2015 yılı üçüncü çeyrek büyümesi, Türkiye ekonomisine etki eden küresel gelişmelerin yanında seçim süreçlerinin yaşandığı bir döneme denk gelmiştir. Amerika Merkez Bankasının (FED) faiz konusunda aldığı tutum önceki dönemlerde olduğu gibi 2015 yılı üçüncü çeyreğinde de küresel ekonomiyi şekillendiren temel gelişme olurken, Çin’in para birimi yuanda art arda iki kez devalüasyona gitmesi bu çeyrekte küresel ekonominin gidişatını etkileyen bir diğer unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Çin’in son yıllarda dünya ticaretinin kilit bir parçasına dönüşmesi ve kendi para biriminde attığı bu adım küresel ekonomide ciddi etkilerin oluşmasına yol açmıştır. Çin’in yanı sıra, FED’in bu çeyrekte faiz artırımına gitmemesine rağmen yaptığı açıklamalarla faiz artışı olacağı yönünde sinyaller vermesi üçüncü çeyrek boyunca küresel piyasalarda dalgalanmaların yaşanmasına neden olmuştur.
Diğer taraftan euro bölgesine ise bu çeyrekte Yunanistan’da yaşanan gelişmeler damgasını vurmuştur. 2015 yılının başında yapılan seçimlerde Yunanistan’ın Troyka’ya (Avrupa Birliği-Avrupa Merkez Bankası-IMF) olan borcunu ödememe vaadiyle iktidara gelen Syriza hükümeti ile kreditörlerinin Ağustos ayında kurtarma paketi üzerinde anlaşmaya varması euroda yaşanan belirsizliklerin bu çeyrekte azalmasını sağlamıştır. Dolar ve euroda yaşanan bu gelişmelerin Türkiye ekonomisine yansımaları ise döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalarda kendini göstermiştir. Ayrıca Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmeler jeopolitik riskleri artırıcı bir unsur olarak Türkiye’nin ihracat performansının düşmesine neden olmuştur..