Bugün 17 Nisan, tarihi referandumu geride bıraktığımız ilk gün. Hükümet sistemi değişikliği, dün yapılan referandum sonucunda kabul edildi. 16 Nisan referandumundan çıkan “Evet” kararı ile Türkiye için, hepimiz için yeni bir dönem başlıyor.
Türkiye'de geçmişte de referandumlar yapıldı, ancak bu referandum diğerlerinden çok farklı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın beklediği gibi, referandum aracılığıyla yönetim sisteminde değişim ve dönüşüm tercih edildi. Çünkü, Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesi yazması için alışılmışın dışında bir değişime, dönüşüme ve yeni bir başlangıca ihtiyacı var.
Başlangıç diyorum çünkü, hükümet sistemi değişikliği, anayasa değişiklikleri ile hem yönetim erkleri yani yasama, yürütme ve yargı arasında yetki karmaşasının azaltılması konusunda yeni bir düzenlemeyi getiriyor hem de bu değişikliğin sonucu olarak mevcut tüm kurumların yapısında ve iş anlayışlarında değişimi ve dönüşümü sağlayacak.
En önemlisi ise, geçmişte kabul edilen varsayımlarla, bilindik ve işlevsel olmayan siyasi yöntemlerle ve mevcut araç ve politikalarla ülkeyi yönetmek tarihe karışacak.
Referandum sonucunun ülke ekonomisinde yapacağı etki ise, ekonomik kalkınma önündeki engellerin kaldırılması için uygun sistemin kurulacak olması. Türkiye'nin bulunduğu gelir grubundan bir üst gelir grubuna çıkması, yani kalkınmada sıçrama yapması için yeni bir yola ihtiyaç var.
Dolayısıyla, kalkınma, büyüme ve zenginlik için yeni bir yol açılmış olacak.
YENİ TÜRKİYE'NİN YENİ EKONOMİSİ
Türkiye bulunduğu bölgede son 15 yılda ekonomide gerçekleştirdiği başarı hikâyesini taçlandırmak için,
Yeni bir medeniyet tasavvuru ve inşası vizyonunun daha anlamlı olabilmesi ve bu vizyonun diğer bölge ülkeleri için de ilham kaynağı olabilmesi için,
Ekonomi ekseninin güçlü ve küresel ekonomideki ağırlığını artırmak için,
Ülke ekonomisini, bir üst lige çıkararak, ülkeyi zengin ülkelerarasına taşımak için,
Uluslararası kurumların, kredi derecelendirme kuruluşların sürekli manipüle ettiği bir ekonomi olmaktan kurtulmak için,
Gelecek ile ilgili belirsizliklerin ortadan kaldırılması ve Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke konumunu güçlendirmek için,
Yapılması gereken reformların hayata geçirilerek, yapısal sorunları çözmek için,
Ülkedeki çok başlılık, ekonomi kurumları arasındaki uyumsuzluk, geçmişte öbek öbek halde konumlanan ekonomi kurumların farklı politikalar peşinde koşmaları nedeniyle ortak bir politika yokluğuna son vermek ve uygulanacak politikaların başarılı olabilmesi için,
Türkiye ekonomisinde geçmişteki ekonomik krizlerin, IMF ile imzalanan 18 standby anlaşmasının ve 15 defa imzalanan ülke borç ötelenmesinin bir daha asla yaşanmaması için,
Ekonomik kurumları reforme edilerek, kurumlar arasında senkronizasyon ve ortak bir politika dili sağlamak için,
Türkiye'nin enerjide, finansta, ulaşımda merkez ülke profilinin anahtarı olan büyük yatırımların devamı için,
Son 15 yıllık dönemde ortaya çıkan zenginliğin paylaşılması sonucu azalan yoksulluğun ve yeni dönemde artacak zenginliğin paylaşılması ile refah artışının sonucunda güçlenecek orta gelirli kesimin ülkenin sigortası olması için,
Orta gelirli kesimlerin güçlenen ülkede ağırlığını arttırması ve siyasi dengeler açısından da alt ve orta gelir grubundaki toplumsal kesimin daha da etkin olması için,
Geçmişte kullanılan araç ve politikalarla ekonomiyi ve ülkeyi yönetmenin demode olması için,
16 Nisan referandumundan çıkan “Evet” kararı Türkiye için tarihi bir fırsatın kapısını açmıştır. Millet referandumla önerilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi değişikliğine güvenoyu vermiştir.
Şimdi ise, Türkiye'nin bu fırsatı değerlendirmesi, yeniden sıçramaya geçmesi ve hazırlıklarını tamamlaması için zaman kaybetmeden yola koyulma zamanı.
[Yeni Şafak, 17 Nisan 2017].