SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Murat Yeşiltaş Türkiye'nin son zamanlarda daha farklı bir savunma stratejisi uyguladığını belirterek, bölgedeki güvenlik sorunlarının Türkiye'yi terörle mücadele stratejisini değiştirmek ve daha güçlü bir savunma ve güvenlik politikası oluşturmak zorunda bıraktığını belirtti.
Türkiye'nin S-400 alımına da değinen Yeşiltaş, bölgede bulunan 8 ülkenin elindeki füze menzillerinin Türkiye'yi kapsadığını bu sebeple Türkiye'nin kendi güvenliği için S-400 sistemlerini temin etmek zorunda kaldığını vurguladı.
Yeşiltaş, "Bölgede silahlanma yarışı var ve Türkiye kendini hava savunma sistemi üzerinden korumak istiyor." ifadelerini kullandı.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisinin (SETA DC) düzenlediği "ABD-Türkiye Savunma ve Stratejik Ortaklık" başlıklı panele Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Tüfekçi, Heritage Vakfı Douglas ve Sarah Allison Dış Politika Merkezi Direktörü Luke Coffey, SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran ve SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Murat Yeşiltaş konuşmacı olarak katıldı. SETA DC Direktörü Kadir Üstün de panelin moderatörlüğünü yaptı.Panel sonrasında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Tüfekçi, Türkiye'nin savunma sanayi alanında yaptığı atılımlara ve S-400 savunma sistemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Savunma sanayisinde dışa bağımlılık azalıyor
Tüfekçi, savunma sanayisinde dışa bağımlılığın son 15 yılda yüzde 70'lerden yüzde 20'lere kadar düştüğünü vurgulayarak bu oranların ilerleyen zamanlarda daha da azalacağını kaydetti.
Özellikle kara ve hava araçları için motor geliştirme programlarında ciddi mesafe alındığını belirten Tüfekçi, malzeme sistemleri, algılayıcı cihazlar, patlayıcı veya bilgi teknolojileri gibi çok geniş alanlarda da derin Ar-Ge çalışmalarının yapıldığını söyledi.
Tüfekçi, 2018 itibarıyla yılda 2 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşıldığını belirterek, farklı ülkelerden ilgi gören Atak helikopteri ve Milgem milli gemi ihracatıyla bu rakamları daha da artıracaklarını ifade etti.
"ABD'nin kaygıları politik"
Öte yandan, ABD tarafından Türkiye'nin S-400 alımına ilişkin dile getirilen kaygılara da değinen Tüfekçi, söz konusu kaygıların daha çok politik olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Amerika'dan yakın bir zamanda (Patriot) teklifi geldi ama S-400 ile ilgili çalışmalarımız çok daha öncesine dayanıyor. Bu konuda sadece Rusya ve Amerika ile değil, birçok Avrupa ülkesiyle de görüştük. Ben (ABD'nin) daha çok politik anlamda kaygılarını dile getirdiğine inanıyorum. Türkiye'nin hava savunma sistemi üzerinden kurduğu ilişkilere karşı oluşturulmuş argümanlar olduklarını düşünüyorum."
ABD'nin ana kaygılarından olan F-35 savaş uçaklarına ait yazılımsal bilgilerinin S-400 hava savunma sistemi tarafından ele geçirileceği iddiasına da değinen Tüfekçi, İsrail ve ABD'ye ait F-35'lerin Rus radarlarının aktif olduğu Suriye üzerinde rahatlıkla uçmasına dikkati çekti. Tüfekçi, "Teknik açıdan her şey mümkün olabilir ama Türkiye bu sistemleri kendi yazılımını yükleyerek, dost-düşman tanıma programlarını bu sistemlere entegre ederek kullanacaktır. ABD ile de dost bir ülkeyiz. Elde edeceğimiz bilginin başka yere gitmesi mümkün değil. Böyle bir şeye müsaade etmeyiz zaten." ifadelerini kullandı.
"Askeri iş birliği, ilişkilerin düzelmesinde önemli"
Panelde konuşan Luke Coffey ise ABD-Türkiye ilişkisinin son 7 yıldır zorlu bir süreçten geçtiğini fakat bu sürecin eskiye dayanan 70 yıllık güçlü ve stratejik ortaklık kapsamında atlatılacağına inandığını belirtti.
Coffey, iki ülke arasındaki askeri iş birliğinin Ankara ve Washington arasındaki ilişkilerin düzeltmesinde önemli bir rol oynayabileceğini ifade ederek, "ABD Kongresinin, F-35 savaş uçaklarının Türkiye'ye gönderilmemesi durumunda ortaya çıkacak finansal, stratejik ve yasal sonuçları anlaması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
[AA, 8 Åžubat 2019]