Dinamikler değiştiğinde ve çeşitli dosyalarda iş birliğinin daha çok kazandıracağı durumlarda devletler iş birliği yoluna gitme yolunu tercih edebilirler. Nitekim iki ülkenin uzun yıllar devam eden "negatif" denklemden çıkıp "kazan-kazan" denklemi yönüne ilerlemesi konusunda ortak bir iradeye sahip oldukları görülüyor.
Devamı
Enerji arz güvenliği 100 yıla yakın bir süredir tüm ülkelerin hassasiyetle yaklaştığı bir konu. Arz güvenliğini artırmak adına tüketilen enerji kaynaklarının, tedarik yollarının, tedarik edilen ülke ve aktörlerin çeşitlendirilmesi pek çok ülke için oldukça önemli. Türkiye, yaklaşık 20 yıldır bu adımları dikkatle yerine getirmeye çalışıyor. Petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil enerji kaynaklarını ithal ettiği ülkeleri, tedarik ettiği yollar ve bu kaynakların kullanım alanlarını çeşitlendirmeye çalışması dikkate şayan.
Devamı
Libya'nın iki parçalı yasama yapısının birini oluşturan Yüksek Devlet Konseyi (YDK), her yıl ağustos ayının ilk haftasında, başkan adaylarının üyelerinin arasından çıktığı bir başkanlık seçimi icra etmektedir.
İsrail, her ne kadar geleneksel tehditlerin güç ve kapasitesinin azaldığını düşünse de 7 Ekim’de Hamas’ın hava, deniz ve karadan profesyonelce hazırlanan saldırısıyla İsrail açısından bu tehditlerin geçerliliğini koruduğu ortaya çıkmıştır. Söz konusu tehdit unsurlarına bakıldığında yerel düzeyde Hamas’ın ve bölgesel düzeyde İran’ın İsrail için varoluşsal bir tehdit oluşturduğu görülmektedir. Bununla birlikte İsrail açısından terör tehditlerinin varlığı her zaman güvenlik riski oluştursa da Afrika’da son dönemde yaşanan darbe süreçlerinin istikrarsızlıklar oluşturması, El-Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin güçlenmesi ile fraksiyonlarının varlığı dolaylı olarak İsrail açısından yeni güvenlik tehditlerini ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda İsrail’in Afrika’daki güvenlik politikası özellikle terör tehditleri ve radikalleşmenin etkisini genişletmesine karşı etkili önlemler üzerine odaklanmaktadır.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 82. sayısı raflarda yerini aldı.
Libya’da son zamanlarda hem Libyalıları hem de bir şekilde Libya’ya müdahil dış aktörleri etkileme kapasitesi olan bir dizi önemli gelişme yaşanmakta. Bunların ilki başkent Trablus’un en büyük ve en güçlü askeri gruplarından 444. Tugayın komutanı Mahmud Hamza’nın Özel Caydırıcı Güç (ÖCG) olarak adlandırılan başka bir büyük ve güçlü askeri grup tarafından Trablus Mitiga Havalimanı’nda kaçırılmasıdır. Basına yansıyan bilgilere göre Mahmud Hamza yurt dışına çıkmak üzere uçağa binecekken Mitiga Havalimanı’nı kontrol eden ÖCG tarafından alıkonmuştur. Bunun sonucunda 444. Tugay, komutanlarının serbest bırakılmasını sağlamak üzere ÖCG’e karşı saldırı başlatmış, büyük çaplı çatışmalar sonucunda başkent Trablus’ta elli beş kişi hayatını kaybetmiştir. Çatışmalar sürerken aracıların da yardımıyla bir ateşkes sağlanmış, ÖCG de kaçırdığı Mahmud Hamza’yı serbest bırakmıştır.
Geçtiğimiz Cuma gecesi "Rusya'da darbe oluyor" söylentisi tüm dünyanın gündemini değiştirdi. Rusya'ya hizmet veren Yevgenev Prigojin komutasındaki "Paralı Ordu Wagner", bir ayaklanma girişiminde bulunmuştu. Kısa sürede Wagner'in karargah binası Rusya ordusu tarafından kuşatıldı. Rus Savunma Bakanlığı koruma altına alındı. Ardından Cumartesi sabah Rusya Devlet Başkanı Putin canlı yayında sert bir açıklamalar yaptı. Wagner lideri Prigojin ise yaptığı açıklamada geri adım atmayacaklarının altını çizdi. Peki şimdi ne olacak? Bu kalkışmanın Rusya'ya ve dünyaya etkisini, uzun süredir Rusya üzerine araştırmalar yapan Hasan Kalyoncu Üniversite Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Aslan'a sordum.
Devamı
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin Türkiye’de yaşanan deprem felaketinin ardından Türkiye’yi ziyaret etmesi, buna müteakip olarak 18 Mart’ta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Mısır ziyareti ile birlikte ilişkilerin seyri yükselmeye başladı. Nitekim 13 Nisan’da Samih Şukri’nin Türkiye’yi yeniden ziyaret etmesi de söz konusu durumu destekler niteliktedir. Bu doğrultuda “Uzmanlar Cevaplıyor” konseptine uygun olarak Türkiye-Mısır normalleşmesini şu dört soru başlığı altında uzmanlardan değerlendirmelerini istedik.
Devamı
Ukrayna'daki Rus saldırısının Türkiye'nin dört yanında yeni çatışmaları tetiklemesi pekâlâ mümkün. Türkiye'nin bu çatışmaların dışında kalmasıysa ihtimal dahilinde değil. Bu nedenle Türkiye'nin çok katmanlı ve farklı sektörel boyutları olan bir hazırlık sürecini her ihtimali dikkate alarak başlatması gerekiyor.
Libya’da neler yaşandı? TM paralel hükümet hamlesini neden yaptı? Dibeybe’ye suikast girişiminin anlamı nedir? Paralel hükümet hamlesi başarılı olabilir mi? Süreç nasıl ilerleyecek?
İster Türkiye isterse başka bir ülke açısından olsun, yurt dışına asker gönderilmesi her zaman belli riskler içerir. Ama başta ABD, Rusya, Fransa ve Almanya olmak üzere birçok ülke kendi çıkarları doğrultusunda başka ülkelere asker gönderir ve bu riskleri göze alırlar.
Türkiye bugüne kadar pek çok kereler farklı bölgelere farklı görev tanımlarıyla asker göndermiştir. İlk olarak 1950'de BM şemsiyesi altında Güney Kore'ye muharip unsurlar gönderen Türkiye o günden bugüne Bosna Hersek'ten Afganistan'a, Somali'den Katar'a kadar geniş bir coğrafyada askerlerini konuşlandırmıştır.
Somali, Mısır, Tunus ve Libya ziyaretlerinin sağladığı mukayeseli üstünlük BM görüşmelerinde, gündeminde ve kulislerinde kendisini hissettirdi.