S-400 konusunda Trump bile bir noktaya kadar gelmişken ve Türkiye'nin haklılığını ortaya koymuşken içimizdeki aklıevveller bu konuyu bir türlü kapamak istemiyor. Artık günleri sayıyoruz. Bu ay içinde teslimat başlayacak. Ama üzerine yürütülen kampanya bitmek tükenmek bilmiyor. Amerikan tarafını anlarım. Türkiye'yi bağımsız bir aktör haline getirme şansı olan bir sistemin alınmasını istemiyor. Türkiye'nin NATO pazarı dışında alışveriş yapmasını istemiyor. Kendince daha birçok gerekçesi var. Bu nedenle de Türkiye'ye yönelik baskı uzun süredir devam ediyor. Ancak beni asıl endişeye sevk eden içimizdekiler. Bu konu üzerine daha önce de yazmıştım ve S-400 konusunda başta sahte bilgiler içeren bilgilerle kafa karışıklığı yaratılmaya çalışıldığını anlatmaya çalıştım. Meselenin hem teknik hem siyasi boyutlarıyla ele alınması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Fakat sular öylesine bulandırılıyor ki, yine doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırmak imkânsız hale geliyor. Burada teknik ayrıntılara girecek değilim. Ancak S-400 sisteminin Türkiye hava sahasını koruyacak en önemli silah sistemlerinden biri olduğunu söylemekle yetinelim. Türkiye'nin çok ihtiyacı olan bu sistem başka kaynaklardan elde edilemedi. Amerikan Başkanı'nın kendi ağzından da dinlediniz. Türkiye'ye Patriot satmayı reddettiler. Türkiye de kendisi Ruslardan S-400 almaya yöneldi. Artık Amerikan tarafı bile Türkiye'yi caydıramayacağını gördü. Fakat içerideki lobiler belki farklı sebeplerle de olsa hâlâ baskıyı sürdürme taraftarı. Bunların üç gruptan oluştuğunu düşünüyorum. Birincisi teknik meseleye odaklanıp siyasi boyutunu görmekte sorun yaşayan iyi niyetli mühendis arkadaşlar. Bunlar hangi sistemin daha etkili olduğunu uzun süre tartışabilir. Ancak eğer seçim yapılmışsa artık bu tartışmanın bir anlamı yok demektir. İkincisi Amerikancılar. Bunlar Türkiye'nin Amerika'dan bağımsız atacağı her adımı rahatsız edici bulan ve tek görevi Türkiye'nin Amerika'ya bağımlılığını sürdürmeye çalışmak olanlar. Uzun süre S-400 karşıtlığının yükleniciliğini bu grup yaptı. Şimdi görevi üçüncü grup devralmış gibi görünüyor. Bunlar kör muhalifler. Tek derdi Erdoğan karşıtlığı olan bu grup dünyanın en güçlü silahını da alsanız kendilerine buldukları bir sosyal medya fotosu üzerinden her türlü saçmalığı yapabilirler. Bu tür kritik dış politika ve güvenlik gündemlerinde hep aynı hissi yaşıyorum. Ülkemizde maalesef ciddi bir eksiklik var. Ulusal çıkar kavramını bir türlü yerleştirememişiz. Herkes kendi siyasi çıkarı üzerinden yorum yapabilir. Veya herkes kendi teknik bilgisi üzerinden eleştirilerde de bulunabilir. Veya bazılarımız Amerika'yı üzmemek gerektiğine samimiyetle de inanıyor olabilir. Ancak bunun seviyesi ülkenin ulusal çıkarlarına zarar verecek bir düzleme çıkmamalı. S-400'ler Tayyip Erdoğan'ı korumak için gelmiyor. Tüm Türkiye'yi koruyacak.
[Sabah, 6 Temmuz 2019].