Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın Washington şubesi SETA-DC'nin düzenlediği online panelde Türk Amerikan ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulundu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ülkeler arasındaki karşılıklı bağımlılığın önemini ortaya çıkarırken, küresel sistemin kırılganlıklarını da gün yüzüne çıkardığını belirten Oktay, söz konusu salgından çıkarken Türkiye’nin "girişken ve insani dış politikasının" ana parametrelerini muhafaza edeceğini kaydetti.
Stratejik ortaklıkları sürdürme ve ileriye taşımanın önümüzdeki dönemde de Türk dış politikasının önemli parametrelerinden biri olacağını anlatan Oktay, Türk-Amerikan stratejik ortaklığının bu anlamda vazgeçilmez olduğunu söyledi.
70 yıllık ortaklıkta iki ülkenin birçok sorunun üstesinden geldiğini belirten Oktay, iki ülkenin ortaklığının küresel ve bölgesel konularda önemli olduğuna ve bu nedenle de iki ülkenin anlaşmazlık yaşadığı konuları çözüp ortak menfaatler üzerine ilişkiler kurması gerektiğine vurgu yaptı.
Türkiye ile ABD arasında, Washington yönetiminin YPG/PKK terör örgütüne destek vermesi, FETÖ elebaşına ve örgüte karşı adım atmaması, Amerikan kongresinde Türkiye’ye karşı atılan adımlar ve Türkiye’nin haksız şekilde F-35 savaş uçağı programından çıkarılmasının iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz etkilediğini belirten Oktay, şöyle konuştu:
"Yeni bir sayfa açmak istiyorsak bu konuların öncelikli olarak çözülmesi gerekir. ABD, YPG/PKK’ya desteğini sonlandırmalı, FETÖ elebaşını iade etmeli ve örgütün faaliyetlerini sonlandırmalı, Kongre’deki Türkiye karşıtı inisiyatiflere karşı çıkmalı ve Türkiye’yi F-35 programında hak ettiği yere koymalıdır. Ayrıca ABD’nin (Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne yönelik) silah ambargolarını kaldırması bölgesel barış ve istikrarı zehirlemektedir."
Türkiye ve ABD'nin, Kovid-19 sonrası dönemde iş birliğini daha doğru yöne çekmesi gerektiğini vurgulayan Oktay, "Tedarik zinciri güvenliği gitgide daha önemli bir hale geliyor. Türkiye'nin güçlü üretim altyapısının yanısıra genç ve yetenekli iş gücü, Amerikalı ve küresel yatırımcılar için daha da çekici olacaktır." ifadesini kullandı.
Oktay, Suriye ve Libya gibi önemli bölgesel gelişmelerde, Türkiye ve Libya arasındaki iş birliğinin öneminin bir kez daha görüldüğünün altını çizerek, "Türkiye'nin, birçok bölgesel çatışmadaki kararlı ve ilkeli duruşu, ortak düşmanlarımızın ve DEAŞ ve YPG/PKK da dahil terör gruplarının cesaretini kırmakta, aynı zamanda ortak savunma ve güvenliğimize katkıda bulunmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve ABD arasında ikili savunma iş birliği ortamının kötüleşmesinin "endişe kaynağı" olduğunu belirten Oktay, özellikle S-400 konusunda Türkiye ve ABD'nin diyaloğu sürdürmesi gerektiğini belirtti.
"Türkiye karşıtı kesimler, Washington DC'deki siyasi atmosferi kirletmektedir"
Oktay, "(S-400 konusunda) Düştüğümüz içinden çıkılmaz durum, Washington'daki bazı siyasi çevrelerin, bizim stratejik müttefikliğimizin ve Türkiye'nin hem bölgesel hem de küresel istikrara yaptığı katkıların tam boyutunu kavrayamamasının doğrudan sonucudur. ABD Kongresinin bazı üyeleri, kişisel kısa dönemli siyasi çıkarlarını öncelik edinerek ikili ilişkilerimize zarar verme çabası içindedir." dedi.Washington'daki bu çevrelerin, Türkiye'ye karşı mesnetsiz yaptırım çağrıları, Türkiye ve ABD savunma iş birliğini geliştirecek anlaşmaları engelleyerek kendini belli ettiğini anlatan Oktay, " Bu Türkiye karşıtı kesimler, Washington DC'deki siyasi atmosferi kirletmektedir. Bu tehlikelidir. Aslında, ilişkilerimizi her iki ülke ve transatlantik toplumun yararına olacak bir şekilde geliştirmeliyiz." diye konuştu.
