Meclisteki anayasa görüşmeleri esnasında CHP-HDP bloğunun sergilediği birçok çirkinlik ve kara propaganda arasından en fenaları meclisi ve vekilleri itibarsızlaştıranlardı.
Önce gizli oylama meselesi üzerinden vekilleri itibarsızlaştırdılar.
Onları kendi hür iradeleri ve tercihleri doğrultusunda karar veren milletin vekilleri olarak değil lider korkusu ile oy veren kuklalar olarak gösterdiler.
Gizli oylama meselesi etrafında kopardıkları yaygaranın asıl amacı topluma AK Partili ve MHP'li milletvekillerinin aslında cumhurbaşkanlığı sistemine karşı olduklarını ama olumsuz oy verecek cesarete sahip olmadıklarını mesajını vermekti.
Tabii AK Parti ve MHP liderleri de bu denklemde milletvekillerine zorla oy kullandıranlar oluyorlardı.
Paketin meclisten geçmemesi durumunda erken seçim ihtimalinin dillendirilmesi de bağlamından kopartılarak sivil siyaseti ve meclisi itibarsızlaştırmak için kullanıldı. Pek tabii ki iktidar partisinin yanında ikinci büyük muhalefet partisinin desteklediği bir paket meclisten geçmezse bu bir siyasi kriz yaratırdı.
Ve her siyasi krizi çözmenin en iyi yolu da milletin hakemliğine başvurmaktı. AK Parti ve MHP saflarından yapılan paket geçmezse erken seçim gündeme gelir açıklamaları da bunu dile getirmeyi amaçlıyordu.
Ancak mensubu olduğu meclisi ve temsil ettiği milli iradeyi itibarsızlaştırmaya adeta ant içmiş olan muhalefet bu yalın gerçeği de çarpıttı.
Erken seçim açıklamalarının henüz iki yılını doldurmadığı için emeklilik gibi özlük haklarını elde etmeyen vekillere verilmiş bir gözdağı olduğunu iddia etti.
Yani demek istedikleri şuydu; aslında anayasa değişikliğine hayır oyu vermek isteyen milletvekilleri vardı. Ancak vekillikte iki yıllarını doldurmadıkları için emeklilik haklarını kazanmayan bu milletvekilleri erken seçim olur ve listelere girip tekrar seçilemeyiz korkusu ile teklife evet oyu verdiler.
Memleketin geleceğini etkileyecek olan bu kadar hayati bir konuda bir emeklilik maaşı için iradesini satan milletvekilleri var muhalefete göre.
Yazıktır, ayıptır, günahtır!
Bu iddia 15 Temmuz'da FETÖ'cu teröristler meclisi bombalarken genel kurul salonunu terk etmeyen milletvekillerine hakarettir. O vekiller ki dışarıda bizi seçen Türk milleti caddeleri, sokakları, meydanları, köprüleri ve havalimanlarını teröristlere karşı boş bırakmazken, çıplak elleri ile namluları tutup, imanlı sineleri ile tankları durdurup, açık alınları dik başları ile üzerlerine bombalar yağdıran jetlere kafa tutarken bize de bu genel kurul salonunda can vermek düşer diyerek meclisi terk etmediler.
Haydi diyelim tüm bunlar millete düşman muhalefetin genlerinde olan arızalar.
Sivil siyasetin karşısında saf tutmuş, darbecilerle kol kola girmiş, seçmen iradesini aşağılayarak siyaset yapmayı alışkanlık haline getirmiş, milletin taleplerine kulaklarını tıkamış bir siyasi gelenek için bunlar normal.
Peki ya içimizdekilere ne demeli?
Onlara ne oluyor?
Muhalefet yapıp fiyakalı gözükeceğim diye meclise, milli iradeye, millete düşman olanların ağzıyla konuşmak ne işe yarar?
Madem AK Parti'ye yakın olduğunuz halde Cumhurbaşkanlığı sistemine karşısınız, oturup itirazlarınızı ve çekincelerinizi derli toplu ifade etmek yerine neden sesinizi ve sözünüzü başkasının hastalıklı zihninin kullanımına açıyorsunuz.
Yazık size! Bu günah ayıp da size yeter!
[Takvim, 22 Ocak 2017].