Türkiye'de gündemin yoğunluğu ve hızla değişmesi artık alelade bir olgudan ibaret. Gerçekten gerek iç siyasette gerekse de yakın coğrafyamızda her an "tarihi" diye nitelendirilebilecek gelişmeler yaşanıyor. Bu devinim içinde yılın son günleri bir an için durup geride bırakılan yılın muhasebesini yapmak ve önümüzdeki yıla dair öngörülerde bulunmak için bir fırsat teşkil ediyor. Biz de bu imkânı yargı ve yasama gündemleri için kullanmaya gayret edeceğiz.
Yıl başında 2022 beklentilerini kaleme aldığım Sabah Perspektif yazısında yargı reformuna dair hedeflere dikkat çekmiştim. 2019'da kabul edilen dört yıllık 3. Yargı Reformu Strateji Belgesinde belirtilen hedeflerin gerçekleşme oranı 2021 yılı sonu itibarıyla yüzde 62'ydi. Kasım 2022 itibarıyla bu oran yüzde 72'ye ulaştı. Bu süreklilik reform iradesini göstermesi bakımından anlamlı. Bu yıl için konulan en önemli hedef konumundaki hakim-savcı yardımcılığı kurumu altıncı yargı paketiyle hayata geçirildi. Etkin şekilde uygulandığı takdirde bu müessese yargının insan kaynağındaki sayısal iyileşmeyi nitelik yönünden destekleyecektir.
2022'de TBMM
Seksen kanun ve 37 kararın kabul edildiği 2022'nin yasama gündemi sosyal ve siyasi gelişmeler eşliğinde şekillendi. Kadına yönelik şiddetle mücadelede esaslı değişiklikler getiren 7406 sayılı Kanun ile Türk ceza hukukunda ilk kez kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet ve tehdit suçlarının kadınlara karşı işlenmesi halinde cezaların ağırlaştırılacağı öngörüldü, kadına karşı kasten yaralamada sanığın tutuklu yargılanması kolaylaştırıldı ve kişilerin fiziken takip edilmesi, istemediği halde aranması, mesaj atılması gibi eylemler için ısrarlı takip adıyla yeni bir suç tipi oluşturuldu.
Bunun dışında Marmara Denizi'ndeki kirliliğin önlenmesi için yasal düzenleme yapıldı, sağlık çalışanlarının özlük haklarında iyileştirmeye gidildi, enflasyonun etkilerini gidermeye dönük vergi ve sair kanunlarda değişiklikler yapıldı. İmar Kanunu'nda yaptığı düzenlemeyle de cem evlerinin inşa, bakım ve onarımı için belediyelere sorumluluk yüklendi.
2023 seçimlerini ve seçim takvimini de etkileyecek bir düzenleme ise 31 Mart'ta yapıldı. 7393 sayılı Kanunla milletvekili genel seçimlerindeki yüzde onluk ülke seçim barajı yüzde 7'ye düşürüldü. Yasanın getirdiği bir diğer önemli değişiklik ise artık oyların ittifaklar üzerinden değil partilerin oy oranlarına göre dağıtılmasının öngörülmesiydi. Kanun 6 Nisan 2022'de yürürlüğe girdi. Bunun anlamı Anayasanın amir hükmü gereğince bu değişikliklerin ancak 6 Nisan 2023'ten sonra yapılacak seçimlerde uygulanacak olmasıdır.
2 Yılda 3 Seçim
Türkiye 2023'le birlikte en az üç seçimin yapılacağı iki yıla girecek. Yılın ilk yarısında en geç 18 Haziran'da cumhurbaşkanını ve milletvekillerini belirleyecek iki seçim için sandığa gidilecek. 2024 yılında ise 31 Mart'ta belediye seçimleri yapılacak. 2023 yılındaki seçim sayısı cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci tura kalması halinde üçe de çıkabilir. Siyaset ve medya dünyasında bazı isimlerce uzunca bir süredir erken seçim beklentisi dile getirilse de bu gerçekleşmedi. Cumhurbaşkanlığı sistemi 2023'e anayasal takvime sadık kalarak beşinci yılı doldurmak üzere giriyor. Bu saatten sonra artık erken seçimden değil seçimlerin belli objektif parametreler ışığında öne alınmasından bahsedilebilir. Bunlar da seçim kanunu değişikliğinin yürürlüğe gireceği 7 Nisan, Ramazan ve Kurban Bayramlarının başladığı 21 Nisan ve 29 Haziran tarihleri ile üniversite sınavlarının yapılacağı gündür.
Seçim tarihinin yaklaşmasıyla siyasetin tansiyonu da kaçınılmaz olarak yükselecek. Siyasetin nabzının atacağı en önemli merkez ise şüphesiz parlamento olacak. Daha önce yeni yasama yılını değerlendirdiğim Sabah Perspektif yazısında ifade ettiğim üzere TBMM çoğunluğuna ve icra gücüne sahip bir Cumhur İttifakı seçmen beklentilerini karşılama bakımından avantajlı konumunu sürdürüyor. Meclis seçimler için tatile girene kadar iktidar başta ekonomik düzenlemeler olmak üzere çeşitli alanlarda aksiyonlar alabilir. Nitekim yeni yılda Meclis gündeminde sözleşmeli kamu personelinin kadroya alınması ve EYT düzenlemesi olacak.
Ocak ayında parlamentonun mesai yapacağı önemli bir konu da başörtüsü özgürlüğüne güvence getiren anayasa değişikliği teklifi olacak. AK Parti ve MHP tarafından hazırlanan teklifin yeni yılın ilk ayı içinde komisyon ve genel kurul aşamalarını tamamlaması bekleniyor. 400'ün üzerinde bir kabul oyu alması halinde anayasa değişikliği referanduma gitmeye gerek kalmadan yürürlüğe girecek. Muhalefetin alacağı pozisyona bağlı olarak anayasa değişikliği 360 ila 400 arasında bir kabul oyuyla geçerse halk oyuna sunulması anayasal bir zorunluluk. Bu takdirde anayasa değişikliğinin seçimlerde üçüncü bir sandıkta oylanması gündeme gelebilir.
Yargı başlığında ise siyaseti yakından ilgilendiren HDP'nin kapatılması davası yer alıyor. Bir buçuk yıl önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemiyle açılan davada ek deliller ve ek savunmayla ilerleyen süreçte artık sona doğru yaklaşılıyor. 10 Ocak'ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mahkemeye gelerek sözlü açıklamasını sunacak ve HDP sözlü savunmasını yapacak. Ardından Mahkeme raportörü esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Anayasa Mahkemesi 15 üyesinin 10'unun oyuyla HDP'yi kapatma kararı verebilir ve kapatmaya yol açan üyelerine beş yıl boyunca siyaset yasağı getirebilir.
Burada sadece bir kısmına değindiğimiz gündem maddelerinden anlaşılacağı üzere önümüzdeki yıl son derece hareketli geçecek. 2023'ün temel dinamiği ise öncesi ve sonrasıyla seçimler olacak.
[Sabah, 31 Aralık 2022].