Türkiye ile ilgili söylemlerde negatifliğin bırakılmasının ardından ikili ilişkilerin iyileşmeye başlayacağını belirten Oktay, "Türkiye ve ABD ilişkileri, bundan daha azını hak etmiyor." ifadesini kullandı.
Doğu Akdeniz mesajı
Oktay, Doğu Akdeniz'deki son gelişmeler ve Türkiye'nin Karadeniz'de doğal gaz bulmasıyla, bölgesel hidrokarbon meselelerinin uluslararası ilgi kazandığını belirtti.Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin her zaman diyalog yanlısı olduğunun altını çizen Oktay, "Ancak, ne Yunanistan'dan ne de GKRY'den ne de Doğu Akdeniz'deki egemenliğimizi, temel haklarımızı ve çıkarlarımızı zedelemeye çalışan 3'üncü taraflardan gelen tek taraflı adımları kabul edeceğiz." diye konuştu.
Karadeniz'deki doğal gaz keşfini de "Türkiye için bir oyun değiştirici" olarak nitelendiren Oktay, "Bu Türkiye ve tüm bölge için yeni bir başlangıç. Sadece enerjideki özgüvenimizi artırmakla kalmayacak, enerji kaynağı güvenliğindeki pozisyonumuzu artıracak ve umuyoruz ki Amerikalı ortaklarımız da dahil olmak üzere yeni iş birliği alanları açacaktır." dedi.
Libya konusunda da Türkiye'nin duruşunun net olduğunu belirten Oktay, "Libya'da askeri bir çözüm olamaz. Bu zihniyet ile uygulanabilir bir siyasi süreç için uluslararası çabaları destekliyoruz." ifadesini kullandı.
Suriye konusunda da Türkiye'nin "istikrarlı, müreffeh ve demokratik bir güney komşusu" görmek istediğini belirten Oktay, bir diğer bölgesel konunun da Lübnan olduğunu belirtti.
Beyrut'taki patlamaların "yok edici olduğunu ve acil uluslararası dikkat gerektirdiğini" belirten Oktay, Türkiye'nin bu ülkeye insani yardımı artıracağını vurguladı.
Filistin konusunda da iki devletli bir çözümü desteklediklerini belirten Oktay, "ABD'den bölgedeki gücünü ve etkisini, İsrail-Filistin çatışmasına net, kapsamlı ve uzun süreli bir çözüm bulunmasına katkıda bulunulması için kullanmasını bekliyoruz." mesajını verdi.
"Bunu kimse sorgulayamaz, özellikle de Fransa"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye ile Libya arasındaki anlaşmanın "kırmızı çizgileri" olduğunu vurgulayarak, "Bunu hiç kimse sorgulayamaz, özellikle de Fransa." dedi.Doğu Akdeniz konusunda belirli müzakereler yapılması durumunda Türkiye'nin Libya ile imzaladığı deniz yetki anlaşmasını gevşetmesi veya revize etmesinin söz konusu olup olmayacağına ilişkin bir soruya Oktay, "Kesinlikle hayır." yanıtını verdi.
Oktay, "Bazı davetsiz aktörler kırmızı çizgilerden bahsediyor. Bu da bizim kırmızı çizgimizdir. Türkiye ile Libya arasındaki anlaşma bizim kırmızı çizgimizdir. Bunu hiç kimse sorgulayamaz. Bu alan Türkiye ile Libya'ya aittir ve bölgedeki hiçbir aktörü ilgilendirmez, özellikle de Fransa'yı." diye konuştu.
Doğu Akdeniz'deki durumla ilgili çeşitli haritalar gösteren Oktay, Yunanistan'ın, kıta sahanlığı konusunda Avrupa Birliği ve birçok ülkenin tanımadığı "Sevilla haritasını" öne sürerek, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin kıta sahanlığında hak dava ettiğini belirtti.
Türkiye'nin, Akdeniz ile en uzun kıyısı bulunan ülke olduğuna işaret eden Oktay, Yunanistan'ın bile daha önce söz konusu harita üzerinden resmi bir hak davasında bulunmadığını ancak şu anda Doğu Akdeniz ile ilgili bazı aktörlerce ortaya atılan tezlerde Türkiye'yi Antalya Körfezi'ne hapseden "Sevilla haritasının" kullanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Antalya'nın Kaş ilçesine 2 kilometre, Yunanistan ana karasına ise 580 kilometre uzaklıkta bulunan 10 kilometrekarelik Meis Adası üzerinden Atina yönetiminin 40 bin kilometrekarelik deniz yetki alanı talebinde bulunduğunu ve bunun hiçbir şekilde uluslararası hukuka uygun olmadığını dile getirdi.
