SETA Başkanı Burhanettin Duran, Musul'un DEAŞ'tan kurtarılmasına yönelik operasyona ilişkin, "Türkiye, Musul meselesinde orada olmak zorunda. Irak'ın geleceği Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor." dedi.
Duran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Musul operasyonunun DEAŞ'a karşı yapılacağını belirterek, Suriye ve Irak'ın DEAŞ denilen terör örgütünden kurtulması gerektiğini söyledi.
Son günlerde yaşanan gerilimin "Musul operasyonunda Türkiye'nin yeri ne olacak?" meselesinden kaynaklandığını aktaran Duran, Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin söylediklerinin, Türkiye'yi bu masanın dışında bırakma çabası olduğuna dikkati çekti.
Türkiye'nin, Suriye ve Irak'tan, oradaki iç savaşlardan çok etkilendiğine vurgu yapan Duran, şöyle devam etti:
"PKK yönünde, DEAŞ yönünde, oradaki mülteciler meselesi, demografik değişim meselesi, bütün bu sebeplerden dolayı yeni Irak'ın nasıl şekilleneceği konusudur bu. Yani DEAŞ'la ilgili mücadele yapılacak ama DEAŞ'ı kim geriletirse onun yerine kim gelecek? Soru bu. Türkiye diyor ki, 'Ben bu masada olmalıyım çünkü beni çok yakından ilgilendiriyor, bu ülkemin bekası ve güvenliğimle ilgili.' Bunun için masada olmak istiyor. Amerika öncesinde Türkiye'nin katılmasına daha sıcak bakarken, şimdi biraz İran tarafında tavır alıyor çünkü Irak hükümeti, İran'ın etkisiyle bunu yapıyor. Bir yere geldi ama müzakere etmeye ve masada olmaya çalışmaktan başka bir şey yok. Türkiye, Musul meselesinde orada olmak zorunda. Irak'ın geleceği Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor."
PKK'YLA MÜCADELE
Duran, Temmuz 2015'ten itibaren PKK terörünün katlanılamaz hale gelmesiyle "Çözüm Süreci"nin bittiğini anımsattı.Bu çerçevede PKK ile etkili bir mücadele yürütüldüğünü, örgütün ilk önce buna hendeklerle ve şehir savaşlarıyla karşılık verdiğini belirten Duran, "Fakat bu projesi de tutmayınca bu defa bombalı araçlarla saldırmaya başladı. Biliyorsunuz çok sayıda bombalı araç yüzlerce insanımızın hayatına mal oldu. Bunun da belli ölçülerde istihbari olarak fark edilmesiyle beraber, son günlerde çok sayıda canlı bomba yakalandı. PKK, kendince bu meseleyi bir tür iç savaşa ve intikam meselesine çevirmeye çalışıyor." diye konuştu.
SETA Başkanı Duran, PKK'nın burada "Ben PKK olarak hala Türkiye'nin Güneydoğu ilçelerinde etkiliyim, eylem yapabiliyorum." düşüncesini göstermeye çalıştığını ifade etti.
PKK'nın, Suriye ve Irak'taki varlığının yanı sıra Türkiye'de de bir varlık göstermeye devam etmeye çalıştığını dile getiren Duran, "Ben bunu ayakta kalmasının son çabaları olarak görüyorum. Burada da bir iç savaşı tetikleyebilecek şekilde kitleler arasında bir düşmanlığı ortaya koyabilecek şekilde bunu sağlıyor. Beklenen şey, AK Parti'lilerin HDP'lilere saldırması ve böylelikle Kürtler'e AK Parti'liler tarafından bölgede zulüm ediliyor, onlara saldırılıyor şeklinde bir uluslararası kamuoyu oluşturmak ve içeride PKK'nın dağılan desteğini tekrardan toparlamak, yani Kürt halkı nezdinde PKK'nın biten imajını toparlamaya çalışmak." değerlendirmesinde bulundu
TÜRK AKIMI PROJESİ
Türkiye'nin yaklaşık 1 yıl önce 24 Kasım'da yaşanan hadiseden sonra Rusya ile ilişkileri toparlamaya başladığını aktaran Duran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Vladimir Putin'le üçüncü kez görüşüyor olmasının bu normalleşmenin ne kadar hızlı gittiğinin göstergesi olduğunu söyledi.Burhanettin Duran, İstanbul'da düzenlenen 23. Dünya Enerji Kongresi çerçevesinde imzalanan "Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi Anlaşması"nın Türkiye'nin bir enerji koridoru olması, hatta enerjide bir merkez yükü olma arayışının bir uzantısı olarak ortaya çıktığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Rusya açısından baktığımızda Türkiye ile ekonomik anlamdaki entegrasyon, Rusya ekonomisini de rahatlatan bir konumda. Biliyorsunuz, Amerika ve Avrupa ülkelerinin ambargoları sebebiyle Rusya ekonomisinin de ciddi sıkıntıları var. Türkiye ile sadece enerji değil, savunma sanayi anlamında da bir iş birliğinden söz ediliyor. Hatta Suriye'de ateşkese ulaşmayla ilgili bir yakınlaşma, arayış söz konusu. Bölgede Amerika'nın uygulamış olduğu politika sebebiyle güçler arasında konu bazlı ittifaklar, iş birlikleri oluşuyor. Türkiye de Rusya gibi güçlü bir aktörle enerji başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliklerini geliştirmeye çalışıyor. Dolayısıyla son Erdoğan-Putin görüşmesinin bu anlamda iyi bir ivme kazandığı kanaatindeyim."
[Muhabir: Onur Orhan, Emre Ayvaz] [Anadolu Ajansı, 15 Ekim 2016].