CumhurbaÅŸkanımızın kadına yönelik ÅŸiddet meselesini tartışmak için davet ettiÄŸi kiÅŸilerden biri de bendim. HoÅŸ ve ilginç bir toplantı oldu. OlaÄŸandan uzun, tam 3.5 saat sürdü. EÄŸer Irak Parlamento BaÅŸkanı beklemiyor olsaydı, muhabbet daha uzun sürebilirdi.
Davet edilen katılımcılar içinde gazeteci ve akademisyenler de olmakla birlikte, ağırlıklı olarak kadın örgütlerinin temsilcilerinden oluÅŸuyordu. Kadın hakları konusunda çalışan örgütlerin temsilcileri pozisyonlarını aktif savundular. CumhurbaÅŸkanını etkilemeye çalıştılar. Masadaki herkes CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın bu meseleyle aktif ilgisinin kadına ÅŸiddet ile ilgili mücadeleyi güçlendireceÄŸinin farkındaydı.
CumhurbaÅŸkanımız genellikle aktif bir dinleyici pozisyonunda oldu. Notlar aldı. Tüm toplantının video kayıtlarının alınacağını ve dökümler üzerinde tekrar çalışacağını söyledi. CumhurbaÅŸkanının bu tutumunun masaya olumlu psikolojik etkisi oldu. Masadaki herkes CumhurbaÅŸkanının kadına yönelik ÅŸiddet meselesiyle sahici bir ÅŸekilde ilgilenmek istediÄŸini fark etti. Zaten CumhurbaÅŸkanı bu meselenin takipçisi olacağını açık açık söyledi.
Masada zaman zaman CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ile katılımcılar arasında tatlı tartışmalar oldu. Bu anlamda masa sahiciydi. Kadın erkek iliÅŸkilerinde eÅŸitlik ve adalet tartışması bu sahiciliÄŸin göstergesiydi. CumhurbaÅŸkanı adalet vurgusunu yapmakta ısrar etti. Katılımcılardan bazıları da eÅŸitlik vurgusunda ısrar etti. Bu tartışma bir kaç kez açılıp kapandı.
Masanın uzlaÅŸtığı konulardan biri ÅŸuydu: Kadına yönelik ÅŸiddetle mücadele edebilmek için tüm toplumsal kesimlerin bu sürece katılması gerekiyordu. Toplumsal kesimler yakın oldukları kanaat önderlerinden veya kadın örgütlerinden daha fazla etkileniyordu. Bu mesele bir siyasal mücadele aracı olmaktan öte can alan sıcak bir sorundu. Her kesimin sorunuydu ve ancak her kesimin mücadelesiyle baÅŸarı saÄŸlanabilirdi.
KADINA ŞİDDET AZALTILABİLİR Mİ?
Benim bu soruya cevabım hep evet oldu. Kadına ÅŸiddet çok boyutlu bir mesele. Tarihsel ve evrensel. Çok faktörle iliÅŸkili. Aynen iÅŸsizlik, enflasyon, fakirlikle mücadele gibi. Hatta onlardan da zor bir mesele. Ancak çok sayıda faktöre sahici bir ÅŸekilde ve uzun süreli müdahale edebildiÄŸimizde azaltabileceÄŸimiz bir mesele. EÄŸitim, refah düzeyi, zihniyet deÄŸiÅŸimi, aileye yönelik psiko-sosyal hizmetlerin yaygınlaÅŸtırılması, kadın konukevi sayısının arttırılması, güvenlik birimlerinin etkinliÄŸinin arttırılması gibi onlarca faktöre eÅŸ zamanlı etki etmemiz gerekiyor.
ÖrneÄŸin bu onlarca faktörden ikisi için örnek vereyim. Ülkemizdeki kadına yönelik ÅŸiddet ile ilgili çalışmaların ortak bulgularından biri hem kadının hem de eÅŸin eÄŸitim düzeyi ve gelir düzeyi arttıkça ÅŸiddet yok olmasa da önemli oranda azalıyor. ÖrneÄŸin bakanlığın Hacettepe Nüfus Etütleri ile birlikte yaptığı son çalışmaya göre; eÄŸitimi hiç olmayanlarda yaÅŸamının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel tacize uÄŸrama %43, son bir yılda %12 iken, üniversite mezunlarında bu oran %21 ve %7’ye düÅŸüyor. Yine refah düzeyi düÅŸük olan bir kadının son bir yıl içinde ÅŸiddete uÄŸrama oranı %14 iken, refah düzeyi yüksek olanlarda %8’e düÅŸüyor. EÄŸer eÄŸitim ve refah düzeyimizi toplumun tüm kesimlerine yayarak arttırmaya devam edersek, kadına yönelik ÅŸiddet azalabilir.
Son olarak, Türkiye’de kadına yönelik ÅŸiddet artmıyor hatta hafifçe bir düÅŸme eÄŸiliminde. Hacettepe’nin kadına yönelik ÅŸiddet araÅŸtırmasının 2008 ve 2014 verileri karşılaÅŸtırıldığında düÅŸme trendi gözüküyor. ÖrneÄŸin 2008 yılında son 12 ayda kadınların %14’ü fiziksel ve/veya cinsel ÅŸiddete uÄŸradığını bildirmekle beraber, 2014 yılında bu oran %11’e düÅŸmüÅŸ. Bu deÄŸiÅŸim tatmin edici bir deÄŸiÅŸim deÄŸil. Sadece deÄŸiÅŸimin mümkün olduÄŸunu düÅŸündürmesi açısından anlamlı.
[Star, 28 Mart 2015]