Oktay, bu harita üzerine kurulan hayali tezleri kabul ettiğinde Türkiye'nin değil askeri gemileri, ticaret gemilerini bile Yunanistan'dan izin almadan bölgeden geçiremeyeceğini belirterek, "Türkiye'nin bunu kabul etmesini bekliyorlar. Bunu unutun." dedi.
Yunanistan'ın adaları silahlandırdığına da dikkati çeken Oktay, Türkiye'nin bu askeri faaliyetleri yakından takip ettiğini ve bu bölgedeki haksızlıkları asla kabul etmeyeceğini söyledi.
ABD seçimlerine de değinen Oktay, ülke içindeki ajandanın şu anda seçimle ilgili mevzulara yoğunlaştığını belirterek, "Kendimizi seçim süreciyle ilgili olabilecek ve Türkiye'ye ilişkin mevzuları anlamaya itiyoruz. Ne yazık ki Türkiye'yi seçim sürecinin bir parçası yapmak özellikle Avrupa ülkelerinde bir alışkanlık haline geldi. Şimdi de bir anda ABD seçimlerinin bir parçası haline geldi. Biz başkan adaylarının tartışmaları ya da seçim tartışmalarının bir parçası olmazsak mutlu olacağız." ifadesini kullandı.
Oktay, seçim sürecinin dışında kalmayı tercih ettiklerinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"ABD'deki seçimleri her kim kazanırsa kazansın ABD ile müttefikliğimizi koruyacağız ve güçlendireceğiz. Çünkü Türkiye ve ABD ilişkilerinin çok uzun köklere sahip bir arka planı var ve her kim kazanırsa kazansın bu ilişkiler devam edecek. Seçimleri kim kazanırsa kazansın elbette bazı zorluklar olacaktır, bu zorluklar hususunda çalışmaya devam edeceğiz ama dediğim gibi aramızda zorluktan ziyade avantaj var."
"Silah ambargosunu kaldırmak sorunu daha kompleks hale getirecektir"
ABD'nin Güney Kıbrıs Rum yönetimine yönelik silah ambargolarını kaldırmasının Kıbrıs sorunun çözümüne hizmet etmediğini vurgulayan Oktay, "Avrupa Birliğinin de GKRY'yi kendi kurallarına uymadığı halde aralarına almaları sorunu daha zor ve kompleks bir hale getirmişti. Şimdi de silah ambargosunu kaldırmak, sorunu daha kompleks hale getirecektir." değerlendirmesine yer verdi.Oktay, sorunun çözümüne odaklanılması gerektiğini belirterek, "Umuyoruz ki seçimlerin hemen ardından ABD hükümeti bu kararından döner ve Kıbrıs sorununu daha da kompleks hale getirmek yerine çözüme bir katkı sunar." diye konuştu.
"Hiç kimse bu pandeminin ikinci dalgasını görmek istemez"
Türkiye'nin Kovid-19 salgınına çıktığı ilk günden bu yana hazırlıklı olduğunu vurgulayan Oktay, "Ancak ne kadar hazırlıklı olursanız olun tüm ülkeleri etkileyen bir pandemi var. Biz, tıbbi ekipman ve malzeme anlamında hazırlıklıydık, başka ülkelerin elinde neredeyse hiçbir şey yoktu." ifadesini kullandı.Oktay, ABD de dahil olmak üzere birçok ülkenin maske gibi temel tıbbi malzemelere erişemediğini ancak Türkiye'deki hastanelerin güçlü altyapıya sahip olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin şu anda normalleşme sürecinde olduğunu vurgulayan Oktay, "Ekonomimiz, ticaret hacmimiz normalleşmeye ilişkin güçlü sinyaller göndermeye başladı." ifadesini kullandı.
Oktay, salgında ikinci dalga ihtimaline ilişkin "Hiç kimse bu pandeminin ikinci dalgasını görmek istemez. Bir şekilde bu hastalığın önlenmesine yönelik bir ışık, tıbbi çözüm ve iyi haberler görmek istiyoruz." temennisinde bulundu.
[AA, 2 Eylül 2020]