Sosyal medya üzerinden ifade hürriyetini sınırlamak istiyor. Sosyal medya mecraları da Türkiye'nin bu isteğine direnen özgürlük savaşçıları". Ne diyelim, Allah akıl fikir versin!
Meselenin aslını isterseniz, durum çok daha karışık.
Avrupa Birliği'nden peş peşe "sosyal medya devlerini dizginleyelim" açıklamaları geliyor. Sosyal medya devlerinin kendi keyiflerine göre kural belirleyip uygulamasından rahatsızlar.
Veri politikasından içerik denetimine kadar birçok alanda sosyal medya devleri şirket içerisinde belirledikleri kuralları dünyanın her tarafındaki kullanıcılarına uyguluyorlar.
Tabii işin bir de ekonomik boyutu var. Avustralya ve Kanada Facebook'a bir dizi yasak ve düzenleme getirdi. Facebook'un yerel kaynakların ürettiği haberleri kullanırken telif ödemesini istiyorlar. Aynı platformlar Türkiye'nin çok daha basit taleplerine direniyorlar. Twitter adeta siyasi bir rakip gibi davranıyor. Hemen her platform Türkiye'de temsilcilik açmayı kabul etti ancak Twitter para cezasına ve reklam yasağına rağmen temsilcilik açmaya yanaşmıyor. Nisan ayından itibaren bant daraltması devreye girecek. Yani Twitter ülkemizin taleplerini yerine getirmemeye devam ederse Türkiye'den bağlantılarda internet hızı düşürülecek. Bu da daha az kullanım ve daha az kazanç demek.
Hepsini alt alta koyunca resim netleÅŸiyor.
Devletler sosyal medya şirketlerine artık "dur" demek istiyor. Çok fazla güçlendiklerini kullanıcıların - ki onlar aynı zamanda o devletlerin vatandaşları- üzerindeki ekonomik ve siyasi güçlerinin kontrolsüz şekilde arttığını düşünüyorlar. Anlayacağınız mesele iyiden iyiye bir egemenlik sorunu haline geliyor. Takıntılı muhaliflerin anlayamadığı da bu. Onlar her olaya küçük siyasi çıkarları, küflü ideolojileri ve saçma dogmaları penceresinden baktıkları için dünyadaki gelişmeleri takip etseler de anlamlandırmaktan acizler.
[Takvim, 22 Åžubat 2021]