CHP kurultayı bitti. Beklendiği gibi sönük, heyecansız bir kurultay oldu. Kurultaydan önce Kılıçdaroğlu dahil tam dört tane genel başkan adayı vardı. Adaylardan ikisi kurultayda yarışabilmek için delegelerden yeterli imzayı toplayamayınca genel bakan seçimine giremeden saf dışı kaldılar.
Genel bakanlık yarışı
Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce arasında geçti.
Bakmayın yarış dediğime, ortada öyle pek heyecan da yoktu. İnce'nin aday olacağı ancak seçilemeyeceği kurultaydan çok önce belliydi.
Değil Muharrem İnce Kılıçdaroğlu'nun karşısına kim aday olsa sonuç değişmez. Çünkü Türkiye'de siyaset genel başkandan yana. Bir kere genel başkan seçildiğinizde artık siz istemedikçe veya kasetiniz filan çıkmadıkça kimse sizi yerinizden edemez. Hatırlayalım; bundan sekiz yıl önce başladı Kılıçdaroğlu'nın genel başkanlık hikayesi.
Sekiz yıldır girdiği her seçimde yenilmesine rağmen o koltuktan indirilemiyor.
Tıpkı kendinden önceki genel başkan
Deniz Baykal gibi. Baykal da ilk kez
1992'de genel başkan seçilmişti. 1999'da partisi baraj atında kalınca kendi isteği ile istifa etmişti. Ancak bir yıl kenarda köşede oturduktan sonra 2000'de tekrar genel başkan olmuştu. 2010'a kadar, yani Kılıçdaroğlu'nu genel başkan yapan kaset komplosuna kadar Baykal da aldığı seçim yenilgilerine rağmen partinin liderliğini bırakmaya yanaşmamıştı. Sonra bir kaset çıktı, Baykal gitti, Kılıçdaroğlu geldi ama değişen bir şey olmadı.
Değişmez çünkü sistem budur.
Genel başkan teşkilatları yukarıdan aşağıya şekillendirir, kendi adamlarını kilit görevlere getirir, delege listelerini kendi eş, dost, akrabalarından Kılıçdaroğlu örneğinde kendi mezhebinden oluşturur. Sonra bir komplo ile siyaset kirlenmedikçe genel başkanlıktan ayrılmaz.
Ama bu sistem değişiyor, az kaldı.
2019'dan itibaren cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ve
AK Parti- MHP işbirliğinin bugünlerde üzerinde çalıştıkları yeni seçim sistemi ile siyasette lider sultası bitiyor.
Kılıçdaroğlu boşuna bu kadar karşı çıkmadı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine!
BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ SAYIN KILIÇDAROĞLU?
Rakamlar bir garip... Bazen sizi yanıltır, bazen de kelimelerle anlatılamayacak hakikati kolayca anlatır. CHP kurultayında Kılıçdaroğlu'nın genel başkan adaylığını imza veren 1081 delegeden 790 tanesi seçimde Kılıçdaroğlu'na oy vermiş. Toplamda 291 delege Kılıçdaroğlu'nu desteklemese kurultayda ona oy vermese de korkusundan adaylık dilekçesini imzalamış.
Muharrem İnce'nin adaylık dilekçesini de 165 delege imzalarken, seçimde kendisine 447 oy çıkmış.
Yani 282 delege de gönlü İnce'den yana olmasına rağmen onun adaylık dilekçesine imza vermeye korkmuş.
Zaten Kılıçdaroğlu'na imza verip oy vermeyenlerin sayısı (291) ile İnce'ye imza vermeyip oy verenlerin sayısı (282) aşağı yukarı örtüşüyor.
Toplam 1226 kurultay delegesinin yaklaşık 300 tanesi, aşağı yukarı dörtte biri, korkudan oyunun rengini açıklayamıyor.
Ama...
Kılıçdaroğlu demokrat, Erdoğan diktatör?
Kılıçdaroğlu adil, Erdoğan zalim?
Kılıçdaroğlu barışçı, Erdoğan kavgacı?
Yerseniz...
CHP seçmeni yıllardır yiyor!
CEVABI BELLİ SORU
Sorumuz Muharrem İnce'den: 127 yeterli imzayı bulamadı, aday olması için 49 imza bağışlıyorum dediğiniz kişi 447 oy aldı. Partide kurduğunuz bu korku düzeniyle mi Türkiye'ye özgürlük getireceksiniz
[Takvim, 5 Şubat 2018]