Donald Trump'ın başkan seçilmesi sonrası oluşan belirsizlik ortamı ve ABD'de bütçe açığının artacağı beklentisi ile birlikte dolar küresel ölçekte yükselişe geçti. Dolar bu dönemde aralarında Türkiye'nin de olduğu gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine karşı daha fazla değer kazandı. Dolar/TL kuru bu ayın hemen başında 3.59'a kadar yükseldi. Küresel trende baktığımızda dolar kurunun 3.30-3.35 bandında bir yerlerde olması gerekirken, kurun bu kadar fazla yükselmesi ekonomideki temel dinamiklerden kaynaklanmamaktadır. Türkiye'deki siyasi gelişmelerin aşırı olumsuz olduğuna dair oluşturulmaya çalışılan algı yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan yatırım iştahını azalttığı için, TL bu dönemde olması gerekenden daha fazla değer kaybetti.
Hem hükümet hem de Merkez Bankası doların ateşini düşürmeye yönelik gerekli adımları atıyor. Devlet kurumları ve vatandaşların döviz bozdurması, dolara olan talebi belli ölçüde aşağıya düşürerek alınan tedbirlere katkı sağlıyor. Politika yapıcıların aldıkları önlemlerin ve dolar bozdurulmasının etkilerini bu hafta itibarıyla görmeye başladık. Dolar endeksinin hafta başında gevşemesiyle de birlikte dolar kuru perşembe öğlen saatlerinde 3.35'e kadar geriledi. Ancak perşembe akşamüstü doların küresel çapta tekrar yükselmeye başlamasıyla birlikte TL'deki kazancın bir kısmı yeniden kaybedildi. Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun durumu yakından izlemesi ve önemli tedbirler alması dolar kurundaki oynaklığın artmasının önüne geçecektir.
Önümüzdeki dönemde doların seyrini Trump'ın başkanlık koltuğunu devraldıktan sonra vaat ettiği politikalardan uygulayabilecekleri ve FED'in faiz kararları şekillendirecek. FED'in 14 Aralık'ta faizleri artıracağına dair oluşan kuvvetli beklenti piyasa tarafından daha önce fiyatlandığı için, olası bir faiz artışının kur üzerinde ciddi bir baskı oluşturması beklenmiyor. Ancak, FED'den 2017'ye yönelik gelecek faiz sinyallerinin dikkatli takip edilmesi gerekiyor.
Türkiye ekonomisini şu an yaşadığımız tarzda dış şoklara karşı daha güçlü hale getirmek için yabancı sermayeye olan bağımlılığımızı azaltmamız lazım. Bunun için orta ve uzun vadeli olarak tasarruflarımızı artırmamız ve mevcut tasarrufların finans sistemine daha fazla kanalize olmasını sağlamamız gerekiyor. Kısa vadede yapmamız gereken şey ise, dolarizasyon hastalığımızın mümkün olduğunca hızlı azalmasına katkı sağlayacak adımlar atmamızdır. Bunun için TL ve altın cinsinden banka hesapları ve TL varlıklarını daha cazip hale getirecek tedbirleri hayata geçirmemiz gerekiyor.
[Sabah Perspektif, 10 Aralık 2016].