SETA > Yorum |
Suriyelilere Neden Vatandaşlık Verilmeli

Suriyelilere Neden Vatandaşlık Verilmeli?

Bugün birçok Batı ülkesinin zenginliğinde göçmenlerin rolü büyük. Ekonomik kalkınmanın da, sosyal gelişmenin de önemli kaynağı, çeşitlilik. Göçmenler ise bu çeşitliliği fazlasıyla taşıyor.

Suriye'den Türkiye'ye göç, 6. yılına girdi. Geçen bu süre içerisinde Suriye'deki iç savaş şiddetini artırırken, Türkiye'nin yüklendiği sorumluluk da arttı. Son rakamlara göre yaklaşık olarak 5 milyon Suriyeli göç etmek zorunda kaldı ve bu 5 milyonun yaklaşık 3 milyonu Türkiye'de misafir ediliyor.

Türkiye'nin 6.yılına giren tüm Suriyeli mültecilere misafir demek, artık pek gerçekçi değil. Sürecin bu kadar uzamış olmasından dolayı, misafir kavramından bir sonraki aşama olan vatandaşlık konusunu konuşmanın zamanı geldi.

Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak isteyen Suriyelilere vatandaşlık imkânını vereceğiz" açıklaması bu konuda artık geç kalınmış bir sürecin tamamlanmasına katkı sağlayacak.

NEDEN VATANDAŞLIK?
Peki misafir olarak görülen Suriyeli vatandaşlar için neden vatandaşlık gerekiyor?

Öncelikli sebep, Suriye'deki savaşın kısa vadede son bulacağına dair ümitlerini kaybeden çoğu Suriyelinin, doğal olarak yeni bir yaşam kurmayı istemeleri. Yeni bir yaşamda da uzun süreli ve yerleşik bir düzeni barındırma arzusu var. Dolayısıyla, eğitim, sağlık, istihdam gibi alanlarda talepler olacak.

Özellikle nitelikli işgücü dediğimiz akademisyen, doktor, mühendis, öğretmen gibi beyaz yakalı mesleği olup Türkiye'de çalışma izni bulunmadığı için Türkiye'den ayrılıp zengin batı ülkelerine giden Suriyeli haberlerini okuyoruz. Neden bu insan kaynağını, insani yardım elini uzatan, bunun için de ağır bir maliyet yüklenen Türkiye kullanmasın?

Tarihte, kendi ülkelerindeki savaş, kaos veya karmaşadan dolayı yer değiştirmek zorunda kalanların gittikleri ülkedeki ekonomik kalkınmaya ve olumlu değişime ciddi katkılar yaptıklarına dair onlarca örnek var.

Bugün birçok Batı ülkesinin zenginliğinde göçmenlerin rolü büyük. Ekonomik kalkınmanın da, sosyal gelişmenin de önemli kaynağı, çeşitlilik. Göçmenler ise bu çeşitliliği fazlasıyla taşıyor.

Çok uzağa da gitmeye gerek yok. Sadece Hitler Almanya'sından Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan Alman akademisyenlerin İstanbul Üniversitesi'nde nasıl bir değişimi başlattıklarını incelemek yeterli olacak. Yalnızca akademide değil, birçok alanda Suriyeli vatandaşlara yer açılabilir.

Diğer yandan, Türkiye'nin diğer illerine göre, Kilis ve Şanlıurfa'da, Suriyeli mülteciler yoğun olarak yaşıyor. Kilis'in Suriyeli nüfusu, yerel halk nüfusunu geçmiş durumda. Kentlerde Suriyeli mültecilerden kaynaklı yaşanan sosyal ve ekonomik hareketliliğin iyi yönetilmesi gerekiyor.

İyi yönetilmesi gerekiyor ki, insani yardım politikası olarak başlayan bir iyilik hareketi, Türkiye'nin sosyo-ekonomik kodlarına zarar vermesin.

Çünkü bu denli yoğun bir göçün olması, beraberinde sorunları da getiriyor. Özellikle Suriyeli vatandaşların zor koşullarını suiistimal etmek isteyenler başrolde.

ELBETTE EN KRİTİK KONU ŞU: KİMLERE VATANDAŞLIK VERİLECEK?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak isteyen Suriyeliler için belli kriterler olacağı açık.

AB ile olan geri kabul anlaşmasında olduğu gibi, vatandaş olmak isteyen Suriyelilerin ekonomik üretimde katma değer oluşturacak niteliklere sahip olması gerekli şartlardan birisi olmalı.

Bu yöntem ile vatandaşlığa kabul edilecek Suriyelileri sosyo-ekonomik statülerine göre seçiyor. Bu durum ilk söylendiğinde kulağa hoş gelmeyebilir, ancak reel politikanın gereklilikleri var. Bu yüzden ekonomik ve siyasi dengenin korunması için ülke politikalarının belirlenmesi çok doğal.

Türkiye'nin AB ülkelerinin aksine önemli avantajları da bulunuyor. Avrupa ülkeleri kadar küresel ekonomik krizden etkilenmedi Türkiye. Krize rağmen, üstelik siyasi açıdan zor bir coğrafyada olmasına rağmen ekonomisini sürekli büyütüyor ve büyüme dinamiğini devam ettiriyor.

Yeni göç politikası, yani Suriyelilere verilecek vatandaşlık Türkiye'nin ekonomik büyümesine de hız katabilir.

Yalnız tartışma, Suriyeli mülteciler meselesini, insanları siyah-beyaz diye ayıran beyaz insan kafatasçılığıyla hareket eden beyaz kafa mantığına hapsolmamalı. Yapılması gereken, Suriye'den gelenlerin sosyal ve ekonomik göstergelerinin olduğu güçlü bir envanterin çıkarılması. Zaten İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü uzun süredir bu konu üzerinde çalışıyor.

Vatandaşlık kriterleri, kimlerin vatandaş olabileceğinde yol gösterici bu envanter olacaktır.

[Yeni Şafak, 11 Temmuz 2016].