma kararı çıkacağını düÅŸünüyordu. Fakat, AB genelinde uzun bir süredir yaygın olan trendin hiç de küçümsenmemesi gerektiÄŸini bir kez daha ve çok güçlü bir ÅŸekilde gösterdi.
Kuzey Ä°rlanda ve Ä°skoçya’da “kalalım” diyenler Ä°ngiltere ve Galler’deki “ayrılalım” diyenlere galebe çalamazken, çıkan aritmetik sadece BirleÅŸik Krallığın AB meselesinde çok da birleÅŸik olmadığını göstermedi. Aynı zamanda birbirine yakın (Ä°ngiltere: %53.2-%46.8, Galler: %51.7-%48.3) oy oranları, Britanya’nın parçası olan ülke halkları arasında AB konusundaki kutuplaÅŸmanın da oldukça derin olduÄŸunu ortaya koydu. Böyle bir denge varken Britanya için AB’den ayrılmak bir dert, AB’de kalmak ayrı bir dert. Ucu ucuna “kalalım” kararı çıksaydı bile, AB’deki mevcut trendi de göz önüne alırsak Brexitçiler davalarından kolay kolay vazgeçmeyecekti.
AB’den ayrılma kararının Britanya’yı ne kadar birlikte tutacağını göreceÄŸiz. Zira kararın hemen ardından Ä°skoçya Birinci Bakanı Nicola Sturgeon, Ä°skoçya’da bağımsızlık için yeni bir referandum yapılması gerektiÄŸini söyledi. Kuzey Ä°rlanda’da ise Ä°rlanda Cumhuriyeti ile birleÅŸme yanlısı Sinn Fein’den Kuzey Ä°rlanda Birinci Bakan Yadımcısı Martin McGuiness, Brexit sonrası Ä°rlanda’nın birleÅŸmesi için bir oylama yapmak gerektiÄŸini iddia etti.
Ä°rlanda’nın birleÅŸme hadisesi biraz karışık, Kuzey Ä°rlanda’da Ä°ngiltere yanlıları hala daha güçlü. Bu sebepten birleÅŸme çabaları sonuçsuz kalabilir. Fakat Ä°skoçya’nın bağımsızlığı diÄŸerine göre daha çok konuÅŸulacaÄŸa benziyor. Zira 2014’teki bağımsızlık referandumunda yaklaşık %10 farkla Britanya’da kalma kararı çıkmıştı. AB üyeliÄŸi meselesi, Britanya’da kalma taraftarlarının en büyük kozlarından bir tanesiydi. Åžimdi ise farklı bir zeminde bağımsızlık oylaması tekrar gündeme gelecek.
Britanya’nın bütünlüÄŸü bir tarafa asıl konumuz AB’nin ne kadar bütün olarak kalabileceÄŸidir. Brexit kararının net bir ÅŸekilde ortaya koyduÄŸu, AB’nin kurumsal olarak olmasa da bir düÅŸünce olarak çöktüÄŸüdür. AB’nin bayrağı hala dalgalanıyor fakat bayraktaki yıldızların simgelediÄŸi Avrupa halkları arasındaki “birlik, dayanışma ve uyum” buharlaÅŸmış durumda. AB’nin deÄŸerlerinden “plüralizm, ayrımcılık karşıtlığı, tolerans, adalet, dayanışma vs.” çoktan “ayrımcılığa, yabancı karşıtlığına, ırkçılığa, ön yargılara, gemisini kurtaran kaptan anlayışına ve adaletsizliÄŸe” yenik düÅŸmüÅŸtü.
Aşırı saÄŸ ve ırkçı partiler AB’nin kilit ülkelerinde bile yükseliÅŸte. Brexit kararı sonrası Fransa’dan Le Pen, Hollanda’dan Wilders AB karşıtı açıklamalar yaparken, Ä°ngiltere’de ise AB’nin kağıt üzerindeki deÄŸerlerini ayaklar altına alan kampanyasıyla Boris Johnson’un ismi baÅŸbakanlık için geçmeye baÅŸladı. ABD’de ise Trump dört köÅŸe.
En son Avrupa “ötekini” kendi sorunlarının kaynağı olarak gördüÄŸünde dünyanın başına gelenleri hatırlıyorsunuzdur. Brexit’i ve AB’nin diÄŸer ülkelerindeki aşırı sağın yükseliÅŸini endiÅŸe verici yapan da tam olarak bu. Özellikle Türkiye’nin önceliÄŸi, Brexit’in gerçekleÅŸip gerçekleÅŸmemesi, Ä°skoçya’nın bağımsızlığı, AB’nin çatırdaması deÄŸil. ÖnceliÄŸimiz AB’de artan tahammülsüzlüÄŸün ve ırkçılık seviyesindeki saÄŸ siyasetin başımıza açacağı dertlerdir. AB’nin ırkçı siyaseti, kendi günahlarını örtme gayretinde hoyratça Türkiye gibi ülkelere musallat oluyor. Okların hedefinde ağırlıklı olarak Müslümanlar, Türkler, Araplar da olsa DoÄŸu Avrupalılar veya rahatlarını bozduklarını düÅŸündükleri herhangi bir millet veya grup da bu ırkçı siyasetin hedefinde kalacak.
AB bir barış projesi olarak doÄŸdu, inÅŸallah gerileme ve dağılma döneminde bir tür savaÅŸa sebep olmaz. Bunu engellemek için AB’nin kendi stratejisini tekrar masaya yatırması gerekiyor. Bu yolda AB düÅŸüncesinin Türkiye’ye ihtiyacı her zamankinden daha fazla…
[AkÅŸam, 27 Haziran 2016]