SETA > EÄŸitim ve Sosyal Politikalar |

Sınavsız ve Dershanesiz Bir Öğrencilik Mümkün

Özel dershanelerin özel okula dönüÅŸümü pekâlâ mümkün. Fakat özel okullara giden öÄŸrenciler aynı zamanda özel dershaneye de gidiyor. Dolayısıyla ilk baÅŸta yapılması gereken dershanelere yönelik talebi azaltacak tedbirler almak.

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun (BTYK) geçtiÄŸimiz ay yapılan 24. toplantısında, üniversiteye giriÅŸ sisteminin yeniden yapılandırılmasına ve yeni sistemin 2014 yılı sonuna kadar uygulamaya konulmasına karar verildi. Ardından, Milli EÄŸitim Bakanlığı yetkilileri geçtiÄŸimiz haftalarda, ortaöÄŸretime geçiÅŸin yeniden düzenleneceÄŸini ve geçiÅŸte kullanılan Seviye Belirleme Sınavı’na (SBS) son verileceÄŸini açıkladılar. Son olarak, BaÅŸbakan ErdoÄŸan dershanelerin kaldırılacağı yönünde -daha önceleri de yaptığı- açıklamasını, bu kez tarih vererek yeniledi. Tüm bu geliÅŸmeler birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde, önümüzdeki yıllarda ortaöÄŸretime ve yükseköÄŸretime geçiÅŸ sistemleri ile ilgili ciddi deÄŸiÅŸikliklerin bizi beklediÄŸini görüyoruz. Bu deÄŸiÅŸikliklerle birlikte ulaşılmak istenen temel hedefin ise, eÄŸitim sistemini sınav odaklı olmaktan kurtarmak ve öÄŸrencilerin erken yaÅŸlardan itibaren okul dışı kaynaklara yönelimini azaltmak olduÄŸu anlaşılıyor.

ÖNCE TALEP AZALTILMALI

BaÅŸbakan ErdoÄŸan dershanelerin kaldırılacağını aylar önce de ifade etmiÅŸti. Ancak, BaÅŸbakan bu defa açıklamasında tarih verdi ve 2013-2014 öÄŸretim yılını hedef olarak ortaya koydu. Henüz ortada bu hedefe nasıl ve hangi adımlarla ulaşılacağına iliÅŸkin net bilgi yok. BaÅŸbakan’ın hedef olarak ortaya koyduÄŸu tarihin yakın olması dolayısıyla, açıklamasında ifade ettiÄŸi “dershaneleri kaldırılacağız” ifadesi medya tarafından “dershaneler kapatılacak” ÅŸeklinde yorumlandı.

Bu konuda inisiyatif alma pozisyonunda olan siyasi aktörler, mevcut koÅŸullarda özel dershanelerin kapısına kilit vurmanın -en azından ekonomik olarak- çok makul olmadığını biliyordur. Zaten son günlerde ilgili bürokratlar tarafından ortaya konan, ortaöÄŸretim ve yükseköÄŸretime geçiÅŸ sistemlerinde yapılacak deÄŸiÅŸiklik önerileri ve özel dershanelerin kendilerinden hizmet alınan özel okullara dönüÅŸtürülmesi yönündeki öneriler, bu yönde bir adım atılmayacağına iÅŸaret ediyor. Bu öneriler bize, sürecin daha ziyade özel dershane talebini azaltacak adımlar atmak ve özel dershanelere yönelik yatırımları belirli teÅŸvik mekanizmaları ve müzakere süreci ile özel okulculuÄŸa doÄŸru kaydırmak suretiyle iÅŸleyeceÄŸini gösteriyor. Bu noktada hem talebi azaltmaya yönelik hem de özel dershanelerin dönüÅŸümüne yönelik atılması muhtemel adımların iyi analiz edilmesi gerekiyor.

