SETA direktörü Taha Özhan bu hafta Al Jazeera English’te yayınlanan Inside Syria adlı programa konuk oldu. Laura Kyle’nın sunumuyla gerçekleşen programın diğer konukları Lübnanlı emekli General Hisham Jaber ve Saint Andrews Üniversitesi Suriye Çalışmaları Merkezinde araştırma görevlisi Monzer Eid al-Zamalkani oldu. Programda, Suriye rejiminin Halep’te kontrolü tekrar ele geçirmek için uyguladığı taktikler masaya yatırıldı. Programın öne çıkan anlarını ve Taha Özhan’ın değerlendirmelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Önümüzdeki saatlerde, günlerde Suriye ordusunun Halep’te ne yapacağı konusunda güçlü bir stratejisi olduğuna inanıyor musunuz?
Taha Özhan: Aslına bakarsanız herkes bu sabah erken saatlerde Halep’te neler olacağına, neler olduğuna odaklanmış durumda. Fakat eğer son on güne bakacak olursanız bu rejim Halep’te bir tür toplu ceza olarak 500 kg’lık bombalar kullanıyor. Rejimin bizzat kendisi kontrolden çıktığını gösterdi. Bu bombaların yol açtığı tahribat akıl almaz boyutta. Zaten Halep’te kontrollerini kaybetmiş durumdalar. Bir diğer önemli husus ise şu: Eğer direniş, Özgür Suriye Ordusu bir şekilde Halep’i ele geçirirse, doğal olarak bir uçuşa yasak bölge meydana getirecektir. Çünkü Halep ve Türkiye arasında neredeyse hiçbir şey yok. Neredeyse her şey Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolü altında. Esed rejimi öyle ya da böyle Halep’ten çekilmek zorunda kalacak ve bu bölge de doğal bir uçuşa yasak bölge haline gelecek.
“DEVRİM SÜRECİNDE HALEP ÖNEMLİ BİR ADIM”
Halep’teki elit kesimin hala rejime sadık olduğuna inanıyor musunuz? Sivil nüfusun çoğunluğu hangi tarafta yer alıyor?
Taha Özhan: Bence böyle bir sınıflandırma yapmak çok zor. Tabii ki Halep’te çoğunluğunun ticaret ve iş dünyasında yer aldığı rejime yakın olabilecek kişiler var. Ama aynı zamanda Halep, Türkiye ile entegre olmuş bir şehir. Bu elitler Türkiye ile iş yapıyor, bu orta sınıfın Türkiye ile ilişkileri var, vizesiz gelip gidebiliyorlar. Yani burada çok güçlü bir Türkiye unsuru var. Ve bu unsur da rejimi değil direnişi destekliyor. Ayrıca Halep’i tek başına ayrı bir durum olarak ele almamız mümkün değil. Devrim sürecinde Halep önemli bir adım teşkil ediyor. Bu yüzden bunlar rejimin güçleri, bunlar da direnişin yapabilecekleri diye belirtip kim kazanacak diye sormak adil, yerinde bir soru değil. Biz Halep’i ve Halep’teki mücadeleyi devrim sürecinin önemli bir adımı olarak görmeliyiz. Yani Şam’da olan herhangi bir şey doğrudan Halep’te olanları etkileyecektir. Ya da Esed’in çevresinden birinin iltica etmesi doğrudan Halep’i etkileyecektir. Yani Halep kendine has apayrı bir durum değildir. Bu nedenle sadece rejimin yapabileceklerine bakarak doğru bir analiz yapamayız.
“LİBYA’NIN DURUMU OLDUKÇA FARKLIYDI”
Halep ve Libyalı direnişçilerin kalesi Bingazi arasında yapılan karşılaştırılma hakkında ne düşünüyorsunuz?
Taha Özhan:</strong