Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz salı günü, “Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin 2. Yıl Değerlendirme”sini yaptı.
Hem iktidarının hem de yeni sistemin iki yıllık performansını, reform, icraat ve değişim başlıkları üzerinden, neredeyse 2,5 saat süren konuşmasında, tüm bakanlıkları tek tek konu başlığı yaparak anlattı.
Türkiye’nin, yeni sistemle birlikte bölgesel ve küresel krizlere karşı daha etkin, daha hızlı ve daha kapsamlı refleksler verebilme imkânına kavuştuğunu somut örneklerle, rakamlarla ve görsellerle açıkladı.
Şurası kesin; son iki yıllık dönemde ortaya konan yatırım, icraat ve reform performansı yeni siyasal sistemin başarılı olduğunu gösteriyor.
Yeni sistemin performansı kuşkusuz farklı başlıklar üzerinden analiz edilebilir. Ancak, son 7 yıllık dönemde Türkiye’nin yüzleşmek zorunda olduğu saldırılar göz önünde bulundurulmadan, yeni siyasal sistemin ne anlama geldiği yeterince kavranamaz.
Cumhurbaşkanlığı sistemi en nihayetinde bu saldırılara karşı, devletin ve kurumların yeniden güçlendirilmesi arayışıydı.
Sadece kurumların ve devletin değil, siyasetin ve siyasal alanın da yapısal ve yasal olarak güçlendirilmesi bu bağlamda hedeflendi.
Siyasetin çok parçalı yapısı üzerinden ve tekrar siyasi partilerin bölünmesinden yararlanarak sonuç almaya dönük hamlelerin önü kesildi...
***
2013 yılından itibaren devletin kurumsal yapısını çökertmeye dönük kesintisiz devam eden saldırılar epeyce sürdü. Ayrıca, darbe girişimleri, çoklu terör saldırıları ve kimlik grupları arasında çatışma çıkarmaya dönük hamleler hiç eksik olmadı.
Bu saldırı ve hamlelerle Türkiye’nin, Arap ayaklanmaları sonrası Orta Doğu’da bolca örnekleri görülen çökmüş devletlerden biri hâline getirilmeye çalışıldığını artık bilmeyen yok.
Türkiye yeni sisteme geçerek, çökertilmeye çalışılan kurumsal yapısını yeniden ve daha güçlü bir şekilde onardı. Kurumları yeniden yapılandırarak devlet çarkının daha etkin işlemesini sağladı.
Örneğin, ordunun ve emniyetin yeniden yapılandırılmasının, terörle mücadele ve sınır ötesi operasyonlarda son iki yıllık dönemde getirdiği başarı aslında bu konularda bize yeterli karşılaştırmayı sunuyor.
Aynı şekilde, çoklu krizlerle mücadelede yeni sistemin performansını Covid-19 salgını sürecinde olumlu anlamda test ettik.
Bugün siyaset ne kadar parçalı olursa olsun özellikle iki blok etrafında şekilleniyor. Partiler, öyle ya da böyle toplumun geniş kesimlerinin beklentilerine göre konumlanmak zorunda. Bu zorunluluğun muhalefet farkında olmasa, Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması ile ilgili sert tepki verirdi. Bu tip bir muhalefet tarzı da dışarıdan Türkiye’ye yönelik eleştirilerin hacmini genişletirdi.
Sonuç olarak...
Cumhurbaşkanının açıkladığı icraat performansının yanında yeni sistemin ilk iki yılının en önemli göstergesi; 2012 yılından itibaren içeriden ve dışarıdan uzun süre koordineli olarak devam ettirilen saldırıları, yeni sistemle birlikte savuşturmak daha kolay hâle geldi. Ayrıca, benzer operasyonları denemeyi düşünenler başarılı olamayacaklarını artık çok daha iyi görüyorlar. Yani Türkiye giderek her anlamda güçleniyor...
[Türkiye, 24 Temmuz 2020].