MİT’in Artırılan Operasyonel Yetkinlik ve Derinliği
Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) operasyonel yetkinlik ve derinliğini artırdığı son yıllarda icra ettiği operasyonlarla göz önüne serilmiştir. Teşkilat bir yandan yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadele operasyonlarında aktif olarak rol alırken diğer yandan uluslararası casusluk faaliyetlerinin önlenmesine yönelik de efor sarf etmektedir.
MİT, sınır ötesinde terör örgütünün sözde üst düzey lider ve operatif kadrolarına yönelik icra ettiği operasyonlarla gündeme sık sık gelmektedir. Hatta son bir yıl içerisinde çoğunluğu SİHA destekli 181 operasyonda toplam 201 teröristin etkisiz hale getirildiği; terör örgütüne finansal gelir sağlayan rafineri, petrol kuyusu ve enerji santrali gibi kritik enerji ve altyapı tesisleri ile silah ve mühimmat depolarının MİT’in icra ettiği
operasyonlarda hedef alındığı duyurulmuştur.
MİT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünce yürütülen
operasyonda ise İstanbul’daki sinagog ve kiliselere saldırı hazırlığında oldukları iddia edilen DEAŞ terör örgütünün Türkiye yapılanması olan Selman-ı Faris Taburu’nun 32 üyesi gözaltına alınmış ve adliyeye sevk edilen şüphelilerden 25’i tutuklanmıştır.
Operasyonlar içerisinde en çok ses getiren ise MİT ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele şube müdürlüklerince düzenlenen uluslararası casusluk faaliyetlerine yönelik yürütülen
Köstebek Operasyonu olmuştur. MİT’in İsrail istihbarat servisi ile bağlantılı kişilere yönelik 2021’de başlattığı operasyonların dördüncüsü olan bu operasyonda 34 kişi gözaltına alınmıştır. İsrail’in Türkiye’nin ulusal çıkarlarını tehdit etmesine izin verilmemiş, Türkiye’nin operasyon sahasına dönüştürülmesine göz yumulmayarak devşirme casus ağı ortaya çıkarılmıştır. Hatırlanacağı üzere İsrail’in iç istihbarat teşkilatı Şin Bet’in Başkanı
Ronen Bar Hamas’ı Lübnan, Türkiye ve Katar’da “avlayacağını” ifade etmişti. Son operasyon ise adeta Ronen Bar’a cevap niteliğinde olmuştur.
MİT’in 97. Kuruluş Yıl Dönümü ve Milli İstihbarat Akademisi
MİT sadece operasyon sahasında yetkinliğini artırmamış aynı zamanda istihbarat teorileri üzerinde de söz sahibi olmayı ve entelektüel bir birikim ortaya koymayı da hedefliyor. MİT’in 97. kuruluş yıl dönümü hasebiyle Kale yerleşkesinde düzenlenen programda, MİT Başkanı İbrahim Kalın tarafından teşkilat bünyesinde kurulan
Milli İstihbarat Akademisinin istihbarat, güvenlik ve strateji alanlarında lisansüstü eğitim, bilimsel araştırma ve Ar-Ge çalışmaları yürüteceği duyurulmuştur. Ayrıca akademi tarafından hazırlanan, yükselişte olan aşırı sağ hareketler ve aşırıcı faaliyetlerde bulunan örgütlü eylemlerin ele alındığı “
Batılı Ülkelerde Aşırı Sağ Hareketler 2023 Değerlendirme Raporu” da tanıtılmıştır.
Teşkilatta Yeni Dönem
Programda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT Başkanı Kalın’ın konuşmalarındaki başlıklar ise son derece dikkat çekiciydi. MİT Başkanı Kalın’ın programdaki
konuşmasında küresel güç mücadeleleri ve uluslararası krizler, hibrit ve asimetrik tehditler ile yeni teknolojilerin sunduğu imkan ve riskler başlıkları ön plana çıkan hususlardı.
MİT Başkanı Kalın, uluslararası aktörler tarafından mevcut sistemin suistimal edilmesinin sistemik düzenin güvenirliliğini tahrip ettiğini ve yeni riskler doğurduğunu ifade etti. Bir diğer altı çizilen husus belirsizlik, hibrit tehditler ve asimetrik savaşların hakim olduğu bir uluslararası sistemde “stratejik öngörüye sahip, güçlü ve dirençli bir Türkiye”nin barışın tesisinde vazgeçilmez bir aktör olarak konumlanacağıydı.
