SETA > Yorum |
IMF ve Küresel Misyon Arayışı

IMF ve Küresel Misyon Arayışı

Dünya Bankası ile birlikte Bretton Woods küresel ekonomik yönetişim sisteminin iki sacayağından biri olarak kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF), yarım asırdan uzunca bir süredir küresel finansal sistemin nabzını tutmaya devam ediyor.

Dünya Bankası ile birlikte Bretton Woods küresel ekonomik yönetişim sisteminin iki sacayağından biri olarak kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF), yarım asırdan uzunca bir süredir küresel finansal sistemin nabzını tutmaya devam ediyor.

Analizin tamamını indirin

Farklı kur ve finans rejimleri altında, farklı küresel misyon tanımlamaları ile yüzleşen IMF’nin yetki ile sorumluluk alanları tarihsel süreç içinde sürekli genişletildi. Bugün IMF, gerek organizasyonel yapısı ve karar alma süreçleri, gerekse personelinin ideolojik eğilimleri ve temel politika öncelikleri bakımından esaslı bir tartışma konusu haline geldi. Elbette Fon’un küresel güçler ve gelişmekte olan ülkelerle ilişki biçimleri ise her zaman olduğu gibi eleştiri gündeminin odak noktasını oluşturuyor.

IMF-Dünya Bankası 2009 yıllık toplantıları bu sene Ekim ayının ilk haftasında İstanbul’da gerçekleştirildi. Ciddi bir küresel krizden çıkış döneminde alınacak kapsamlı önlemlerin tartışılması ve Fon’un uzun soluklu reform vizyonunun belirlenmesi açısından bu toplantılara büyük önem atfedilmişti. Yaşanan gelişmelerin bir değerlendirmesini yapmak amacıyla kaleme alınan bu çalışmada, öncelikle IMF’nin klasik Bretton Woods ve küreselleşme dönemlerinde üstlendiği başlıca kurumsal misyonlar ele alınmakta ve ardından organizasyon ve iç işleyiş mekanizmalarının incelikleri üzerinde durulmaktadır. İzleyen bölümlerde ise IMF’nin küresel finansal krizlerin yönetiminde gösterdiği performans ve Türkiye ile ilişkileri özlü biçimde masaya yatırılmakta ve son olarak İstanbul toplantılarında ortaya çıkan atmosfer ışığında Fon ile ilgili başlıca eleştiri ve reform önerilerine değinilmektedir.

