Washington'da "güvenli bölge" konusunda ciddi bir çekişme yaşanıyor. Başkan Trump'ın çekilme kararına karşı çıkanlar şimdi de Türkiye ile çalışmaması için hummalı faaliyetler içinde. Washington'daki düşünce kuruluşlarındaki birçok Suriye uzmanı YPG'nin korunması amacıyla Türkiye'nin tezlerine aykırı görüşler açıklıyor. Savunma Bakanlığı bürokratları da aynı bahaneyle bastırıyor. Trump'ın Türkiye'nin güvenlik kaygıları için önerdiği "güvenli bölgeyi" YPG'yi koruyacak bir tampon bölgeye çevirmenin uğraşındalar. YPG kontrolündeki bölgeyi Ruslara- Esed'e bırakma, SDG Arap unsurlarınaverme, Avrupalı güçlerden oluşan bir koalisyona bırakma seçeneklerinitartıştırıyorlar. Dışişleri ekibi ise ağırlıklı Türkiye ile çalışma arzusunda. Ancak Türkiye'nin terörle mücadelesi ve YPG'yi korumak gibi bir büyük zorlukla karşı karşıyalar. Bu zorluğun temelinde ABD'nin hatalı DEAŞ ile mücadelesi yer alıyor. Bir terör örgütünü (DEAŞ) yenmek için başka bir terör örgütünü (YPG) büyüttüler. Şimdi de onu nasıl koruyacaklarının formülünü arıyorlar. Dahası, YPG için nasıl bir statü oluşturabileceklerini tartışıyorlar. Başkan Trump'ın PYD'nin Washington temsilcisini kabul etmesinin onun da kafasının karıştığını göstermekte.
***
Amerikalıların kolay çözümlerinin sonradan ne gibi daha büyük sorunlar yarattığını anlamak için özel çalışmalar yapmaya gerek yok. Kendi kurum raporlarına ya da görevden ayrılanların yazdığı kitaplara bakmak yeterli. ABD Kara Kuvvetleri'nin Irak Raporu da, Washington'un hatalı Irak politikasının İran'ı güçlendirdiğini anlatmış. Ancak doğru tespitten yanlış bir sonuca varmayı da ihmal etmemiş. Sorun, Obama'nın Irak'ta demokrasi derdine düşmesiymiş: "demokrasi her zaman istikrar getirmez"miş. Washington'un iyileşmeyen hatası, bölgenin ve müdahale ettiği ülkenin dengelerini bir türlü okuyamaması ve nobran yaklaşımının gelecek için ne sorunlar çıkardığını önemsemesi. Irak'ta Baas rejimini yıkmak adına Sünnilerin dışlanmasının "demokrasi" ile bir alakası yoktu. Sünnileri El Kaide ve DEAŞ gibi radikal örgütlere bırakmak olduğu açıktı. Defolu yaklaşımın çalışacak formüller bulamayacağı aşikar. Aynı hatanın benzerini Washington, Afganistan'da da yaptı. Şimdi Taliban ile sorunlu bir anlaşma yapıp çekilmeye hazırlanıyor. Afganistan macerasının "demokrasiyi kurma" derdine düşmesinin hata olduğunu ilgili kurum da yazıyordur herhalde.***
Washington'daki dış politika karar alıcıları Suriye'den çekilirken de büyük bir hataya düşmek üzereler. Asıl mesele, birilerinin söylediği gibi çekilme kararı değil. ABD'nin nasıl çekildiği... Bu çekilme Türkiye-ABD ilişkilerini tamir edecek ve Suriye'nin geleceğine katkı sağlayacak bir formülle yapılmalı. Bu da ancak Türkiye ile çalışarak olur. ABD'nin Türkiye ile anlaşmadan hızlıca çekilmesi sorunu çözmez. Konuşulan "Türkiye'siz diğer seçenekler" de çıkmaz yoldur. Rusya, İran ve Esed'in elini güçlendirmekten başka bir işe yaramaz. Kaldı ki, bu tür çekilme Türkiye-ABD ilişkilerinin Suriye yüzünden gördüğüzararı telafi etmeyi de imkânsız hale getirir. Türkiye, eninde sonunda Rusya ve İran ile anlaşmanın bir yolunu bulur. Ancak Türk milleti YPG terör örgütünü silahlandırarak, ona tampon bölge uydurup çekilen ABD'nin yaptığını düşmanlık olarak zihninde taşır.[Sabah, 2 Şubat 2019].