MİT’in bu yeni dönemde terörle mücadele, ülkemize yönelik casusluk faaliyetlerine engel olma, çatışma bölgelerinde risk yönetimi, stratejik istihbarat, organize suçlarla mücadele, siber vatanın korunması ve istihbarat diplomasisi alanlarında hazırlık sürecini tamamladığı ve yeni kabiliyetler geliştirdiği de ifade edildi.
MİT Başkanı Kalın, sahada elde edilen askeri başarılar ve diplomasi masasında elde edilen kazanımların kalıcı hale getirilmesi, asimetrik ve hibrit tehditlerin bertaraf edilmesi, mevcut ve yeni ittifak yapıları ve ilişki ağlarının sürdürülmesinde istihbarat diplomasisinin kritik hale geldiğini de beyan etti.
Öte yandan yeni teknolojilerin sunduğu imkan ve riskler mevcut güvenlik ortamını şekillendiren kritik dinamikler olarak tanımlandı. MİT Başkanı Kalın’ın “çağımızın dijital atom bombası” olarak nitelendirdiği yapay zeka, sanal gerçeklik, güçlendirilmiş gerçeklik, derin sahte ve diğer gelişmelere karşı kurum ve kuruluşların dirençlerinin artırılmasına yönelik adımlar atıldığı belirtilirken siber vatanı korumanın ehemmiyetinin de altı çizildi.
Kendine yeterlilik ilkesi ve caydırıcılığın hayati önemini ifade eden Kalın, Türkiye’nin ezberleri bozarak son yıllarda özellikle savunma sanayii, SİHA ve kritik altyapı teknolojilerinde bir güç merkezine evrilmede kayda değer adımlar attığını vurguladı.
Son olarak stratejik çıkarların muhafazasında, kurumlar arası koordinasyonun etkinliği ve eş güdümlülüğünün Türkiye’yi güçlendirdiği de MİT Başkanı Kalın tarafından not edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise
konuşmasında Türkiye’nin küresel siyasette artan ve merkezileşen rolüne, Türkiye’yi çevreleyen Suriye, Irak, Azerbaycan, Libya ve Doğu Akdeniz gibi çatışma alanlarına vurgu yaptı. Güvenlik bürokrasisinin ve kurumlarının bu zorlu coğrafyada mevcut kapasitesine yatırım yaparak sahada önemli ölçüde kazanımlar elde ettiğinin altını çizdi. Savunma alanında genişleyen ürün yelpazesine ve artan ihracat hacmine de işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT’in sivilleştikçe asli görevlerini daha etkin bir şekilde icra etmeye başladığını, teşkilatın personel kapasitesini Türkiye Yüzyılı vizyonunu yansıtır şekilde daha da güçlendireceklerini de not düştü.
Dahası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terör ve yabancı casusluk faaliyetlerinin yanı sıra düzensiz göç, radikalleşme, organize suçlar, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığını yeni tehdit alanları olarak tanımlaması da son derece önem arz etmekte. Nitekim Türkiye’nin bu hususlarda şimdiden önleyici/ön alıcı adımlar atması, mücadele politikalarını belirginleştirmesi gerekmekte.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında dikkat çeken bir diğer madde de kamu kurumlarında bilgi güvenliğinin tahkim edilmesi hususunda MİT Başkanlığının çalışma yürüteceğini ifade etmesiydi. Bilindiği üzere yabancı menşeli uygulamaların barındırdığı
riskler nedeniyle, kritik görevlerdeki kamu personeline yönelik çeşitli kısıtlamaların hayata geçirileceği güvenlik kaynaklarınca paylaşılmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terör örgütleri ve teröristle mücadelede
İHA/SİHA platformlarının artan rolüne yaptığı atıf ise son derece önemliydi. MİT, ileri teknolojileri operasyonel kapasitesine entegre etmeyi başaran en etkili kurumlardan biridir. Yeni dönemde de yeni ürün portföyünün envantere alınmasıyla kararlılıkla bu tür operasyonları ifa etmeye devam edecektir.