SETA > Yorum |
İdam Kararı Sonrası Mısır Senaryoları

İdam Kararı Sonrası Mısır Senaryoları

Mısır'daki idam kararları tepki toplamayı sürdürürken Cumhurbaşkanı olmasına kesin gözüyle bakılan Sisi'nin, bu kararları siyasi pazarlık konusu yapması mümkün.

Minya Ceza Mahkemesi'nin 528 darbe karşıtı gösterici hakkında yaklaşık bir ay önce verdiği idam kararının dehşeti hafızalarda yerini tutarken, yine aynı mahkeme ve hâkim tarafından 683 kişiye verilen idam cezası Mısır'ı yeniden, derinden sarstı. Ülkede darbe karşıtı gösteriler ve siyasi/ iktisadi kaos devam ederken, darbe mahkemelerinin siyasi olarak verdiği kitlesel idam kararları ne anlama geliyor sorusu bu bağlamda tezahür etmiş durumda. Darbe aktörlerinin şimdiye kadar attıkları irrasyonel adımlardan ötürü zihin dünyalarına tam anlamıyla erişmek mümkün olmasa da, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi bir biri ile tezat içinde iki farklı senaryo üzerinden idam kararlarını okumak mümkün olabilir.

Öncelikle Mısır'ın 26-27 Mayıs itibariyle Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gittiğinin altını çizmek gerek. 3 Temmuz sürecinden bugüne değin tüm mücadelenin General Sisi'nin Cumhurbaşkanı koltuğuna oturması için tertiplendiğini göz önüne aldığımızda, yaklaşan seçimler ile idam kararları arasında açık bir korelasyon olduğu sonucuna varabiliriz. Artık sadece "meşruiyet" temelli bir oyuna dönüştürülmüş olan seçimlerin mutlak galibi olarak Mısır'ın yeni Cumhurbaşkanı olacak olan General Sisi'nin önünde idam kararlarını da farklı şekilde anlamlandıracak iki alternatif olduğu görülüyor. General ya muhalif unsurlara yönelik mevcut yok etme ve tedip siyasetine devam ederek Cumhurbaşkanı olduktan sonra ülkeyi tam bir diktatör gibi yönetmeye çalışacak ya da muhalif unsurlarla belli bir siyasi zemin içinde uzlaşmaya çalışarak yeni bir dönem başlatacak.

Bu anlamda ilk senaryoda idam cezalarının infaz edilerek mümkün mertebe darbe karşıtı göstericileri korkutmak ve sindirmek için araçsallaştırılacağı anlaşılıyorken, ikinci senaryoda ise General, Cumhurbaşkanlığı sonrası elini güçlendirecek ve olası siyasi pazarlıkta önemli bir unsurla masaya oturacak. Mısır'da Cumhurbaşkanı'nın idam cezası dahil her türlü suçu ve suçluyu affetme yetkisine sahip olduğunu hatırlamak gerek.

SİSİ'NİN KARŞI KARŞIYA KALDIĞI İKİLEM

Aslında, 3 Temmuz'dan bugüne Mısır'ın içine düştüğü kaos ve şiddet sarmalı ile birlikte iflas etmiş iktisadi durumun sürdürülemez olduğunu eski bir istihbaratçı olan General Sisi'nin görmüyor olması mümkün değil. General Sisi Mısır sokaklarında, özellikle çok fakir alt tabakalar nezdinde, hala popüler. Ancak darbenin üzerinden sadece 8 ay geçmiş olmasına rağmen beklentilerin karşılanmış olması bir yana, her şeyin daha da kötüye gidiyor olması karşısında tepkiler artmaya başladı. Artan fiyatlar, tekrarlanan elektrik kesintileri, birçok temel üründe oluşan kıtlık ve ülke sathına yayılmış çatışmalar muazzam bir öfke biriktirince, darbe aktörleri Başbakan Biblavi'yi görevden alıp İbrahim Mihlib hükümetini kurarak tepkileri yumuşatmaya çalıştı. Bununla birlikte 27 Mayıs sonrası bizzat Cumhurbaşkanı olduktan sonra General Sisi'nin tepkileri başka bir yere kanalize etme şansı artık kalmıyor. Mısır'da on yılların biriktirdiği ve darbe sonrası dönemde katlanan sorunları görece dahi olsa, çözülebilmesi ve iyileştirilebilmesi için ülkenin şiddet ve kaos sarmalından çıkarak siyasi bir istikrar zeminine oturması gerektiği açık. Dolayısı ile General'in "30 yıldır hayalini kuruyorum" dediği Cumhurbaşkanlığı koltuğunda anlamlı bir süre oturmak istiyorsa darbe karşıtı muhalefet ile görüşmekten ve mücadeleyi siyasi zemine çekmekten başka şansı gözükmüyor. Aksi halde akıbetinin Mübarek ya da Mursi gibi olması çok olası. Bu anlamda Minya Ceza Mahkemesi tarafından verilen idam kararlarının ya temyiz sürecinde bozulmak ya da bizzat General Sisi tarafından affedilmek kaydı ile bir pazarlık unsuruna hizmet etmesi için alınmış kararlar olduğu değerlendirilebilir. Ancak yine de darbe sonrası Mısır'da her şeyin mümkün olduğunu unutmamak gerek. Kitlesel katliamların ve idamların bile.

[Sabah Perspektif, 3 Mayıs 2014]