LÄ°SEYE GEÇÄ°ÅžTE YENÄ° MODEL

MEB yetkilileri ortaöÄŸretime geçiÅŸte SBS’nin bu yıl son kez uygulanacağını ve sonraki yıllarda kaldıracağını açıkladı. SBS kaldırıldıktan sonra ortaöÄŸretime (liseye) geçiÅŸlerin nasıl gerçekleÅŸtirileceÄŸi henüz netlik kazanmış deÄŸil. Bakanlık yetkilileri bunun üzerinde çalıştıklarını ifade ediyorlar. Kuvvetli bir ihtimalle, Milli EÄŸitim Bakanlığı önümüzdeki yıldan itibaren genel liselerin Anadolu ve meslek liselerine dönüÅŸümünü tamamlayacak ve öÄŸrenciler Anadolu liselerine sınavsız ve ikamet ettikleri bölgelere göre kabul edilecek. KuÅŸkusuz bu deÄŸiÅŸiklik hem öÄŸrenci ve veliler üzerindeki sınav baskısını hem de özel dershanelere yönelimi azaltacaktır. Ancak atılacak bu adımın hem veliler hem de idareciler üzerinde baÅŸka türlü baskıları beraberinde getirme ihtimali bulunmaktadır.

RANDEVULU SINAV SÄ°STEMÄ°

Öncelikle ÅŸunu ifade etmek gerekir ki, liselerimiz arasındaki mevcut tabakalaÅŸma sınavların kaldırılması neticesinde hemen ortadan kalkacak bir durum deÄŸildir. OrtaöÄŸretime geçiÅŸlerin yıllardır sınavsız ve adrese dayalı gerçekleÅŸtirildiÄŸi eÄŸitim sistemlerinde dahi, okullar arasında ailelerin sosyo-ekonomik düzeyine göre bir tabakalaÅŸma bulunmaktadır. Bu tabakalaÅŸma büyük ölçüde okulların bulunduÄŸu muhitteki emlak piyasası ile belirlenmektedir. Bir ÅŸekilde baÅŸarı elde eden veya saygınlık kazanan liseler, çocuÄŸunun eÄŸitimine önem veren yüksek gelirli ailelerce raÄŸbet gördüÄŸünden, bu liselerin etrafındaki emlak fiyatları zamanla yükselmektedir. Dar gelirli ailelerin bu okullara eriÅŸimi de emlak piyasasının koÅŸulları ile engellenmektedir.

Hali hazırda Türkiye’de akademik liselerin yarısından fazlası sınavla öÄŸrenci almaktadır. Malum olduÄŸu üzere sınavla öÄŸrenci alan akademik liselerin hepsine öÄŸretmenler sınavla ve seçilerek alınıyor. Ayrıca, bu okullar sınıf mevcudu ve fiziksel imkânları bakımından çok daha avantajlı konumdalar. Tüm bunlara baÄŸlı olarak, bu liselere yönelik toplumsal bir talep oluÅŸmuÅŸ durumda. Bu liseler artık toplumun gözünde “akademik yönden baÅŸarılıdır” etiketini taşımaktadır. Toplumsal hafızada yer edinen bu etiketi hemen kaldırmak mümkün olmayabilir. Adrese dayalı kayıt sistemine geçilince, zamanla bu etiketi taşıyan liselerin etrafında yüksek gelirli ailelerin kümelenme ihtimali yüksek. Yani ailelerin üzerindeki maddi yük farklı biçimde devam edebilir. Ayrıca, adrese dayalı kayıt sisteminin idareciler üzerindeki baskıyı artıma ihtimali de göz ardı edilmemeli....

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduÄŸunda, sayıları az bazı lise türlerine (fen ve sosyalbilimler liseleri) sınavla öÄŸrenci alımına devam edilmesi, özellikle alt gelir gurubunda yer alan üstün yetenekli öÄŸrencileri kaybetmemek adına önem arz etmektedir.

