SETA > Haber |
Dış Habercilik SETA'da Tartışıldı

Dış Habercilik SETA'da Tartışıldı

SETA tarafından düzenlenen “Kim Yapar Dış Haberi? – Arap Baharı ve Suriye Bağlamında Dış Habercilik” isimli panelde Türk medyasında dış habercilik olgusu tartışıldı.

SETA tarafından düzenlenen “Kim Yapar Dış Haberi? – Arap Baharı ve Suriye BaÄŸlamında Dış Habercilik” isimli panelde Türk medyasında dış habercilik olgusu tartışıldı. 2010 yılında SETA tarafından yayımlanan M. Mücahit Küçükyılmaz ve Hakan Çopur imzalı “Türk Basınında Dış Habercilik” isimli kitabın geniÅŸletilmiÅŸ ikinci baskısının tanıtımı nedeniyle düzenlenen panele NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu, TRT Türk Kanal Koordinatörü Nasuhi Güngör ve Star Gazetesi Dış Haberler Koordinatörü Nuh Yılmaz konuÅŸmacı olarak katıldı.

KÜÇÜKYILMAZ: “BÖLGESEL GELÄ°ÅžMELER TÜRK BASININI PROFESYONELLEÅžMEYE ZORLUYOR”

M. Mücahit Küçükyılmaz’ın moderatörlüÄŸünde gerçekleÅŸen panel, Küçükyılmaz’ın açılış konuÅŸmasıyla baÅŸladı. 2010 yılında ilk baskısı yayımlanan çalışma ortaya çıktığında henüz Arap Baharı’nın gerçekleÅŸmediÄŸini ifade eden Küçükyılmaz, geride kalan üç yıllık süre içerisinde bölgede gerçekleÅŸen geliÅŸmeler nedeniyle Türk medyasında dış haberciliÄŸin daha fazla yer bulduÄŸunu ve yapılan çalışmanın güncellenmesinin kaçınılmaz hale geldiÄŸini ifade etti. Bu baÄŸlamda, çalışmanın güncellenmiÅŸ ikinci baskısıyla, geride kalan süreçte Türk medyasının dış haberciliÄŸe yaklaşımına dair kapsamlı bir bakışın hedeflendiÄŸini deÄŸerlendirdi. Son üç yılda yaÅŸanan bölgesel geliÅŸmelerin Türk medyasını dış habercilikte daha profesyonel hareket etmeye zorladığını ifade Küçükyılmaz, sonrasında panelistlere yönelttiÄŸi sorularla Türk medyasında dış habercilik olgusunu tartışmaya açtı.

ÇUBUKÇU: “TÜRK BASINININ YALNIZCA ‘O AN’A ODAKLANMASI BÜYÜK EKSÄ°KLÄ°K”

Panelde ilk olarak söz alan Mete Çubukçu, dış haberciliÄŸin üç temel odak noktası olduÄŸunu belirterek, bir dış haberin öncesi, o an ve sonrasıyla deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸini, bu genel kaideye raÄŸmen Türk medyasının sadece ‘o an’a odaklandığını ve bu durumun, dış haberciliÄŸimizin en temel sorunu olduÄŸunu belirtti. Dış habercilikte saha çalışmasının olmazsa olmaz olduÄŸunu kaydeden Çubukçu, ancak dış habercilikteki tek safhanın bu olmadığını, meselenin bir de masa başı ve kurumsallaÅŸma (devamlılık) boyutlarının olduÄŸunu, dış haberciliÄŸimizdeki en büyük eksiklerden birinin kurumsallaÅŸmanın oturmaması olduÄŸunu ifade etti.

Türk medyasının bir diÄŸer eksiÄŸinin nitelikli muhabir sorunu olduÄŸunu belirten Çubukçu, muhabirliÄŸin hedef deÄŸil de, aşılması gereken bir basamak olarak görüldüÄŸü müddetçe Türk medyasının dış habercilikte ideal bir düzeye yükseleceÄŸine inanmadığını kaydetti. Türk medyasında yaÅŸanan muhabirlik sorununda medyanın ekonominin problemlerinin etkili olduÄŸunu belirten Çubukçu, medya kuruluÅŸlarının ekonomik nedenlerle az sayıda muhabir istihdam edebildiÄŸini, dolayısıyla bir alanda uzmanlaÅŸması gereken muhabirlerin birkaç alanda birden uzmanlaÅŸmak zorunda bırakıldığını, bunun da bir muhabirden alınacak performansı düÅŸürdüÄŸünü kaydetti.

Türk medyasının dış habercilikte yaÅŸadığı sorunların akademik boyutu olduÄŸuna da dikkat çeken Çubukçu, Türkiye’deki mevcut gazetecilik bölümlerinin artık teoriden çok pratik eÄŸitim modeline odaklanması gerektiÄŸini ifade ederek, gazeteci adaylarının sahaya yönlendirilmesi gerektiÄŸine dikkat çekti. Türk medyasının Arap Baharı sürecini ele alışına dair deÄŸerlendirmelerde de bulunan Çubukçu, bu süreçte medyanın nesnellikten çok uzak olduÄŸunu, manÅŸetlerde oryantalist bakış açısının göze çarptığını ve bu durumun medyanın en büyük eksikliklerinden biri olduÄŸunu sözlerine ekledi.

