Dünyanın zengin petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunduğu Ortadoğu, Asya ve Kafkasya bölgelerine komşu olan Türkiye, enerji alanında yıllar boyunca coğrafi konumunu avantaja çeviremeyen bir ülke olmuştur. Enerji kaynaklarına sahip ülkelere komşu olmasına rağmen Türkiye, jeopolitik konumundan faydalanmaktan ziyade içinde yaşadığı bölgenin maliyetini yüklenen bir pozisyonda kalmıştır. Enerji kaynaklarından yoksun olması nedeni ile kaynak ihtiyacını dış pazarlardan transfer eden Türkiye, büyüyen ekonomisi ile daha fazla enerji tüketmek durumunda kalmaktadır. Bu durum Türkiye’yi enerji konusunda dışa bağımlı bir ülke konumuna getirmiştir.
Türkiye’nin yüksek büyüme oranlarını yakaladığı son dönemlerde ortaya çıkan enerji ihtiyacını karşılamak adına enerji politikalarında da ciddi bir dönüşüm sürecine gidilmiştir. Bulunduğu bölgenin siyasi ve ekonomik karışıklıklarından kaynaklanan maliyetleri yüklenmek yerine, sahip olduğu coğrafi konumun avantajlarını fırsata çevirmeyi amaçlayan Türkiye, enerji politikalarının temel eksenini “enerji merkezi” olma hedefi üzerinden inşa etmeye başlamıştır. Bu bağlamda enerji ticaretinde işbirliklerin devam ettiği Rusya, Azerbaycan ve İran ile birlikte enerji kaynaklarını dış pazarlara transfer etmek isteyen Irak, Türkmenistan ve Doğu Akdeniz ülkeleri ile önemli proje ve işbirliklerine yönelik imzalar atılmıştır.
Türkiye’nin enerjide merkez ülke olma durumunun bütün hatları ile analiz edilebilmesi adına, bölgedeki enerji arz eden seçilmiş bazı ülkelerle Türkiye’nin ilişkilerinin incelenmesi gerekli görülmüştür. Ayrıca bu durum önümüzdeki süreçte Türkiye’nin enerji politikalarının şekillenmesinde de belirleyici olacaktır..