BTYK tarafından alınan kararla, önümüzdeki yıllarda yükseköÄŸretime geçiÅŸte bazı deÄŸiÅŸiklikler yapılacak. Bu deÄŸiÅŸikliÄŸin temel gerekçesi, yine öÄŸrenciler üzerindeki sınav baskısını azaltmak. Henüz yeni sistemin nasıl tasarlanacağına veya iÅŸleyeceÄŸine iliÅŸkin bilgi sahibi deÄŸiliz. Ancak, her ne kadar yükseköÄŸretime eriÅŸim konusunda ciddi mesafe katedilmiÅŸ olsa bile, mevcut ÅŸartlarda giriÅŸ sınavlarının kaldırılması makul gözükmüyor. Bunun yerine, son zamanlarda Milli EÄŸitim Bakanı tarafından da dile getirilen, giriÅŸ sınavının yılda 3-4 kez yapılması ihtimali konuÅŸuluyor. Öncelikle, öÄŸrencilerin randevu usulü ile yıl içerisinde farklı zaman dilimlerinde sınava girebilmesini öngören bu sistemin, yerleÅŸtirmelerin üniversite düzeyinde yapıldığı geçiÅŸ sistemlerinde kullanıldığı unutulmamalıdır. Bu sistemlerde, sınavda alınan puanın baÅŸvurulacak üniversitenin baraj puanını geçmesi öÄŸrenci için yeterli görülmektedir.

ÖZEL OKULLARA DÖNÜÅžÜM NASIL OLUR?

Türkiye’de yerleÅŸtirmeler merkezi olarak yapıldığı için alınan puandan ziyade sıralama önem kazanıyor. Dolayısıyla,  Türkiye’de bu ÅŸekilde bir sistemin uygulanması, bazı öÄŸrenciler için sınav baskısını azaltabileceÄŸi gibi, özellikle iddialı öÄŸrencilerin sınav baskısını yıl içerisine sürekli hissetmelerine neden olabilir. Çünkü girdiÄŸi sınavdan tam puan alamayan her öÄŸrenci, sıralamada daha üst sıralarda yer alma isteÄŸine baÄŸlı olarak, merkezi yerleÅŸtirme zamanına kadar yapılan tüm sınavlara girmek isteyebilir. 

Özel dershanelerin özel okula dönüÅŸtürülmesi, ilk olarak Dokuzuncu Kalkınma Planında, sonrasında ise Milli EÄŸitim Bakanlığı Stratejik Planında hedef olarak ortaya konmuÅŸtur. Ä°lgili belgelerde, bu dönüÅŸümün hem özel okullardan hizmet alımı hem de farklı teÅŸvik mekanizmaları ile gerçekleÅŸtirileceÄŸi belirtilmektedir. Özel dershanelerin özel okula dönüÅŸümü pekâlâ mümkün olabilir ve özel okulların yaygınlaÅŸması adına önemli bir adım olacaktır. Ancak bunun fizibilitesinin iyi yapılması gerekiyor. Özel dershane sahiplerinin de belirttiÄŸi gibi, özel dershaneler ile özel okullar farklı hedef kitleleri olan ve farklı amaç ve iÅŸlevlere hizmet eden kurumlardır. Özel okullara giden öÄŸrenciler aynı zamanda özel dershaneye gitmesi bu durumu çok açık bir ÅŸekilde izah ediyor. Dolayısıyla, dershanelere yönelik talebi azaltacak tedbirler alınmadan bu dönüÅŸümün gerçekleÅŸtirilmesi dershaneciler tarafından ÅŸimdilik makul bulunmuyor.

Ayrıca, özel dershaneciler dönüÅŸümün gerçekleÅŸebilmesi için öÄŸrenci başına hizmet alımının yanında yatırım masraflarına yönelik (özellikle arsa tahsisi) teÅŸvik beklentisi içerisindeler. Özel dershanelerin büyük çoÄŸunluÄŸu fiziksel mekan olarak dönüÅŸüme müsait deÄŸil. Bu ise yatırım masraflarını artırıyor. Üzerinde düÅŸünülmesi gereken bir diÄŸer konu ise özel okullar arasında müfredat açısından çeÅŸitliliÄŸi saÄŸlayacak esnekliklerdir. Özel okulların ortak bir müfredat kullanarak, kendi içlerinde veya devlet okulları ile rekabet etmesi zor. Müfredatta saÄŸlanacak çeÅŸitlilik ve esneklik, özel okul talebinin çeÅŸitlenerek artmasına katkı saÄŸlayacaktır.

Star Açık GörüÅŸ (16.09.2012)