SETA > Köşe Yazıları |
Bu Sefer Başka

Bu Sefer Başka

Ne diyorlardı? 'Dokunulmazlıklar kaldırılırsa felaket olur, bütün dünya bize düşman olur, demokratik siyaset yara alır...' Peki n'oldu?

Her terör eyleminden sonra yiten canlarımız kadar sosyal medyadan yapılan terör propagandasına üzülmeye alışmıştık. Bu ülkenin evlatları şehitlerine ağlarken hainler acımızı, şehitlerimizi ve mücadelemizi hafife alan paylaşımlar yapardı. Beşiktaş saldırısından sonra maalesef aynı sahne yaşandı. Medyanın bu toprakların değerlerine düşman olan kesimi tarafından devamlı pohpohlanan isimlerinin önünde oyuncu, yazar, psikiyatr gibi pek havalı unvanlar bulunan bir kısım zevat yine zafer çığlığı atarcasına kinlerini kustular. Ama bu sefer yüreklerimize su serpen bir gelişme oldu. Adli makamlar ve güvenlik güçleri bu defa olanları izlemekle yetinmediler. Harekete geçtiler, terörü öven suçluların peşine düştüler. Neticede 250'ye yakın şüpheli sosyal medyada terörü övdükleri gerekçesi ile göz altına alındılar. Demek ki oluyormuş, devlet çalışınca ve sistemin çarkları işleyince arsızların, hainlerin, terör sevicilerin cezası yanlarına kalmıyormuş.

HDP'YE TERÖR OPERASYONU
Kötülüğün en büyüğü yine kendimizden geliyor. Hayır, Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan ama aklı, ruhu ve gönlü başka yerlere çoktan satılmışlardan bahsetmiyorum. Bu varlık-yokluk mücadelesinde bizimle birlikte olan, bizden olanlardan bahsediyorum. Bizdenler ancak bize güvenmiyorlar. Bizdenler ancak batıdan gözleri fena halde korkmuş. Bizdenler ama aşağılık kompleksililer. Ne diyorlardı? 'Dokunulmazlıklar kaldırılırsa felaket olur, bütün dünya bize düşman olur, demokratik siyaset yara alır...' Peki n'oldu? Dokunulmazlıklar kaldırılmayıp teröre destek olan milletvekilleri tutuklanmasa, Avrupa Birliği teröre destek olmaktan vaz mı geçecekti? Veya ABD YPG'yi silahlandırmakla ne kadar büyük bir hata yaptığını mı anlayacaktı? Tabii ki hayır!

  • Peki Türkiye ne kazandı teröre destek olan HDP'lileri tutuklamakla?
  • Öncelikle hukuk devleti ilkesini işletmiş oldu.
  • Sonra milli iradenin terörle mücadele konusundaki beklentileri karşılandı.
  • Devlet acziyet görüntüsünden kurtuldu.
  • Ve hepsinde önemlisi PKK'nın organizasyon kabiliyeti çökertildi.
Milletvekillerinin dokunulmazlık akasına sığınıp teröre lojistik destek sağlaması engellendi. Kayyum atanarak belediyelerin PKK'nın askerlik şubesi gibi çalışması engellendi. Terörle bağlantısı tespit edilen HDP teşkilatlarına yapılan operasyonlarla PKK'nın teşkilatlanması çökertildi. Ne bizden olan endişeliler ne de batılı sözde müttefiklerimiz kusura bakmasın. Görünürde siyasetçi de, gazeteci de, akademisyen de, sanatçı da olsa teröre bulaşmış kim varsa hukuk çerçevesinde hesabı sorulmalı.
SINIR ÖTESİ OPERASYON BEKLENTİSİ
Terör saldırıları karşısında beraberliğini ve dirliğini bozmayan Türk toplumun tek beklentisi terörle etkin mücadele edilmesi. Üstelik bu mücadelenin sadece teröristler sınırımızdan içeri girince veya terör eylemi için harekete geçince yapılmasının yanında, sınır ötesindeki teröristleri de hedef alması bekleniyor. El-Bab DAEŞ'ten temizlenir temizlenmez, Fırat'ın doğusu batısı ayrımı yapılmadan sınırımızdaki tüm PKK/ YPG unsurları ile mücadele edilmeli. Türkiye terörden ancak bu şekilde kurtulabilir. Şehirlerimizin göbeğinde patlayan bombalarla asker, polis veya sivil canlarımızı yitirmek istemiyorsak, terör örgütlerine karşı sınırın diğer tarafında da etkin mücadele yapmalıyız. Üstelik Fırat Kalkanı operasyonu ile bu konuda neler yapabildiğimizi hem kendimize hem tüm dünyaya göstermişken. Olabilecek en az kayıpla, yerel güçlerle işbirliği ile terörle etkin mücadele edebildiğimiz artık kanıtlanmış bir gerçek. Hal böyle olunca kamuoyunda PKK'ya karşı operasyonların sınır ötesini de kapsayacak şekilde genişletilmesi beklentisi var. Hükümetin de bu yönde planlarının olduğu artık bir sır değil!

[Takvim, 15 Aralık 2016].