SETA > Yorum |
Enflasyon ve Kur Düşüşte

Enflasyon ve Kur Düşüşte

Haziranda enflasyon yıllık bazda yüzde 15.72'ye geriledi. Gıda ve giyimin başını çektiği ürün gruplarındaki fiyat gerilemeleriyle birlikte enflasyondaki düşüş trendi daha belirgin hale geldi.

Haziranda enflasyon yıllık bazda yüzde 15.72'ye geriledi. Gıda ve giyimin başını çektiği ürün gruplarındaki fiyat gerilemeleriyle birlikte enflasyondaki düşüş trendi daha belirgin hale geldi. Enflasyondaki gerilemeyi tetikleyen diğer nedenler ise baz etkisi ve iç talepteki durgun seyir. Fiyat artışları en fazla hizmetler sektöründe görüldü. Merkez Bankası'nın enflasyon raporunda altı çizildiği üzere, artan turist sayısı ve turizm harcamalarıyla birlikte lokanta ve oteller gibi hizmetler sektöründe fiyatlar artıyor. Üretici Fiyat Endeksi'nde yıllık bazda 4 puana yaklaşan düşüş, enflasyon üzerindeki maliyet baskısının azaldığını gösteriyor. Bu gelişme, önümüzdeki aylara yönelik enflasyon görünümü açısından sevindirici. İç veya dış kaynaklı gelişmelere bağlı olarak döviz kurlarında yeni bir şok yaşanmadığı durumda enflasyonun sonbaharda yüzde 13-14'lere kadar gerilemesi muhtemel.

Önümüzdeki süreçte gıda enflasyonunun daha çok hissedilir ve istikrarlı bir biçimde gerilemesi ve enflasyonun yeniden tek haneli rakamlara inmesi için tarım politikalarına yönelik atılacak hamleler belirleyici olacaktır.

***
Haftanın son işlem gününde ABD'den gelen güçlü istihdam verisi dolar/TL kurunda ibreyi hafif yukarıya kaydırsa da iç ve dış gelişmelere bağlı olarak TL bu hafta dolar ve euro karşısında değer kazandı. G-20'deki görüşmeler sonrasında S-400 meselesiyle ilgili diplomatik kanalların halen açık olduğu ve bir ara formülün bulunabileceğine dair belirginleşen hava, piyasalara olumlu yansıdı. Enflasyondaki düşüş TL'ye değer kazandıran bir diğer faktör oldu. Bunlarla birlikte, önümüzdeki 1-1.5 yıllık süreçte yeni bir küresel resesyonun yaşanabileceğine dair beklentilerin yükselmesine paralel olarak merkez bankalarının para politikasında gevşemeye gideceğinin daha yüksek sesle konuşulması, gelişmekte olan ülke para birimlerine pozitifi yansıdı. TL'nin değer kazanmasının enflasyon ve dış borç ödemeleri açısından pozitif etkileri olmakla birlikte, Türkiye ekonomisi için kritik olan husus, döviz kurlarının ihracatı destekleyebilecek ölçüde rekabetçi seviyelerde istikrarlı bir patikaya oturmasıdır. Şu aşamada döviz kurlarının seviyesinden ziyade öngörülebilir ve rekabetçi olması daha önemli.

Avrupa Birliği ve ihracat Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan verilere göre, 2019'un ilk altı ayında ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.2 artarak 88.2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geçen seneki kur şoku sonrası TL'de yaşanan değer kaybının ihracata pozitif katkısının daha yüksek olması beklenebilirdi; ancak en büyük ticaret partnerimiz olan AB'de son aylarda ekonomik aktivitenin yavaşlaması, ihracatımızın daha fazla artmasını frenliyor. Zeytin ve zeytinyağı, meyve ve sebze, tekstil, otomotiv, mücevher ve çelik gibi sektörlerde AB'ye yapılan ihracat belirgin oranlarda azalmış. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerde ekonominin yavaşlaması, Türkiye ekonomisini kur ve faiz cephelerinden rahatlatırken ihracat açısından üzebilir. Kurun mevcut rekabetçi seviyesinden daha fazla yararlanmanın yolu ihracat kredilerini, serbest ticaret anlaşması yapılan ülke sayısını, yenilikçi ürünleri ve markalaşma faaliyetlerini arttırmaktan geçiyor.

[Sabah, 7 Temmuz, 2019].