Tüm açıklamalara rağmen, "çoklu amaçlar" için devreye sokulan, yalan üzerine kurulmuş senaryolar yaygınlaştırıldı. Borsayı ve finans piyasalarını etkileyecek bir düzeye getirildi.
Devamı
Bir sözün yarattığı etki, bir bombanın yarattığı etki ile karşılaştırılabilir mi? Masum sivilleri öldürmek bir suç olarak tanımlanırken, masum sivillerin öldürülmesini meşrulaştıran ve gerçekte mümkün kılan sözler, sorumluluktan muaf tutulabilir mi? Bir söz, ne zaman bir suç aletine dönüşebilir? Yahudileri ötekileştiren sözler antisemitizm suçu olarak tanımlanırken, Müslümanları öldüren bombaların suç unsuru olarak görülmemesi mümkün mü?
Devamı
Dev sosyal medya platformlarının, düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarını belirler hale gelmesinin yanında siyasi, ekonomik ve kültürel etki yaratabilmeleri önemli bir meydan okuma olarak karşımıza çıkıyor.
Siyasetin değişmeyen gündem maddelerindendir özgürlük sorunsalı.
SETA Toplum ve Medya Araştırmacısı Yenal Göksun afet dönemlerinde medyanın oynadığı rolü ve sosyal medya kullanımında bireylerin dikkate alması gereken hususları değerlendirdi.
Herhangi bir bilimsel veri ve dayanağı bulunmayan yalan haberlere dayalı paylaşımlar ve komplo teorilerinin manipülatif etki düzeyi, içinde bulunduğumuz “Hakikat Ötesi Çağ”da devletlerin uluslararası krizler ve doğal felaketlerin yanı sıra yıkıcı bilgi operasyonlarına karşı da hazırlıklı olmaları gerekliliğini ortaya koyuyor.
Evet, doğal afetleri mutlak şekilde öngörmek ve kontrol etmek mümkün değil, ancak risklerin yönetilebilmesi adına olası zararları azaltacak yöntemlere ağırlık verilebilir. Önemli olan afet olduğunda mücadele değil, bütünleşik bir afet yönetimi yaklaşımı sunabilmektir.
Devamı
Kriz döneminde medya nasıl bir rol oynar? Kriz döneminde doğru ve sağlıklı iletişim için yapılması gerekenler neler? Kriz döneminde kutuplaştırıcı söylem, mezenformasyon ve dezenformasyon ile mücadelelerde neler yapılmalıdır?
Devamı
Ne yazık ki Türkiye, gerek 24 saat içerisinde yaşadığı iki büyük deprem, gerek yaşanan depremlerin tipi, gerekse bu büyüklükte, şiddette ve tipte iki depremin nüfus açısından oldukça yoğun bir bölgede yaşanması sebebiyle yakın tarihte dünyada gerçekleşmiş en büyük deprem felaketlerinden birini tecrübe etmektedir.
Sosyal medya verileri, çeşitli yöntemlerle analiz edilerek krizin daha etkili yönetilmesine ilişkin, yetkililere daha fazla bilgi de sunabilmektedir. Duyurular, kampanyalar eş zamanlı şekilde ve hızlı biçimde istenilen hedef kitleye ulaştırılabilmektedir.
Batı medyasının özellikle Türkiye konusunda muhalif çevrelerin iddia ve söylemlerini sorgulamaksızın kabul etmesi maalesef kronik bir hâl almıştır. Bu yanlı, takıntılı ve kasıtlı hatalı habercilik medya ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır.
Kuşkusuz Cumhur İttifakı'nın da muhalefetin de gayesi ilk turda cumhurbaşkanlığını ve Meclis çoğunluğunu kazanmak. Ancak başa baş olacağı görülen bu seçimin ilk turda biteceğinden sandıklar açılmadan kimse emin olamaz.
Dünya'nın gündemini belirleyen başat toplantılardan olan G20 Liderler Zirvesi 15-16 Kasım tarihlerinde Endonezya ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Önümüzdeki dönemde parlamentoyu hayli yoğun bir takvim bekliyor. Gündemde ceza hukuku ve arabuluculuğa ilişkin önemli düzenlemeler içermesi beklenen 7. yargı paketi, daha önce görüşülmesi ertelenen "dezenformasyonla mücadele yasası" teklifi, ruh sağlığı düzenlemesi, süresi biten Azerbaycan, Lübnan, Mali ve Orta Afrika tezkereleri, Anayasa Mahkemesine üye seçimi gibi bir dizi karar ve kanun teklifi bulunuyor. Ancak Meclis asıl mesaisini Ekim ayı sonundan itibaren 2023 Bütçesi için yapacak.
İktidar ve muhalefet arasındaki rekabetin ana iddiası ülkeyi kendisinin yönetebileceğidir. Bu iddianın ikinci yüzü ise rakibinin ya da rakiplerinin yönetemeyeceğidir. 2023 seçimlerine giderken Türkiye'de güncel siyasetin her konusu bu tema etrafında şekilleniyor. En son muhalefet Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO'nun Madrid Zirvesi'nde Türkiye'nin taleplerini Finlandiya ve İsveç'e kabul ettirdiği üçlü mutabakatı eleştirdi.
Kullanıcıların en çok ilgi duyduğu ve gündelik yaşamının önemli bir kısmını kapsayan alanlar olarak öne çıkıyor.
Bireylerin ifade özgürlüğünü koruyabilmek için, yöntem ne olursa olsun, yalan haberle mücadele devlet, birey, medya kuruluşu ya da sosyal medya şirketlerine tek başına bırakılamayacak kadar karmaşık bir süreçtir.
Yalan haberle mücadele düzenlenmelerinde en önemli husus, bu düzenlemelerin yalan haberin dolaşıma sokulmasını engelleyerek, bireylerin özgür tartışma ortamını destekleyecek şekilde hayata geçirilmesidir.
Halihazırda gündemde bulunan yeni kanun teklifinin ise dezenformasyonu önleme maksadıyla yalan ve yanlış haberin yayılmasını münhasır bir suç olarak düzenleyeceği belirtiliyor. Hangi içeriğin dezenformatif nitelikte olduğuna ise mahkemeler tarafından karar verilecek. Öte yandan teklifle internet medyasının yasal bir altyapıya kavuşturulması da bekleniyor.
Bu çalışmada alanında önde gelen uzmanlar NATO olağanüstü zirvesinden neler beklenebileceği konusunda fikir vermektedir.