Yükselen ekonomiler eksenindeki dünya turumuz devam ediyor. Bugün, geçen hafta gezinip durduğumuz Asya'dan ayrılıp ilerliyor ve Afrika'ya açılıyoruz. Bu amaçla Kara Kıta'ya Ümit Burnu'ndan girip, evvela Güney Afrika'ya bir göz atalım. Ardından da kuzeye doğru tırmanırız diyorum.
- AFRİKA'NIN İŞSİZLİĞİ
2017 yılı için ise, yine oldukça zayıf ancak pozitif tarafta kalan bir gelişim bekleniyor. Oysa bu tür büyümeler, G.Afrika gibi gelişmekte olan ve işsizlik oranında %26'dan aşağısını adeta unutmuş olan bir ekonomi için tatmin ediciliğin t'sini taşımıyor. Üstelik bu gelişmelere paralel olarak, ülkede kişi başına gelir de son dönemde bir türlü kendine gelemiyor. Ve daha önce de yazdığım gibi; ilgili gelir eşitsizliği de had safhada ki, dünyadaki emsalleriyle yarışan bir görünümden bahsediyoruz.
G.Afrika'da gözler, enflasyondan da ayrılamıyor. Hafif mi hafif bir 2016 büyüme ortamında %6,3 enflasyon yapan tüketici fiyatları, bu yıl da öyle belirgin bir zayıflama vaat etmiyor. Öte yandan cari açığın ise, %3-4 bandındaki yerini sevdiği söylenebilir.
Kısacası ülkedeki makroekonomik görünüm “genel itibariyle” tatsız... Bu bağlamda öncelikle ekonomiye duyulan güveni tamir etmek gerekiyor derken, bir de üstüne kredi notları geçenlerde çöpe düşürülünce, moraller iyice bozulmasın da ne olsun?
NİJERYA'NIN SORUNLARI
Sahra Altı'nın gözdelerinden Nijerya ekonomisi ise, petrol sektöründeki malum gelişmelerinin etkisi ve vandalizmden elektrik kesintilerine birtakım iç sorunlar nedeniyle kısa sürede patır patır dökülen bir gelişim sergiledi. %6'larda gezinen büyüme hikâyesini 2015'te %2,7'de bulan ekonomi, 2016 yılında ise %1,5 daralma kaydetti. Daralmanın arka planında, sanayi ve hizmetler sektörlerinin de düştüğü bir sahne var.
Ve bu bağlamda Nijerya'da büyüme nasıl hızlı bir iniş yaşadıysa, paralel bir çıkışı işsizlik oranında gözlemledik. Daha şunun şurasında 2 yıl önce grafikler %6-7 oranlarında bir işsizlik çizerken, durum mevcut son veriler dâhilinde %14 kapılarına dayandı. Böylelikle 2009 krizinden sonraki en yüksek işsizlik derdinin yaşandığı ülkede, nüfusun 180 milyonu aşkın olduğunu da hatırlatayım.
Ülkenin bu derde çare bulması için, şöyle iyi bir hıza kavuşması gerektiğine şüphe yok. Projeksiyonlar ise, Nijerya'nın düştüğü yerden bu yıl kalkmaya çalışacağını ve %1'e varmasa
da en azından artı bir hız kaydedeceğini söylüyor. Burada, petrol üretimindeki toparlanma etkili bir faktör olarak hesaba katılıyor.
Bununla birlikte, gerek Nijerya gerekse bölgedeki diğer petrol ihracatçıları 2017'de ilgili pozitif yansımalar bekleseler bile, ekonomilerine petrol dışı bir çekidüzen vermeleri gerektiğinin farkına varmış bulunuyorlar. Lakin farkındalık yetmiyor ve söz konusu çeşitlenme için icraat gerekiyor. Oysa özel sektör de, sorunlarla dolu bir iş ortamında kendini yeterince göstermeye çekiniyor. Üstelik G.Afrika'da bahsettiğim gelir eşitsizliği, Nijerya'da da malumunuz kol geziyor. Yoksulluk ve gıda arzı güvenliğinin de, bağlantılı dertlerden olduğunu ekleyelim.
Nijerya ekonomisinin gidişatı işte bu minvalde topallarken, fiyatlar da istikrarsızlığa devam ediyor. Tüketici enflasyonunun %17 bandına oltayı attığı Nijerya, cari işlemler hesabında ise ucundan köşesinden bir fazla bulmayı başarıyor.
MISIR'IN GIDA ENFLASYONU
Şimdi biraz daha kuzeye çıkıp Mısır'a da kısaca değinelim.
Hatırlayacak olursak Mısır, geçtiğimiz yılı %4,3'lük fena olmayan bir GSYH artışı ile kapadı. Reformlara meyleden ekonominin bu yıl ise %3-4 bandında bir gelişim sergilemesi bekleniyor. Bu bağlamda ülkedeki işsizliğin, 2017'de de %12-13 aralığında seyretmesi muhtemel gözüküyor.
Öte yandan enflasyon bu yıl ciddi bir dert olacak gibi duruyor. Nasıl bir dert bu derseniz, Mart ayında kaydedilen %30,9'luk tüketici enflasyonu oranından bahsetmem meramımı anlatacaktır. 1986'dan sonraki en yüksek fiyat artışlarının yaşandığı Mısır ekonomisinde, özellikle gıdadaki çılgın yükselişlerin nasıl zapt edileceği endişeyle izleniyor. Nitekim başta düşük gelirli kesim olmak üzere halkı hissedilir şekilde hırpalayan bu durumun bir an önce çözülmesi gerekiyor.
Diyerek burada bitireyim.
Böylelikle bugün, Afrika'nın altından girip üstünden çıkmış olduk ve kıtanın kuzeyi-güneyi bir arada en büyük 3 ekonomisini inceledik.
Yükselen ekonomiler serisinin gelecek ve son yazısında ise, Avrupa'ya açılmayı planlıyorum.
Yalnız bu noktada bir yazılık ara verip, Kuveyt'e uğramamız gerekecek. Zira bugün Kuveyt yolcusuyum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çin öncesi çıktığı Kuveyt ziyaretinin neticelerini, döndüğümde sizlerle paylaşmayı umuyorum.
Sonrasında ise konumuza dönüp, ver elini yükselen Doğu Avrupa deriz.
[Yeni Şafak, 9 Mayıs 2017].