GÜNGÖR: “CÄ°DDÄ° BÄ°R DEĞİŞİM YAÅžAMAYAN MEDYA YAPILANMASI Ä°LE KARÅžI KARÅžIYAYIZ”

Panelde Çubukçu’nun ardından söz alan Nasuhi Güngör, Türk basınında dış haberciliÄŸin halen profesyonelleÅŸemediÄŸini belirterek, niteliksel sorunlar yaÅŸayan basının, baÅŸbakanın yurtdışı gezilerinde dahi kendisini belli ettiÄŸini, bu gezilerde gezinin magazinel boyutunun diplomasi boyutunun önüne geçtiÄŸini ve ülkedeki dış haberciliÄŸin niteliÄŸini ortaya koyması bakımından önemli bir örnek oluÅŸturduÄŸunu ifade etti.

Türk basınında sorunlu alanın yalnızca dış habercilik olmadığına deÄŸinen Güngör, her birimi sorunlu bir medya düzeniyle karşı karşıya olduÄŸumuzu ve Türkiye’de her alanda yaÅŸanan deÄŸiÅŸimlere raÄŸmen medyanın ciddi bir deÄŸiÅŸim yaÅŸamadığını, dolayısıyla mevcut sorunların devam edegeldiÄŸini belirtti.

Dış habercilikte en temel sorunlardan birinin medyanın ekonomik yetersizliÄŸi nedeniyle muhabire yatırım yapmaması olduÄŸunu ifade eden Güngör, ekonomik maliyeti nedeniyle çok sayıda muhabir istihdamı gerçekleÅŸmediÄŸini, dolayısıyla dış haber yapılırken muhabir boyutunun atlandığını, bu durumun ise Türkiye’de evrensel normlarda bir dış habercilik yapılmasının önünde büyük bir engel oluÅŸturduÄŸunu kaydetti. Türk basınında dış habercilik yapan muhabir ve gazetecilerin yabancı dil ve bilgi birikimi noktasında yaÅŸadıkları eksikliklere de dikkat çeken Güngör, son olarak dış haberciliÄŸin çok boyutlu bir alan olduÄŸunu ve dış haberin yapılması esnasında ülkenin yurtdışı odaklı çalışan kurum ve kuruluÅŸlarıyla koordineli çalışılmasını gerektiÄŸini, fakat Türk basınının bu noktada da büyük eksiklikler yaÅŸadığını kaydetti.

YILMAZ: “TÜRK BASINI Ä°KÄ° TEMEL PROBLEMLE KARÅžI KARÅžIYA”

Panelde son olarak söz alan Nuh Yılmaz ise Türk basınının iki temel problemle karşı karşıya olduÄŸunu deÄŸerlendirerek, bu sorunların ilkinin yapısal olduÄŸunu, diÄŸer sorunun ise muhabir sorunu olduÄŸunun altını çizdi. Medyanın yapısal sorununun ekonomik ve siyasi sebeplere dayandığını belirten Yılmaz, mali açıdan yeterli olmayan ve siyasetten bağımsız bir medya yapısı oluÅŸmadıkça sorunların devam edeceÄŸini belirtti. Türk basınının ikinci temel sorunu olarak nitelikli muhabirliÄŸin kurumsallaÅŸmamasını gösteren Yılmaz, muhabirliÄŸin bir ideale dönüÅŸmediÄŸi sürece nitelikli muhabir bulmakta zorlanılacağını ifade etti.

Türkiye’de dış haberciliÄŸin sorunlarının akademik boyutu olduÄŸunu da kaydeden Yılmaz, gazeteciliÄŸin nesnellik kaygısı olduÄŸunu, gazetecinin nesnel bilgi taşımakla yükümlü olduÄŸunu, gazetecinin ilk haber veren olmaktan önce doÄŸru haber vermesi gerektiÄŸini fakat eÄŸitim ve mevcut medya zihniyetinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle gazetecilerin haberi olduÄŸu gibi vermek yerine kendilerine göre haber yaptıklarını, bunun da herkese zararı dokunduÄŸunu kaydetti.

Son olarak konvansiyonel medyaya rakip olarak son yıllarda yükseliÅŸe geçen sosyal medyaya deÄŸinen Yılmaz, sosyal medyanın dış haberciliÄŸe olumlu katkıları kadar olumsuz katkıları da olduÄŸunu belirtti. Sosyal medyanın, yalnızca propaganda ve dezenformasyon aracı olarak bu mecrayı kullanan ve çoÄŸunluÄŸunu kimliÄŸi belirsiz ve “troll” olarak isimlendirilen kullanıcılar nedeniyle büyük bir bilgi ve enformasyon kirliliÄŸine yataklık ettiÄŸine dikkat çeken Yılmaz, sosyal medyada, “Kimden aldın haberi? Kaynımın kaynından!” düzeyinde bir habercilik yapıldığını, bunun da yarardan çok zararlara yol açtığını ve bu tür kullanıcılara ve yorumlarına itibar edilmemesi gerektiÄŸini ifade etti.

Panelle ilgili ayrıntılı bilgilere ve panelin video kaydına etkinlik sayfasından ulaÅŸabilirsiniz.