***

Küresel ekonomi politiğin 20. yüzyılın ortalarından bugünlere dönüşümünde başat kurumsal aktörlerden biri olarak rol oynayan IMF’nin, tarihsel kökenleri ve evrimi üzerinde yapılan çalışmalarda genel olarak ikili bir dönemlendirme yapıldığı görülür. Bu iki dönem, Bretton Woods yönetişim mimarisinin orijinal şekliyle etkin olduğu 1944-1971 yılları ile sabit kur rejimi ve buna bağlı denetim mekanizmalarının ortadan kalktığı 1971 sonrası dönemi kapsamaktadır.1 “Bretton Woods” ve “post-Bretton Woods” sistemlerinde IMF’nin küresel misyon tanımlaması ve aktiviteleri açısından devamlılık ve değişim dinamiklerinin vurgulanması önemlidir. 1944 yılı Temmuz ayında, İkinci Dünya Savaşı devam ederken, ABD’nin New Hampshire eyaletinin Bretton Woods kasabasında 45 ülkenin katılımıyla Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta, savaş sonrası küresel yönetişim mekanizmaları yapılandırılarak sistemin iki temel sacayağı olan IMF ile Dünya Bankası’nın misyonları ve operasyonel alanları tanımlandı. Ödemeler dengesi krizlerinin uluslararası yansımalarının önlenebilmesi için uluslararası bir para fonu kurulması fikrini ısrarla savunan ünlü İngiliz iktisatçı John Maynard Keynes ve Amerikan Maliye Bakan Yardımcısı Harry Dexter White’ın koordinelerinde nihai şeklini alan Fon, takip eden 30 yıl boyunca uluslararası finansal sistemin ana kurumsal çıpasını oluşturdu. IMF ve Bretton Woods sistemi, iki savaş arası dönemde ekonomik yönetişim boyutunu ihmal eden Versay Anlaşması’ndan, Milletler Cemiyeti tecrübesinden, Büyük Buhran ve İkinci Dünya Savaşı’nı doğuran ekonomik faktörlerden alınan derslerden yola çıkılarak tasarlandı. Birleşmiş Milletler’e eklemlenen Bretton Woods rejimi, dünya ekonomisinde istikrar ve büyüme dinamiklerinin güçlü kurumsal düzenlemeler yoluyla kontrol altında tutulması ve ulusal para birimlerinin kasten devalüe edilmesine izin verilmemesi gerektiğine dair inancı yansıtmaktaydı. Kalkınmada devletin rol alması gerektiğini öngören Keynezyen uzlaşının güç kazanması, müdahaleci ulusal rejimleri tolere edecek istikrarlı bir uluslararası sistemi gerekli kılmaktaydı. Aynı zamanda, Soğuk Savaş ortamında Sosyalist Sovyet modeline karşı küresel kredibilitesi olan bir piyasa düzeni sunma çabası da stratejik bir amaç olarak belirmişti.3 Böylece küresel finansal sistemde istikrarı sağlayarak ticaret, istihdam ve ekonomik büyümenin hızlanmasına zemin oluşturmak için ABD doları merkezli bir sabit kur (par value) rejimi kuruldu ve IMF bu rejimin merkezine yerleştirildi. 1945-71 yılları arasında IMF’ye üye olan ülkeler, resmi kur oranlarını (onsu 35 dolardan altına çevrilebilen) Amerikan dolarına endeksleyerek “köklü bir ekonomik dengesizlik haricinde IMF onayı olmadan kur oranlarını değiştirmeyeceklerine” dair teminat verdiler. Böylece dolar de jure küresel para birimi haline gelirken IMF’nin finansmanı ve kredilendirme kararları üzerindeki ABD egemenliği perçinlendi. Oluşan sistem, ticarette korumacılığı önleyip dünya ekonomisinde büyüme dinamiklerini onarırken, ulusal karar alıcılara ekonomik ve sosyal politikaları istihdam ve büyüme hedeflerine yönlendirmede politika özerkliği tanıdığı için “yerleşik (embedded) liberalizm” olarak tanımlandı. Bretton Woods sistemi, 1960’lı yıllardan itibaren ABD’nin küresel rekabet avantajındaki erozyon, Almanya ve Japonya gibi alternatif küresel güç odaklarının oluşması, uluslararası özel finans hareketlerindeki artış ve Vietnam Savaşı ile sosyal harcamaların Amerikan ekonomisinde doğurduğu enflasyonist baskılar yüzünden sürdürülemez hale geldi. 1969 yılında IMF tarafından geçici uluslararası likidite sağlamak için kurumlar arası bir rezerv para birimi olarak oluşturulan Özel Çekim Hakları (Special Drawing Rights-SDR) da sorunu çözmekte yetersiz kaldı. Bunun üzerine 1971 yılında ABD doların altına konvertibilitesini geçici olarak dondurdu. Nixon-Kissinger yönetiminin “altın penceresini kapatma” kararı diğer gelişmiş ülkeler tarafından izlendi ve sabit kur rejimine dayalı Bretton Woods sistemi 1973 yılına kadar tedricen dağıldı. Böylelikle ABD savaş sonrası uluslararası bir uzlaşma ile oluşturduğu yönetişim rejimini ulusal çıkarları doğrultusunda tek taraflı olarak ortadan kaldırmış oldu ve bu durum da ana görevi sabit kur rejimini korumak olan IMF için yeni bir misyon arayışı sürecini tetikledi. 1970’li yılların başlarından itibaren, hem kur farkları üzerinden yeni kâr ve sermaye birikim imkânlarının belirmesi hem de büyük çaplı sermaye hareketleri üzerindeki legal engellerin kaldırılması, finansal küreselleşme süreçlerini hızlandırdı ve küresel ekonomi politik sistemin ana parametrelerini köklü bir dönüşüme uğrattı. 

Analizin tamamını indirin

Yrd. Doç. Dr. SADIK ÜNAY 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 1997-2005 yılları arasında İngiltere’deki Manchester Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde uluslararası ekonomi politik alanında master ve doktora çalışmalarını tamamladı. Ağırlıklı olarak küresel ekonomi politik ve uluslararası ekonomik kuruluşlar üzerine akademik çalışmaları bulunan Ünay, halen Balıkesir Üniversitesi, Uluslar arası İlişkiler Bölümü ve TİKA bünyesinde görev yapmaktadır.